İmam Ali (a.s) şöyle buyurmuştur:

أقوی عَدوِّ الشدائِدِ الصّبر(Tasnîf-u Ğurar-ül Hikem, s. 282, h. 6275) Zorlukların en güçlü düşmanı, sabırdır.

İmam Seccad (a.s) şöyle buyurmuştur:

یا بُنَیَّ اِصبِرْ عَلیَ الحقِّ و ان کانَ مُرّاً(Bihâr-ül Envâr, c. 71, s. 77) Ey oğlum! Hak yolunda sabırlı ol, bu senin için acı olsa bile.

İmam Ali (a.s) şöyle buyurmuştur:

اَلصَّبرُ اَن یَحتَمِلَ الرَّجُلُ ما یَنوبُهُ و َیَکظِمَ ما یُغضِبُهُ(Uyûn-ül Hikem ve’l Mevâiz (Leysî), s. 56, h. 1439) Sabır, insanın başına gelen musibetleri kaldırması ve öfkesini kontrol edebilmesidir.

İmam Rıza (a.s) şöyle buyurmuştur:

لَا یَسْتَکْمِلُ عَبْدٌ حَقِیقَةَ الْإِیمَانِ حَتَّى تَکُونَ فِیهِ خِصَالٌ ثَلَاثٌ التَّفَقُّهُ فِی الدِّینِ وَ حُسْنُ التَّقْدِیرِ فِی الْمَعِیشَةِ وَ الصَّبْرُ عَلَى الرَّزَایَا(Tuhaf-ül Ukûl, s. 446 – Bihâr-ül Envâr (Beyrut), c. 75, s. 339)

Bir kul, imanının hakikatini ancak üç özelliğe sahip olduğunda tamamlar: Din anlayışı, geçimde iyi tedbirli olmak ve musibetlere karşı sabırlı olmak.

İmam Ali (a.s) şöyle buyurmuştur:

إِنَّ المُؤمِنَ… إذا أَصابَتهُ شِدَّةٌ صَبَرَ… وَالمُنافِقُ … إِذا أصابَتهُ شِدَّةٌ ضَغا(Tuhaf-ül Ukûl, s. 212)

Mümin, sıkıntıya uğradığında sabırlıdır; münafık ise sıkıntıya uğradığında taşkınlık yapar.

İmam Hasan (a.s) şöyle buyurmuştur:

اَلخَیرُ الَّذِی لا شَرَّ فِیهِ، اَلشُّکرُ مَعَ النِّعمَة وَ الصَّبرُ عَلَی النّازِلَة(Tuhaf-ül Ukûl, s. 234)

İçinde hiçbir kötülük bulunmayan hayır, nimete şükretmek ve musibetlere sabretmektir.

İmam Ali (a.s) şöyle buyurmuştur:

کَمْ یُفْتَح بالصَّبرِ من غَلَقٍ(Tasnîf-u Ğurar-ül Hikem, s. 285, h. 6368)

Ne çok düğüm ve sıkıntı, sabır ile çözülmüştür!

İmam Ali (a.s) şöyle buyurmuştur:

الْحِلْمُ حِجَابٌ مِنَ الْآفَاتِ(Uyûn-ül Hikem ve’l Mevâiz (Leysî), s. 24, h. 228)

Sabır ve tahammül, afetlere karşı bir kalkandır.