Tüm Senaryolar Bir Görünüşle Çöktü

GİRİŞ: 06.07.2025 19:03      GÜNCELLEME: 06.07.2025 19:03
Rasthaber -  İran ile Siyonist rejim arasında 12 gün süren doğrudan askerî çatışmaların ardından ve İsrail’in bu süreçteki yetersizliğinin açıkça görülmesiyle, savaşın medya cephesinde de psikolojik bir cephe açıldı. Ancak bu cephede de, İmam Hüseyin’in (a.s.) matemine adanmış Aşura gecesinde İran liderinin İmam Humeyni Hüseyniyesi’ndeki onurlu ve etkili varlığı, İsrail’in bu alandaki oyunlarını da boşa çıkardı.

Hicri 1447 yılı Aşura gecesinin son saatlerinde, İran İslam Cumhuriyeti Rehberi'nin İmam Humeyni Hüseyniyesi'nde düzenlenen merasimdeki varlığına dair görüntüler yayımlandı. Bu görüntüler ilk bakışta geleneksel bir dini merasime katılım gibi görünse de, gerçekte toplumun zihinsel dünyasında ve medya alanında yürütülen ağır bir savaşta stratejik bir zirve anlamı taşıyordu.

İran ile Siyonist rejim arasında yaşanan 12 günlük çatışma ve bu süre zarfında İran liderinin Muharrem’in ilk gecelerinde törenlerde yer almaması, hasmane medya çevrelerinin psikolojik operasyonları için malzeme hâline getirilmişti.

Ancak Aşura gecesindeki bu anlamlı ve doğrudan katılım, bu medya senaryolarının çökmesini sağladı ve İran’ın söylem alanında yeniden güç kazanmasının önünü açtı.

Rivayet Savaşı: Zemin ve Koşullar

Aşura gecesine yaklaşan günlerde, Farsça yayın yapan muhalif medya organları, İran liderine dair kamuoyuna açık görüntülerin paylaşılmamasına dayanarak çeşitli senaryolar üretmeye başladı. Bu senaryolar, içerik olarak farklı görünse de aynı amaca hizmet ediyordu:

  1. Anlamlı bir yokluk iddiası: Liderin yokluğunun karar alma krizine veya yönetim boşluğuna işaret ettiği yönünde yorumlar;
  2. Güvenlik veya sağlık tehdidi varsayımı: İsrail ile yaşanan gerilim sonrası, liderin zarar gördüğü imajını oluşturma çabası;
  3. Güç transferi senaryosu: Erken bir şekilde halefiyet ve liderlik boşluğu üzerine kurgular üretmek.

Bu üç başlık, İran’ın istikrarını sorgulatan, kamuoyunda güvensizlik oluşturmayı amaçlayan bir psikolojik-medya savaşının temelini oluşturuyordu. İşte tam da böyle bir ortamda, İran liderinin Aşura gecesindeki doğrudan ve beklenmedik katılımı, çok katmanlı bir işlev gördü:

  • Sembolik sermayenin yeniden inşası,
  • Düşman söylemlerinin etkisizleştirilmesi,
  • Toplumun psikolojik güvenliğinin yeniden tesisi.

Sembolik Sermaye ve Gücün Yeniden Üretimi

Siyasi iktidar yalnızca zor kullanımı ya da hukuki araçlarla ayakta kalmaz; aynı zamanda meşruiyet, güven ve toplumsal kabul gibi sembolik sermayelere dayanır. Bu tür sermayeler ise özellikle kritik dönemlerde yeniden üretilmelidir ki zamanla yıpranmasın.

İran liderinin Aşura gecesindeki bu varlığı, özellikle bölgesel gelişmelerin ardından, işte bu ihtiyaç çerçevesinde anlam kazandı.

Bu görüntü, İran’ın en üst düzey yönetim kademesindeki istikrarı ve sürekliliği açık bir biçimde ortaya koydu. Toplumun dedikodular, spekülasyonlar ve medyatik baskılarla bunaldığı bir dönemde, bizzat ve doğrudan ortaya çıkan bir lider figürü, sembolik sermayeyi yeniden canlandırmak için eşsiz bir etkendir.

Siyaset teorisyenlerine göre, iktidar alanı, sermaye savaşlarının sürdüğü bir meydandır. Bu alanda öne çıkmak isteyen aktör, sahip olduğu sermayeyi hem görünür hem de güvenilir kılmak zorundadır.

