İslam İnkılabı Rehberi, dün yaptığı konuşmada düşmanla
müzakerelerin boyutlarını anlatan ifadeler kullandı ve şöyle buyurdu: “Bunlar her
zaman diplomasinin tebessümlerinin ardında saklıdır. Bu diplomasinin
tebessümlerinin ardında böylesine düşmanlıklar, kinler ve kötülükler saklıdır. Gözlerimizi
açalım. “Onlara gizlice sevgi besliyorsunuz/Mümtehene-1)” zümresinden
olmayalım. Kiminle muhatap olduğumuza, kiminle konuştuğumuza dikkat edelim. Bunu
bilelim. Kişi karşısında kim olduğunu bildiğinde muamele yapabilir ama ne
yapması gerektiğini bilmelidir. Tanımamız ve bilmemiz gerekir.”
İmam Hamanei’nin sözlerinin bu bölümünü anlamak için bu
ifadelere birkaç açıdan bakmak gerekir:
Bu görüşmede bahsedilen konu esasen durumu anlatmaktır, izin
veya izin vermeme konusunda bir açıklama yoktur. İmam Hamanei durumu
anlatmıştır. Aslında sorulması gereken doğru soru şudur: “İmam Hamanei’nin
açıklamalarına dayanarak acaba müzakere yapmak için koşullar uygun mudur?
İmam Hamanei, müzakerelerin şartlarını açıklarken önemli bir
ilkeyi açıklıyor ve “Müzakerede temel şart karşı tarafı tanımaktır, kiminle
muhatap olduğumuzun farkında olalım...” diyor.
Soru şu: Müzakere savunucuları karşı tarafı gerçekten
tanıyorlar mı? İmam Hamanei’nin açıklamalarına göre, eğer böyle bir tanıma
varsa, bir anlaşma yapılabilir.
Düne kadar ABD Dışişleri Bakanı'nın imzasını Nükleer
Anlaşmanın garantisi olarak gören ve ABD'nin istese bile Nükleer Anlaşmadan
çekilemeyeceğini garanti edenlerin, Nükleer Anlaşma’nın mevcut durumuna yanıtı
ne olacaktır? Amerika'yı ve Batı'yı tanıdıklarını iddia edebilirler mi? Peki
şimdi diğer taraf İran'ı teknik mekanizmasını devreye sokmakla sürekli tehdit
ediyorsa, Nükleer Anlaşma mütevellilerinin buna cevabı ne olacaktır? En önemli
soru işareti ise karşı tarafın müzakere taraftarlarının tanınması konusudur.
Müzakere koşulları oluşmamışken müzakere izninden
bahsetmenin bir anlamı yoktur ve İmam Hamanei’nin açıklamalarının konusu da bu
değildir. Ancak bazıları meselenin özünü görmezden gelerek İmam Hamanei’nin
sözlerini çarpıtmaya çalışıyor.
Neden Sözler Çarpıtılmaktadır?
İmam Hamanei’nin açıklamalarının tamamının ruhu, beyni ve özü
dünyanın şartlarını ve düşmanın kötülüklerini anlatmaktan ibarettir. Bütün bu
izahlardan ve Batı'nın suçlu yüzünün gerçekliğinden sonra, nasıl oluyor da içerideki
bazı kimseler bu sözlerden müzakereye izin verildiğine yakın yorumlar
çıkarabiliyorlar?
Düşmanın geniş medya araçları, her türlü bahaneyle müzakere ortamı yaratmanın fırsatlarını kollamaktadır. Daha önce Cumhurbaşkanı Pezeşkiyan’ın ABD’deki konuşmasını tam olarak yayınlanmadan önce değiştiren ve Pezeşkiyan’ın müzakerelere ilişkin kuşkularını “müzakere çağrısına” dönüştüren aynı grup, şimdi de İmam Hamanei’nin açıklamalarından müzakerelere izin çıkarmaya çalışıyor. Elbette, soruna safça yaklaşan bazı iç hareketlerin de bu konuda suçsuz olduğu söylenemez.
Farsnews'den tercüme edilmiştir