İran’ın yâri resmi ajansı olan Tasnim Haber Ajansı’nın
Savunma ve Güvenlik Uzmanı Muhammed Taheri Aydınlık ve Ulusal Kanal’a konuştu.
İran’ın İsrail’e füze yağdırdığı Gerçek Vaat-2 operasyonunun amacını ve
özelliğini aktaran Taheri İran’ın Füze teknolojisinin 40 yıl ambargo altında
olmasına rağmen hızlıca geliştirildiğini belirtti.
‘BATI’DAN HİÇBİR DESTEK ALMADAN YAPTIK’
Batıdan hiçbir destek gelmeden teknoloji konusunda kendi
adımlarını attıklarını belirten Taheri, “Sadece bazı doğu ülkelerinden sınırlı
yardımlar gelmişti geçmişte. Mesela Kore Demokratik Halk Cumhuriyeti gibi.
Devamını, İran'ın bilim insanları yaptı ve geliştirdi. Özellikle İranlı Şehit
General Tahrani Mukaddem bu konuda önemli bir rol oynadı.” ifadelerini
kullandı.
Son dönemdeki üretimlerin de Mukaddem’in devamı olduğunu
vurgulayan Taheri, “Bu teknolojik imkanlar da bizim caydırıcı gücümüzü
gösteriyor. Biz ABD ve Batı’nın en güçlü ambargoları altında bunu yaptık.
Ayrıca, hipersonik füze dünyada sadece 5 ülkede var. Bunlardan biri İran'dır.
Bu çalışmalar bizi siyasi politik, askeri ve teknolojik alanda başka bir
seviyeye taşıdı.” değerlendirmesinde bulundu.
İKİ OPERASYON ARASINDAKİ FARK
Taheri, İran’ın 6 ay önce yaptığı Gerçek Vaat-1 operasyonu
ile ikincisi arasında 4 farklılık bulunduğunu belirtti. İlk olarak İran’ın
Gerçek Vaat-2’de beklenmedik bir saldırı yaptığını belirten İranlı uzman, “İlk
operasyonda İsrailliler saldırının geleceğini bildikleri için müttefikleriyle
birlikte hazırlık yapmış ve hava savunma sistemlerini ona göre aktif hale
getirmişlerdi. Ancak bu kez İran tarafı beklenmedik bir saldırı düzenledi.”
ifadelerini kullandı.
İkinci farklılığın da İran’ın bu operasyonda kullandığı
taktik olduğunu vurguladı.
Gerçek Vaat-1’de İran’ın SİHA ve seyir füzelerini kullanarak
İsrail hava savunma sisteminin dikkatini dağıttıktan sonra balistik füzeleri
ateşlediğini belirten Taheri, “Gerçek Vaat-2’de ise öncekinden farklı olarak
beklenmedik bir saldırı olduğu için doğrudan balistik füzeler ateşlendi.” dedi.
İranlı savunma ve güvenlik uzmanı önemli bir diğer konunun
da İran Gerçek Vaat-2’de ilk kez Fettah hipersonik füzesi gibi gelişmiş
füzelerin kullanıldığını söyledi.
Taheri, “Radara yakalanmayan bu füzeler ile İsrail’in hava
savunma sistemleri ilk etapta hedef alındı. Ardından operasyona müsait olan ve
hava savunma sistemleri aktif olmayan noktalara ikinci dalga füze saldırısı
düzenlendi.” ifadelerini kullandı.
‘BU ÜSLER İRAN’A SALDIRIDA KULLANILACAK’
İranlı uzman Taheri, Gerçek Vaat-2 operasyonunda öncelikli
hedeflerin İsrail hava üsleri olduğunu belirtti. Taheri, “Bu üsler, İsrail
açısından stratejik öneme sahip olan ve düzenlediği saldırılarda yoğunlukla
kullandığı hava gücü bu üslerden hareket ediyordu.” dedi.
İsrail’in, İran’a bir karşılık vermeye kalkarsa bu üslerdeki
hava gücünü kullanacağını vurgulayan İranlı uzman, Nevatim ve Hatzerim
üslerinin bu nedenle İran tarafından hedef alındığını belirtti. Taheri, İran’ın
bu üslere yönelik saldırısındaki asıl hedefin İran’a bir karşılık vermeye
kalktığında İsrail’in istediği düzeyde hava gücünü kullanamamasını sağlamak
olduğunu vurguladı.
KULLANILAN FÜZELERİN ÖZELLİKLERİ
Bu operasyonda 4 model füze kullanıldığını belirten İranlı
savunma ve güvenlik uzmanı, 2’si sıvı ve 2’si katı yakıtlı çalışan/ateşlenen
füzeler olduğunu söyledi. Taheri, 2 bin km’lik menzile sahip Kadir füzesi ile
bin 700 km’lik menzile sahip Emad füzesinin sıvı yakıtla ateşlendiğini ve İsrail’in
hava savunma sistemleri karşısında manevra yeteneğine sahip olduğunu ve bu
nedenle hava savunma sistemlerinden kurtulabildiklerini belirtti.
Ayrıca İran’ın iki gelişmiş füzesi olan Fettah ve Hayber
Şeken füzelerinin de bu operasyonda kullanıldığını hatırlatan Taheri, “Fettah
bir hipersonik füze olduğu için ses hızından 13 kat hızlı ilerliyor ve havada
manevra yapabiliyor. Bu yüzden Fettah hava savunma sistemlerinin başa
çıkabileceği bir füze türü değil.” ifadelerini kullandı.