İran İslam Cumhuriyeti Rehberi, toplumun dini ve kültürel hafızasında derin bir yere sahip olan Aşura gecesi gibi yüksek sembolik anlam taşıyan bir gecede, akıllıca bir varlık göstererek hem halkın zihinsel güvenliğini sağladı hem de ülkenin üst düzey siyasi gücünü yeniden teyit etti.

Söylem Gücü ve Hakim Anlatının Yeniden Tanımlanması

Fransız yapıbozumcu filozof Michel Foucault, iktidarı ne yalnızca kurumlarda ne de şahıslarda arardı; ona göre iktidar asıl olarak söylemler arasında işleyen ilişkiler ağıdır. Foucault’ya göre, hâkim söylemin değiştiği her yerde, iktidar yapısı da kaçınılmaz olarak dönüşür.

Son medya savaşında, karşıt medya organları hâkim söylemi, “savaş sonrası İslami Cumhuriyet’in gücü”nden, “iç çöküş ve liderliğin yokluğu” anlatısına kaydırmaya çalıştı. Bu projeleri basit bir propagandadan ibaret değildi; aksine, toplumun ruhsal kırılganlıklarını, önceki kriz dönemlerini ve İran toplumunun psikolojik güvenliğinin liderliğe bağlı olduğunu iyi analiz etmişlerdi. Amaçları, gerçekliğe benzer kurmaca bir atmosfer üreterek söylemin kontrolünü ele geçirmekti.

Ancak, İslam Devrimi Lideri’nin Aşura gecesi törene katıldığını gösteren görüntülerin yayımlanması, bu anlatıyı ani ve kesin bir şekilde boşa çıkardı. Bu görüntüler, herhangi bir konuşma ya da resmî açıklama olmaksızın şu dönüşümleri sağladı:

  • “Yokluk” algısını “Varlık”la,
  • “Şüphe”yi “Kesinlik”le,
  • “Sessizlik”i ise “Sakin bir kudretle” değiştirdi.

Bu tür bir güç temsili, en etkili ve meşru iktidar uygulamalarından biridir: Güç sahibi, baskı kurmaksızın, sansür uygulamaksızın, yalnızca kelimesiz bir görünüşle, söylem alanını ele geçirir. İslami Cumhuriyet, son derece sade bir araçla—alçakgönüllü ama kararlı bir görüntüyle—düşmanının başarısız anlatısını kendi lehine dönüştürmeyi başardı.

Bu Söylem Zaferinin Somut Sonuçları

1. Toplumsal psikolojik güvenliğin yeniden tesisi:
Liderin bu sembolik eylemi, toplumda oluşan belirsizlik kaynaklı kaygıyı yatıştırdı ve halkın güven duygusunu onardı.

2. Karşıt anlatıların itibarsızlaşması:
“Liderin yokluğu” veya “kriz içinde olduğu” yönündeki kesin ifadeler kullanan medya organları, gerçekle yüzleşince inandırıcılıklarını kaybetti.

3. İç medya alanının yeniden aktif konuma geçmesi:
Uzun süredir savunmada kalan iç medya, bu görüntü sayesinde yeniden etkin bir aktör hâline geldi ve anlatı savaşında atağa geçti.

4. Lider ile halk arasına mesafe koyma projesinin çökmesi:
Düşman medyasının hedeflerinden biri, toplumun zihninde, lider ile halk arasında duygusal ve meşru bağların koptuğu algısını yerleştirmekti. “Yokluk” üzerinden bu bağın koptuğu izlenimi verilmek istendi. Ancak Aşura gecesi, yani İranlıların en kitlesel ve duygusal dini anlarından birinde liderin halkla birlikte olması, bu projeyi de boşa çıkardı. Lider yalnızca sahada değil, tarihi, duygusal ve inançsal olarak halkla en güçlü bağların kurulduğu bir merasimin tam merkezinde yer aldı.

Tek Bir Görünüşle Birden Fazla Zafer

Günümüzde savaşlar artık yalnızca sahada değil, anlatı, görüntü ve semboller alanında kazanılıyor ya da kaybediliyor. Bu bağlamda, İslam Devrimi Lideri'nin Aşura gecesindeki varlığı, sadece meşruiyetin yeniden kazanılması değil, aynı zamanda toplumsal bütünlüğün ve iç istikrarın yeniden inşası anlamına gelen bir dönüm noktasıydı.

 

YORUMLAR

REKLAM

İLGİLİ BAŞLIKLAR

REKLAM