Gazzedeki ateşkesi İsrail'in sağcı kabinesine dayatmak, son
15 ayda Netanyahu'nun itibarı ve siyasi kredibilitesine vurulan en büyük siyasi
darbe olabilir. İsrail rejiminin 162. Zırhlı Tugayı'na bağlı 84. Givati Tugayı,
Gazze Şeridi'nden geri çekilen ilk birliklerden biri olurken, daha önce
Siyonistlerin kuzey Gazze'de "Generallerin Planı"nı uygulamayı ve bu
bölgenin jeopolitik yapısını değiştirmeyi amaçladıkları biliniyordu.
Bugün ise sadece Hamas yok edilmemiş ve Gazze'nin
jeopolitiği değişmemiş olmakla kalmayıp, Hamas, savaşın ortasında kendi zarar
gören tugaylarını yeniden inşa etmeye başlamıştır! Bu gerçek, Amerika Dışişleri
Bakanı tarafından "Atlantik Konseyi"nde yaptığı bir konuşmada açıkça
kabul edilmiş ve Tel Aviv'in en büyük askeri müttefikinin Aksa Tufanı sırasında
yaşadığı büyük mağlubiyet itiraf edilmiştir.
Katarlı arabulucuların açıklamalarına göre, İsrail ile Hamas
arasında imzalanan ateşkes anlaşması bir yıl önce de imzalanabilirdi ancak
Netanyahu ve sağcı müttefiklerinin tüm ilan edilen şartları yerine getirme
konusunda ısrar etmeleri, yüzlerce masum insanın Netanyahu'nun kişisel hırsları
ve çıkarları uğruna hayatını kaybetmesine yol açtı. Öte yandan, Hamas hareketi,
İsrail'in son derece donanımlı ordusuna karşı gösterdiği efsanevi direnişle
çoğu şartını kabul ettirmeyi başardı.
İsrail ordusu, sadece Hamas'ın savaş gücünü yok edememekle
kalmadı, aynı zamanda ateşkesin ilk aşamasındaki şartlar doğrultusunda
Gazze'den geri çekilmek zorunda kaldı. Ayrıca, Siyonistler, Netzarim hattından
geri çekilmek ve bu bölgeyi terk etmek zorunda kaldılar.
Siyonistlerin hâlâ ısrarla kalmak istedikleri tek nokta,
Gazze ile Mısır arasındaki Filadelfiya hattı. Mısır yetkilileri, İsrail'in
Gazze'deki yenilgisini telafi etmek için Camp David anlaşmasını ihlal ederek bu
sınır bölgesinde sürekli bir varlık oluşturma amacı güdebileceğinden endişe
ediyorlar! Diğer yandan, Filistinli yetkililer, İsraillilerin bu bölgede
bulunmalarına tahammül etmeyeceklerini belirterek, sonunda Siyonistlerin bu
sınır bölgesini terk etmek zorunda kalacaklarını duyurdular.
Gazze'de ateşkes sürecindeki diğer önemli bir nokta,
Siyonistlerin Gazze'nin geleceği konusundaki zayıf tutumu olarak
değerlendirilebilir. Blinken, son önemli konuşmasında Siyonistlere hitaben
yaptığı açıklamada, Hamas'ın yalnızca askeri operasyonlarla yenilmesinin mümkün
olmadığını ve Gazze'nin yönetimi için bir alternatif düşünmeleri gerektiğini
belirtti. Şu anda ABD, Avrupa Birliği ve Arap ülkeleri, Filistin Yönetimi'nin
Gazze'ye geri dönmesi gerektiği üzerinde duruyor.
Bu süreçte, Siyonistler Gazze'yi tamamen işgal ederek,
Filistinlileri kademeli olarak göçe zorlamak ve bölgeyi yaşanmaz hale getirmek
suretiyle “tam ilhak” seçeneğine yönelmeyi planlıyordu. Ancak bugün, Pekin
Anlaşması temelinde Gazze'de Filistin yönetiminin devamlılığının her
zamankinden daha erişilebilir olduğu ve Tel Aviv'in planlarını uygulama
imkanlarının ciddi şekilde azaldığı görülmektedir.