Hayber Şeken füzesinin de kendisine has savaş başlığı
saysinde hem hızlı ilerleyebildiğini hem de hızlı manevra yapabildiğini
söyleyen Taheri, “Bu zamana kadar yapılan tatbikatlarda Hayber Şeken füzesinin
de hava savunma sistemlerini atlatabildiği görülmüştü.” dedi.
İSRAİL NASIL YANIT VERECEK?
Taheri, büyük bir olasılıkla İsrail’in İran’a caydırıcılıkta
denge oluşturmak için bir karşılık vereceğini belirtti.
“Elbette geçmişte daha önce İsrail’in askeri alanda karşı
karşıya gelmek yerine daha çok sabotaj, suikast ve terör eylemleriyle karşılık
verdiğini gördük.” diyen İranlı uzman “Bilerek askeri alanda karşı karşıya
doğrudan gelmekten çekiniyorlar. Bugüne kadar bu hep böyle oldu. İsrail
yöneticileri bu konuda politikalarını değiştirip bir yol izlemek isterse İran’a
farklı bir karşılık verebilirler.” değerlendirmesinde bulundu.
Ancak İranlı yetkililerin de açıkladığı gibi İsrail’in
İran’a bir misilleme yapar ise şüphesiz İran’dan daha sert bir karşılık
göreceğini hatırlatan Taheri, “İran’ın füze kapasitesi ve füze programı elde
ettiği füze teknolojisi söz konusu operasyonda kullanılan füzelerden daha ileri
düzeydedir. İsrail’in yeni saldırısına İran’ın vereceği karşılıkta en önemli
unsur İran’ın kaç adet füze kullanacağı olacaktır.” yorumunu yaptı.
YENİ TEKNOLOJİ KULLANILDI
Tasnim haber ajansının çarşamba günkü haberinde, Devrim
Muhafızları'nın (DMO) işgalci İsrail’e yönelik saldırıları yoğunlaştırmak için
gereken yeni teknolojiler ve teçhizat üzerindeki çalışmaları tamamlamak
amacıyla İsrail'in bölgedeki suç faaliyetlerine karşı çok beklenen yanıtını
birkaç hafta ertelediği belirtildi.
Tasnim'in bilgi sahibi kaynaklardan aktardığına göre, yeni
teknoloji ve teçhizat İsrail'le herhangi bir çatışmada DMO'ya üstünlük
sağlayacak.
DMO'nun bu teknolojileri salı günü geç saatlerde İsrail'in
başkenti Tel Aviv ve işgal altındaki Filistin'in diğer bölgelerindeki hedeflere
yönelik füze saldırısı operasyonunda kısmen kullandığı belirtildi.
Haberde, yeni teknolojilerin, füzelerin yüzde 90'ından
fazlasının hedeflerini vurduğu DMO operasyonunun başarısının ardındaki ana
neden olduğu belirtildi.
TAMAMI KULLANILMADI
Ancak kaynaklar, Devrim Muhafızları'nın bu teknolojileri
henüz büyük ölçekte kullanmadığını belirterek, böyle bir senaryonun İsrail’i
hazırlıksız yakalayacağını da sözlerine ekledi.
Söz konusu kaynaklar DMO’nun son birkaç hafta içinde hassas
istihbarat topladığını ve İsrail'e karşı herhangi bir saldırıda daha etkili
olabilecek şekilde füze sistemlerini ve diğer ekipmanlarını güncellediğini
söylediler. İranlı yetkililer, İsrail rejiminin hava savunma sistemlerinin
Devrim Muhafızları tarafından ateşlenen füzelerin büyük bir kısmını önlediğine
dair basında çıkan haberleri ve İsrail tarafından yapılan açıklamaları
reddetti. Devrim Muhafızları'nın operasyonu, İsrail'in İran'daki sabotaj
faaliyetlerine ve son aylarda Filistin ve Lübnan'a yönelik saldırılarına yanıt
olarak geldi.
BAYRAKTAR: OPERASYON BAŞARILI
Baykar Yönetim Kurulu Başkanı Selçuk Bayraktar, İran’ın
İsrail’e düzenlediği hava operasyonunu yorumladı. Ülke TV’de konuk olduğu
programda Bayraktar, İran’ın yaptığı füze saldırılarında İsrail hava savunma
sisteminin tam anlamıyla bu saldırıyı angaje edemediğini söyledi.
Bayraktar, “Hava savunma silahlarının, böylesine yüksek hızda
giden, sürü halinde salvolar şeklinde gelen bir taarruza karşı koyabilmesi pek
mümkün değil. Bin 500 km’lik füzelerden bahsediyoruz, dünyada herhangi bir hava
savunma silahının kolay kolay baş edebilmesi mümkün değil. Her bir füzeye
birkaç silahla müdahale etmeniz gerekiyor. Hele ki bu İran füzelerinin manevra
kabiliyetinin var olduğu söyleniyor, neredeyse imkansıza yakın oluyor angaje
etmek. Dolayısıyla teknik anlamda (saldırının) başarılı olduğunu düşünüyorum.”
ifadelerini kullandı./aydınlık