İflas Eden ABD'nin Yeni Başkanı

GİRİŞ: 20.01.2025 08:20      GÜNCELLEME: 20.01.2025 08:20
Rasthaber -  Trump, çökmüş bir ABD ekonomisi ile koltuğuna oturacak. ABD Hazine Bakanı Yellen, ülke borcunun 36 trilyon dolara ulaştığını açıkladı. Temerrüde düşme tehlikesinin bulunduğunu belirten Yellen, emekli maaşlarının ödemesinin ertelenebileceğini söyledi

Amerika Birleşik Devletleri (ABD)’nde bugün Başkanlık görevini devralacak olan Donald Trump, çevrilemez bir borç yüküyle karşı karşıya gelecek. Joe Biden göreve geldiğinde 2021’de 28 trilyon dolar olan ABD borcu, yaklaşık 4 yılda 36 trilyonu bularak 2024’te 30 trilyon dolar olması beklenen ABD gayri safi yurt içi hasılasını aştı.

36 TRİLYON DOLAR BORÇ

ABD Hazine Bakanı Janet Yellen, cuma günü ABD Kongresine yazdığı mektupta ABD'nin kamu borcunun 14 Ocak ile 23 Ocak arasında 36 trilyon dolarlık limitine ulaşacağını açıkladı. Yellen, durumun borçların zamanında ödenememesi, yani temerrüde yol açma potansiyeli barındırdığı uyarısı yaptı. Yellen, Bakanlığın bu olasılığı önlemek için borç tavanı tekrar yükseltilene kadar emekli maaşlarını ödemeyi ertelemek de dahil olmak üzere bir dizi önlem alınacağını söyledi. ABD’nin borç tavanı Joe Biden döneminde üç kez yükseltilmişti. Trump ise borç tavanı uygulamasının sadece psikolojik olduğunu ve tamamen kaldırılması gerektiğini savunuyor.

‘EMPERYALİZMDEN KURTULUŞ YAKIN’

Vatan Partisi Ekonomi Siyasetlerinden Sorumlu Genel Başkan Yardımcısı Hakan Topkurulu, Trump’ın iflas etmiş bir ekonomiyi devraldığına ve çözüm bulmasının mümkün olmadığına işaret etti. Topkurulu, şu ifadeleri kullandı:

“İkinci Dünya Savaşı’ndan sonra dünya hakimiyetini ele geçiren ABD, artık son dönemlerini yaşıyor. Trump, bugün ABD’din 47. Başkanı olarak görevi devralacak. Yürütmesini devraldığı devletin iflasa doğru sürükleniyor. Biden 2021 yılında görevi 28 trilyon dolar borçla devraldı, 36 trilyon dolar borçla Trump’a devrediyor. ABD kamu borcunun gayri safi yurt içi hasılasını (GSYH) aştığı bir dönem. Görevi devredecek Hazine Bakanı olan Janet Yellen’ın emeklilere ödemelerin ertelenmesi önerisi, ABD ekonomisinin iflasa ne kadar yakın olduğunun ve fiilen iflas ettiğinin göstergesidir. Trump, ‘Make America Great Again’ (Amerika’yı tekrar büyük yap) derken ABD’nin küçüldüğünü ve taşıdığı ağırlığın altında ezildiğini bilmektedir. Dünyadaki savaşları finanse etmek zorunda kalmaları, omuzlarındaki yükü daha da ağırlaştırmaktadır. Trump, Suriye’den çekilme ve Ukrayna savaşına son verme sözlerini boşuna etmemektedir. Dünya halklarının emperyalizmden kurtularak özgürleşmesi yakınlaşmaktadır.”