Gazze halkı ve direnişe gönül veren herkesin zafer naraları,
Gazze'deki zaferin bir diğer göstergesi olarak değerlendirilebilir. Ateşkesin
sağlanması ve Gazze'de direnişin devam etmesi nedeniyle halkın tatlı dağıtması
ve kutlamalar yapması, Siyonistleri öylesine rahatsız ve öfkeli hale getirdi
ki, kadın ve savunmasız çocukların katledilmesini büyük bir zafer olarak
göstermeye çalıştılar!
Gazze'de işlenen "savaş suçları" nedeniyle
Netanyahu ve Gallant hakkında çıkarılan tutuklama kararı, Siyonistlerin
uluslararası toplum nezdinde en büyük itibar kaybını yaşadığının bir
işaretidir. Bu koşullarda Siyonist rejim, bu utanç lekesini medya veya kendi
kamuoyuna bir başarı olarak sunamaz. İlginç bir şekilde, bu anlatı savaşında
bazı Arap medya kuruluşları, özellikle "El-Arabiye", İsrail'in
yanında yer alarak Siyonistleri Gazze savaşının galibi olarak göstermeye
çalıştı. Bu Suudi-Emirlik uyumlu çizgi, muhafazakar Arap bloğunun Siyonist
rejime her zamankinden daha fazla yaklaştığını ortaya koymaktadır.
Siyonist rejimin ateşkes görüşmelerindeki açık yenilgisi,
bazı analistlerin bu rejimin ordusunun Gazze Şeridi'ne yeniden girmesi
ihtimalinden bahsetmesine neden olmuştur. Diğer bir deyişle, Netanyahu,
iktidarda kalmak ve siyasi yaşamını sürdürmek için aynı anda hem destekçileri
hem de muhalifleri tarafından ortaya konan iki ciddi talebe yanıt vermek
zorunda. İlk grup, Gazze Şeridi'ndeki savaşın Hamas'ın tamamen yok olmasına ve
bölgenin jeopolitik yapısının değişmesine kadar sürmesini talep ediyor.
Aşırı sağcılar için önemli olan şey, direnişin yok edilmesi
ve Gazze Şeridi'nin tamamen işgal topraklarına katılmasıdır. Netanyahu'nun
karşıtları ve eleştirmenleri ise Gazze'deki mevcut insani trajediye ve bunun
bölgesel ve uluslararası barışa yönelik tehditlerine dikkat çekerek, Gazze'de
ateşkesin hem güvenlik hem de etik bir zorunluluk olduğunu savunuyorlar.
Ateşkesin sağlanmasını savunanlar arasında ABD ve bazı Avrupa ülkelerinin adı
da geçmektedir. Ancak Netanyahu, çift taraflı bir oyun oynayabilir! Bazı
analistler, özellikle İsrailli yetkililerin son açıklamalarına, özellikle de
Betzalel Smotrich'in açıklamalarına atıfta bulunarak, esir takası sonrasında
İsrail ordusunun anlaşmayı ihlal ederek ve Trump yönetiminin yeşil ışık
yakmasıyla Hamas'a karşı askeri operasyonu yeniden başlatma olasılığının
bulunduğuna inanıyorlar.
Siyonist rejim, "işgal"de zafer aradığı için asla
barış sürecinde önemli bir aktör olamaz. Siyonist rejim, "Büyük
İsrail" fikrini takip ederek, "etki derinliğini" Fırat'ın
doğusuna kadar genişletmeyi amaçlıyor. Bu nedenle, Siyonist rejimin ateşkes
anlaşmasına sadık kalacağına veya Güvenlik Konseyi'nin kararlarına uyarak
"iki devletli" çözüm yoluna gideceğine dair iyimser bir bakış açısı,
yalnızca iyimserlikten ve Tel Aviv'in strateji ve politikalarına ilişkin yanlış
görüşten kaynaklanacaktır.
Yukarıda belirtilen noktalar göz önüne alındığında, Hamas'ın
taleplerinin Siyonistlere dayatılması ve onların müzakere masasında teslim
olmaları, Netanyahu'nun aşırı taleplerine karş Gazze halkının "inanç
gücü" ve "kararlılığı"nı simgelemektedir. Bazı analistler, Hamas'ın
yok edilmemesi ve İsrail ordusunun Gazze Şeridi'nden çıkması durumunun,
Netanyahu'nun ilan ettiği şartların başarısızlığı ve aşırı sağcı güçlerin
Gazze'yi tamamen ilhak etme hayalinin sonu olduğunu düşünüyorlar/mehr