"Ebu Cihad Rıza" adıyla tanınan askerî komutan,
"Suriye İslamî Direnişi – Uli’l-Ba’s" teşkilatının kuruluşunun ilan
edilmesinden aylar sonra ilk kez kamuoyu önüne çıkarak kapsamlı bir konuşma
yaptı ve bu konuşmada "Suriye merkezî devletinin düştüğünü" ilan
etti.
“Uli’l-Ba’s” ifadesi, siyasî ya da askerî söylemlerde
genellikle zorlu mücadeleye hazır, güçlü irade sahibi insanlardan oluşan bir
grubu ifade eder. Direniş konuşmaları gibi metinlerde, işgale ya da zulme karşı
savaşma, direnme ve teslim olmama ruhunu vurgulamak için bu ifade kullanılır.
Ebu Cihad Rıza liderliğindeki bu yeni askerî grup, Suriye’ye
ve halkına yönelik iç ve dış tehditlere yanıt olarak kurulmuştur.
Suriye Merkezî Devleti Düşmüştür
Ebu Cihad Rıza, Şam’daki mevcut hükümeti sadece "bir araç" olarak
nitelendirerek, bölgesel ve uluslararası güvenlik servisleri tarafından
yönlendirildiğini söyledi ve konuşmasını, özellikle Suriye halkına, subaylara
ve Arap Suriye Ordusu’nun mensuplarına yönelik genel seferberlik çağrısıyla
bitirdi.
"Suriye İslamî Direnişi – Uli’l-Ba’s Genel
Komutanlığı" başkanı olan Ebu Cihad Rıza, konuşmasına "hükümetin
kurumlar üzerindeki egemenlik iddialarının sona erdiğini" belirterek
başladı ve bu hükümetin yıllar içinde yıpranarak "çeşitli işgaller için
bir vitrine" dönüştüğünü vurguladı.
Keskin bir üslupla şöyle dedi: “Açıkça ilan ediyoruz ki,
Suriye merkezî bir devlet olarak düşmüştür ve Şam’daki mevcut hükümetin kendi
iradesi yoktur; aksine, Türkiye, Amerika ve Siyonizm’in güvenlik aygıtları
tarafından yönlendirilen bir araca dönüşmüştür. Bu aygıtlar, tüm çelişkili
çıkarlarına rağmen ortak bir hedefte birleşmiştir: Direnişçi Suriye ulusal
kimliğini gömmek.”
Şam’daki Kara Odalar
Bu askerî komutan, Şam’da sadece başkentte faaliyet gösteren 17 Siyonist
istihbarat merkezi olduğunu iddia ettiği "kara odalar"ı suçladı ve
bunların aynı milletin evlatları arasında fitne çıkarmakla görevli olduklarını
söyledi.
Ebu Cihad Rıza, ülkede olanları "iç savaş" ya da
"iç kargaşa" olarak nitelendirmeyi reddetti ve olup bitenin Tel Aviv,
Washington, Ankara ve Moskova’nın çıkarlarının kesiştiği “merkezî ve siyonist
bir plan” olduğunu vurguladı; bu planın Körfez Arap ülkeleri tarafından finanse
edildiğini ve geniş çaplı istihbarat desteğiyle yürütüldüğünü belirtti.
Açıklamasında şunları da söyledi: “Bu planın hedefi, Suriye
ulusunun milliyetçi iradesini kırmak, direnişi teslimiyetle değiştirmek ve
izzeti bağımlılıkla yer değiştirmektir.”
Suriye’de Genel Seferberlik Çağrısı
Konuşmanın en çarpıcı kısmı, “seferberlik çağrısı” oldu. Bu askerî komutan
şöyle seslendi: “Bugün, Suriye’nin yaralarının sıcaklığıyla hâlâ atan her kalp
için bir seferberlik çağrısıyla başlıyorum.”
Bu çağrıda, belirli gruplara hitap ederek şöyle dedi: “Ey
mücahitler, ey özgür insanlar, ey Arap Suriye Ordusu’nun evlatları ve
subayları, namusun ve vatanın muhafızları… Şimdi adaletin ve yeniden saf
tutmanın vaktidir. Öyleyse silahlar direniş bayrağının ardında birleşsin,
şüpheli ve ithal bayraklar yere insin.”
Teşkilatın İsimlendirmesine Dair Açıklama
Ebu Cihad Rıza, teşkilatın neden bu şekilde isimlendirildiğini de açıkladı ve
amaçlarının güç elde etmek değil, toprakları özgürleştirmek olduğunu vurguladı.
Şöyle dedi: “Biz kendimize direniş cephesi dedik, çünkü teslim olmadık; İslamî
dedik, çünkü bu din hak dindir ve toprak pazarlığına girmez; ve dedik ki
Suriye’deyiz, çünkü bu toprak ne satılık, ne bölünebilir, ne de
Yahudileştirilebilirdir.”
Teşkilatın Hedefleri ve Tutumu
Ayrıca şunu da belirtti: Bu teşkilat ne güç istemektedir ne de herhangi bir
tarafla varoluş mücadelesi vermektedir. Tek amacı, Suriye’yi çeşitli
işgallerden kurtarmak, karar alma ve millî egemenliği geri kazandırmak ve
ezilenlerin üzerindeki zulmü ortadan kaldırmaktır.
Konuşmanın Sonu: Meydan Okuyucu Mesaj
Konuşmasını, işgal güçlerine yönelik meydan okuyucu bir mesajla tamamladı ve
şöyle dedi: “Ey işgal ordusu ve ey doğunun ve batının despotlarının arkasında
duranlar, bizim silahlarımız asla susmayacak ve bizim cephemiz asla
yenilmeyecek… Kudüs’e giden yol Şam kapısından geçmektedir.”
Ve kararlı bir şekilde ekledi: “Sizinle ant içiyoruz ki,
direniş yolunda kalacağız; hainlerle barışmayacağız, toprak satanlarla
oturmayacağız ve ihanet edenlerin ardı sıra gitmeyeceğiz.”