Bekayi, Filistin meselesi ve Gazze
halkının zorla göç ettirilmesi konusunda Cidde’de düzenlenen İslam İşbirliği
Teşkilatı Olağanüstü Dışişleri Bakanları Konseyi Toplantısı’na değinerek,
toplantı kapsamında Dışişleri Bakanı Erakçi’nin bir dizi meslektaşı ile bir
araya geldiğini belirtti.
Bekayi, İran'ın ABD Başkanı
Trump'tan mektup alıp almadığına ilişkin bir soruya, “Herhangi bir mektup
alınmadı” yanıtını verdi.
Bekayi, konuya ilişkin olarak,
“Uluslararası hukuk kurallarına göre, güç kullanma tehdidi yasaktır. Ancak bu
konuda güç kullanımına başvurma tehdidiyle ilgili bazı kavramlar ortaya
konmuştur. Peki, İran halkının direnişten başka bir yaklaşımı olmuş mudur?
Bunlar, ABD’nin dış politikasının doğasının zorbalığa dayandığını gösteriyor.
Savaş veya müzakere ikilemi, diyalog konusunda
ciddiyetin olmadığını gösteriyor. Ancak İran, hiçbir zaman müzakereden
vazgeçmemiştir, ama baskı altında yapılan müzakere anlamsızdır” ifadesini
kullandı.
Dışişleri Bakanlığı Sözcüsü
Bekayi, “Eylül 2024'te Birleşmiş Milletler Genel Kurulu'nda bir karar alındı ve
bu kararın bir maddesi, İsviçre'den savaşlardaki sivil halkı desteklemek
amacıyla bir toplantı düzenlemesini talep ediyordu. Bu toplantının 7 Mart'ta
yapılması planlanmıştı. Ancak İsviçre, bu toplantıyı yapmamaya karar verdi. Bu
ülkenin yaklaşımına dair bir değerlendirme yapmak istemiyoruz, ancak bu konuda
ilgili ülkelerden uygun bir tepki görmedik” açıklamasını yaptı.
Bekayi sözlerine, “ABD’nin İran
halkına karşı uyguladığı yaptırımların hukuki bir temeli yoktur ve Amerika, bu
yaptırımların insan hakları üzerindeki sonuçlarından sorumlu olmalıdır. Bölge
ülkeleri, kendi ulusal çıkarlarına göre kararlar almalı ve ABD’nin baskılarının,
İran ile olan ilişkileri üzerinde olumsuz bir etkisi olmasına izin
vermemelidir” ifadelerini ekledi.
Bekayi, Suriye’deki gelişmelere
dikkat çekerek, “Suriye’nin farklı bölgelerindeki güvenliksizlik ve rehin alma
olaylarına dair raporlardan endişeliyiz. Bu eylemleri kınıyoruz. Aleviler,
Dürziler ve diğer azınlıkların saldırılara uğraması, insanlık vicdanını
etkileyen bir durumdur. Bu, Suriye yöneticileri için, ülkenin halkını koruma
konusunda bir sınavdır. Endişelerimizi çeşitli yollarla, Suriye'de etkisi ve
varlığı olan ülkelere bildirdik. Bu tür saldırılar, Suriye'nin durumunu daha da
karmaşık hale getirmektedir” ifadelerinde bulundu.
Bekayi, Cidde’de düzenlenen İslam
İşbirliği Teşkilatı Olağanüstü Dışişleri Bakanları Konseyi Toplantısı’nda
gündeme gelen Gazze halkının zorla göç ettirilmemesi garantisine ilişkin
olarak, “Bu belgede, Filistin'in İslam dünyasında merkezi bir konu olduğu
vurgulanmıştır. Filistin halkının, hem işgal altındaki topraklarda hem de
dışında yerinden edilmesine karşı çıkılmıştır. Bölgesel planlar, özellikle
Gazze Şeridi'nin sakinleri yerinden edilmeden yeniden inşa edilmesi konusunda
desteklenmiştir. İslam ülkeleri, Gazze'deki yetimlere yardım edilmesinin
gerekliliğine dikkat çekmişlerdir. Bu konular devam edecektir. İslam
ülkelerinin New York'taki büyükelçilerine bu konuda belirli bir gündem
verilmiştir” dedi.
Dışişleri Bakanlığı Sözcüsü,
ABD’li yetkililerin İran halkına yönelik "maksimum baskı"
politikasını sürdürme tehditleri ve İran'dan elektrik alımını kapsayan Irak'a
uygulanan yaptırım muafiyetlerinin uzatılmamasıyla ilgili soruya, “ABD’nin
İran'a karşı tek taraflı yaptırımları hiçbir geçerli gerekçe ve hukuki temele
dayanmamaktadır ve uluslararası bir suçtur. ABD, bu yaptırımların İran halkı
üzerindeki etkilerinden sorumlu olmalıdır” şeklinde yanıt verdi.
Bölge ülkelerinin kendi ulusal
çıkarları ve İran ile olan iyi ilişkileri doğrultusunda kararlar aldığını
belirten Bekayi, bu ülkelern ABD’nin
yasadışı ve zorba baskılarının, İran halkının ve bölgenin çıkarları
üzerinde olumsuz etkiler yaratmasına verilmemesi gerektiğini vurguladı.
Bekayi, “Irak ile iyi
ilişkilerimiz var ve iki halkın çıkarlarını gerçekleştirecek şekilde karar
verilmesini umuyoruz” dedi.
Sözcü Bekayi, Dışişleri Bakanı
Erakçi’nin Cidde'de Türk mevkidaşıyla yaptığı görüşme hakkında şunları söyledi:
“Bu görüşmede, Türkiye Dışişleri
Bakanı’na kendi endişelerimizi ve şikayetlerimizi ilettik ve İran İslam
Cumhuriyeti'nin ikili ilişkilere büyük değer verdiğini ve Ankara'nın
Suriye'deki gelişmelerle ilgili suçlama yaklaşımını kabul etmediğini
vurguladık. Suriye'de rol oynayan tüm ülkeler, yanlış ifadelerden kaçınmalıdır.
Çünkü bu tür açıklamalar, durumu daha da karmaşık hale getirecektir.”/mehr