El Kaide'nin Suriye kolu Nusra
Cephesi'nin eski lideri Ahmed eş-Şara (el-Culani) liderliğindeki yeni Suriye
hükümetinin, Suriye’nin kıyı bölgesine yönelik büyük çaplı saldırı başlatmasının
üzerinden dört gün geçti. Bu saldırılar, Şam'ın iddiasına göre, esas olarak
eski hükümetten (Beşşar Esad) kalan askeri unsurlarla mücadele ve onların
takibi içindi ancak bu saldırıların çoğunluğu sivil olmak üzere yüzlerce
insanın öldürülmesinden başka bir sonucu olmadı.
Suriye'de 10 yıldan fazla süren savaş ve çatışma döneminde, dönemin hükümetine karşı medya kuruluşu olarak faaliyet gösteren merkezi Londra'daki Suriye İnsan Hakları Gözlemevi, yayınladığı raporda, geçen perşembe gününden bu yana Colani hükümetine bağlı unsurların yoğun saldırılarına maruz kalan Lazkiye ve Tartus vilayetlerinde bin 14 kişinin öldürüldüğünü bildirdi.
Suriye’nin yeni hükümetine yakın
olan ve Beşşar Esad döneminde muhalif bir medya kuruluşu olarak faaliyet
gösteren Enab Baladi internet sitesi şu iddialarda bulundu: ‘Son dört günde
yaşanan çatışmalarda toplam 311 sivil ve güvenlik görevlisi hayatını kaybetti.’
Özellikle son zamanlarda taraflı davranan ve sürekli olarak Colani hükümetinin söylemini destekleyen Katar’ın el-Cezire kanalı bir güvenlik kaynağından naklen şu iddialarda bulundu: ‘Suriye kıyılarında son dönemde yaşanan çatışmalarda silahlı unsurlar ve Suriye Savunma Bakanlığı mensubu 231 kişi öldü.’ Bu çatışmaların ve ölümlerin boyutu o kadar büyük ki bu Katar Kanalı diğer tarafın veya Gözlemevi gibi tarafsız kuruluşların sağladığı istatistikleri bir şekilde haklı çıkarmak için Colani hükümeti mensuplarının ölüm sayısını bu miktarda duyurmak zorunda kaldı.
Akdeniz'in doğu kıyısında yer alan Suriye’nin sahil bölgesi, Beşşar Esad hükümetinin devrilmesiyle birlikte çok sayıda devlet görevlisinin ve askeri yetkilinin, silahlı ve terörist unsurların misillemelerinden korktukları için bu bölgeye sığındığı dağlık ve ormanlık bir alandır. Öte yandan eski Suriye ordusunun lider ve komutanlarının büyük çoğunluğu bu bölgedendi ve Colani hükümeti, Şam ve Güney Suriye'de geçici olarak iktidarı sağlamlaştırdıktan sonra, bölgeyi kalan unsurlardan temizleme fırsatını değerlendirerek, geçen hafta perşembe günü geniş çaplı bir askeri operasyon başlattı.
Ancak, gönderilen unsurların sert muamelesi
ve hesaplaşması ayrıca bu unsurların yeni hükümetin muhalifleriyle ilk günkü
çatışmada pusuya düşürülmesi ve öldürülmeleri, Şam hükümetinin komşu illerden,
hatta Şam'dan bile kuvvet ve teçhizat gönderilmesi için yaygın bir çağrı
yapmasına neden oldu ve işte tam bu noktada, intikam duygusuyla hareket eden
silahlı ve terörist unsurlar, bazı vaizleri ve cami imamlarını kışkırtarak bu
bölgeye yöneldiler ve bunun üzerine katliamlar ve öldürmeler başladı.
Suriye İnsan Hakları Gözlemevi Müdürü Rami Abdurrahman şunları söyledi: ‘Yeni hükümete bağlı silahlı unsurlar, sadece Alevi oldukları suçlamasıyla sokaklarda ve meydanlarda yüzlerce masum insanı katletti. Düne kadar terör örgütleri içerisinde faaliyet gösteren, hatta bazı isimleri uluslararası terör örgütleri listesinde yer alan Nusra Cephesi ve Türkistan Partisi gibi unsurlar, şimdi güvenlik sorumlusu olarak bu bölgelere gidiyor. Doğal olarak ortaya çıkan sonuç medyada gördüğümüz katliam oluyor.’
Colani’nin silahlı unsurları
tarafından yayınlanan bazı görüntülerde, sokaklarda çok sayıda insan hakları
ihlali ve infaz yaşandığı görülüyor. Görüntülerden birinde silahlı unsurların,
insanları öldürdükten sonra ölülerin üzerinden geçtiği görülüyor. Bir diğer
görüntüde ise silahlı unsurlardan biri saldırının ardından kameraya şöyle
diyor: “Banias, (Suriye) kıyısı, nüfusunun yarısı Sünni, yarısı Alevi olan bir
bölgeydi, şimdi yarısı Sünni, yarısı 'Telavi'.” Bu terörist, İdlib'de bulunan
ve Alevileri bastırmak için çağrılarak bu bölgeye gönderilen aşiretinden
bahsediyor.
Bazı haberlere göre, silahlı
unsurlar birçok köyde erkekleri öldürmüş, köylerdeki kadınlar ise dul kalmış.
Öte yandan Suriye kıyılarında
devam eden katliamlar tepkilere ve kınamalara yol açtı.
ABD destekli Suriye Kürt milis
gücü “Suriye Demokratik Güçleri” (SDG) lideri Mazlum Abdi, Suriye Geçici
Hükümeti Başkanı Ahmed eş-Şara'ya (el-Colani) Suriye sahilinde yaşanan
katliamın faillerinin cezalandırılması çağrısında bulundu. Bu katliamlar
üzerine BM İnsan Hakları Yüksek Komiserliği de Suriye'nin kıyı bölgesinde
sivillerin öldürülmesine derhal son verilmesi çağrısında bulundu.
Almanya Dışişleri Bakanlığı da dün
öğleden sonra yaptığı açıklamayla katliama tepki gösterdi ve şu açıklamalarda
bulundu: ‘Suriye kıyılarında binden fazla insanın öldürüldüğüne dair haberler şok
edicidir ve geçici hükümet bu saldırıları ve suçları durdurmaktan sorumludur.”
Irak'ın tanınmış siyasetçilerinden
Mişan el-Caburi de Suriye sahilinde yaşanan bu katliam ve olaylara tepki
gösterdi ve X hesabında, Suriye sahilinde Alevi sivillerin infaz edildiğini
görünce duyduğu üzüntüyü dile getirerek şunları söyledi: ‘Bu, derhal kınanması
ve kovuşturulması gereken korkunç bir suçtur’. Caburi, Irak'ta bazı kesimlerin
bu suçları sadece kınamakla yetinmesini de eleştirdi.
ABD Dışişleri Bakanı Marco Rubio,
Suriye'de azınlıklara yönelik katliamı kınadı ve Suriye'deki geçici hükümetin
bu olayların sorumlularından hesap sormasını istedi. Rubio yaptığı açıklamada
şunları söyledi: ‘Suriye’nin geçici yetkilileri, Suriye'deki azınlık
topluluklara yönelik bu katliamın faillerinden hesap sormalıdır.’
Lübnan'ın el-Meyadin TV Kanalı da
silahlı grupların El-Mazira, Beyt Cabro, Diffa, Yasins ve Baryans köylerine
baskın düzenlediğini ve köylerde katliamlar yaşandığını bildirdi.