AŞIRI FİNANSALLAŞMA SORUNU

Ekonomist Serhat Latifoğlu ise borç sorununa aşırı finansallaşmanın neden olduğunu dile getirerek, nihayetinde ABD Hazinesinin ödemelerini yapamayacak hale geleceğini vurguladı. Latifoğlu, şöyle konuştu:

“2021’de ABD’nin kamu borçları, GSYH’nin yüzde 32’si kadardı, şu anda yüzde 98’i aştı. Trump, borçlanma tavanını kaldırmayı vaat ediyor. ‘Bu sadece psikolojik bir tavandır.’ diyerek kaldıracağını söylüyor. Aslında Trump’ın yaklaşımı doğru. Bu tavan söz konusu olduğunda hükûmet maaş, borç da dahil tüm ödemelerini durduruyor. Tavanın olması ABD’nin prestijinin aleyhinde bir durum. Fakat şu gerçek değişmiyor; ABD çok borçlu bir ülke. 2021’den 2025’e kadar kamu borcu 3 katına kadar çıkmış. Burada ciddi bir sorun var demek ki ABD, son 25 senede üretemiyor ve borcu borçla çeviriyor. Yüksek katma değer üretemiyor, vergi tahsil edemiyor, borcunu kapatamıyor. Giderleri, gelirlerinin çok çok üzerinde. Bir de dış ticaret açığı sıkıntısı da var. Zaten buna ‘İkiz problem’ deniyor. Bunun sebebi, 1970’lerde başlayıp 1980’lerde güçlenen finansallaşmadır.

“1980’lerde dönemin ABD Başkanı Ronald Reagan, aynı Trump’ın yapmak istediği gibi iş dünyasını teşvik amacıyla vergileri düşürdü. O dönem ABD ekonomisi canlandı ancak daha sonrasındaki yeni krizlerden kurtulamadı. Çünkü sistemsel bir sorun var. Finansallaşmanın önü açıldığı için şirketler; daha ucuz üretim noktalarına gitti, sermaye kaçışı başladı, daha üretmektense finansal operasyonlara girdiler. ABD’nin üretim modeli tamamen değişti. Bu modelde de vergi kaçağı çok büyüdü. ABD’de bazı alanlarda vergi oranı yüksek gözükse de fiili olarak ödenen vergi çok düşüktür. Büyümenin karşılığını alamadılar. Özellikle teknoloji alanında, beyin göçüyle ve sağladıkları teşviklerle uzun süre liderliği götürdüler. Ancak onun dışında otomotiv, demir çelik, tekstil gibi alanlarda çok geriye düştü. Bu model çalışmadı, şimdi bunun cezasını ödüyorlar.”

NEOLİBERALLERİN YANILGISI

Neoliberaller iktisatçıların, ABD parasının rezerv para olduğu için para basarak borcu ödeyebileceği tezinin yanlış olduğunu ifade eden Latifoğlu, şöyle devam etti:

“Öyle olsaydı, Amerikan tahvillerinin en iyi müşterileri olan Japonya, Suudi Arabistan ve Çin son 5 yıldır satış yapıp altın almazdı. Veya dünyada dolardan kaçış başlamazdı. Demek ki ABD belli bir süre sonra borç çevirme sorunuyla karşı karşıya kalacak. Şimdilik idare ediyorlar ama bu sürdürülebilir bir şey değil. Trump da Reagan gibi vergi düşürmeyi vaat ediyor. Bu vergi kaybını bir yerden karşılaması gerekiyor. İthalata getireceği vergilerle karşılamaya çalışıyor fakat matematik olarak bu ikisi birbirini karşılamıyor. İthalatı durdurmasının önünde engel var, içeride üretim yok.

“Ufukta, ABD ekonomisinin sorunlarına kalıcı çözüm getirenin görünmüyor. Borç sorunu katlandıkça katlanacak. Borç tavanı uygulaması kaldırılacak, borç sorunu katlanarak devam edecek. Borcun GSYH’ye oranı yüzde 100’ü geçecek. Buradan dönüş yok. Bu konuda, G7’de Almanya haricindeki tüm ülkeler bu durumda. Aşırı finansallaşmanın uygulandığı neoliberal politikaların sonucu bu. Özel sektörü teşvik adı altında uygulanan bu model, aşırı borçlanmayla çökmüştür. Borçlar, tahvil ihraç ederek çevriliyordu. Artık tahvillerin müşterilerini de bulamayacaklar çünkü G7 ülkeleri de zor durumda. Bu açmaz ABD’yi batağa sürükleyecek.”/aydınlık

YORUMLAR

REKLAM

İLGİLİ BAŞLIKLAR

REKLAM