Rasthaber - Filistinlilerin büyük operasyonu Aksa Tufanı’nın yıldönümüne yaklaşırken, gaspçı rejim ile Gazze Şeridi'nin en önemli destekçisi Lübnan arasındaki savaş kritik bir duruma girdi.
Yaklaşık iki ay önce, Hizbullah'ın üst düzey komutanı Fuad
Şükür’ün 9 Ağustos'ta şehit edilmesinden bu yana, savaş sürekli bir yükseliş durumuna
girmiş ve Hizbullah'ın büyük liderinin şehadeti, onu en yüksek seviyeye
taşımıştır.
Şu anda savaşın genişlik ve alan açısından daha da
yayılmasıyla karşı karşıya kalmanın mümkün olduğu bir ortamdayız. Siyonist
rejim, Hizbullah korkusunu gizlemese de tehlikeli bir aşamaya girmiştir ve bu
nedenle onu kontrol altına almak için özel eylemlere ihtiyaç duymaktadır. Bu
bağlamda şunu söyleyebiliriz:
1-
Geçtiğimiz yıllarda güney kesimlerine
yapılan saldırı, bir geçmişi olmasına ve geçen yıl 3 Ocak'ta Şeyh Salih
el-Aruri'ye karşı gerçekleştirilmiş olmasına rağmen, Siyonist rejim ile
Hizbullah arasındaki çatışmada bir dönüm noktası olarak değerlendirilmişti.
İsrail rejimi bu eylemiyle Hizbullah'ın Tel Aviv'e karşı
saldırı operasyonları başlatmasına fiilen izin vermiş oldu. Hizbullah, Tel
Aviv'e saldırmadan çok etkili bir cevap verebilmek amacıyla 27 Ağustos’taki dördüncü
operasyonunda, bu rejimin derinliklerindeki özel istihbarat, siber ve 8200
operasyon birliğine saldırarak bu istihbarat biriminin 200'e yakın komutan ve
subayını öldürdü ve yaraladı.
Burada önemli olan Hizbullah'ın bu rejim ordusunun en
önemli, hassas ve gizli merkezine saldırmasıydı. Dolayısıyla Siyonist rejim,
Hizbullah'a 8200 biriminin çalışmalarında herhangi bir aksama olmadığını
göstermek için toplu katliam düzeyinde bir suç ve cinayet işledi ve 18-19 Eylül
tarihinde Hizbullah'ın yeni çağrı cihazları ve kablosuz cihazları patlamış, bu
dönemde %90'dan fazlası Hizbullah mensubu olmasa da yaklaşık 70 kişi şehit
olmuş, 2800'e yakın kişi de yaralanmıştır.
Bu eylem, savaş sürecinde önemli bir tırmanış olarak
değerlendirildi. Bu nedenle Hizbullah, Tel Aviv'e saldırmaktan kaçınma
politikasından vazgeçti ve 33 gün savaşında bile daha önce yapmadığı bir
şekilde balistik füzeyle bu rejimin başkentini hedef aldı.
Tel Aviv'e ve 8200 askeri birliğinin konuşlandığı bölgeye yapılan
eş zamanlı saldırılar, bu rejimin artık güvenli bir yerinin kalmadığı anlamına
geliyordu. Bu arada Siyonist rejim, Hizbullah'ın krizi tırmandırma politikasından
korktuğunu ve ateşkesi bir ganimet olarak gördüğünü düşünerek Fransa ve ABD
hükümetleri aracılığıyla 21 günlük ateşkes olarak bilinen bir plan sundu.
Ancak bu planın amacı Lübnan'ın Gazze direnişine askeri
desteğini sona erdirmek olduğundan, Hizbullah bu planı Gazze'de ateşkes sağlanacağı
zamana kadar erteledi ve bu da İsrail rejimi tarafından kabul edilmedi ve bu,
Beyrut'a yönelik saldırıların tırmanmasına neden oldu ve bu saldırılar Hizbullah
komutanlarından 14'ünün ve Hizbullah Genel Sekreteri'nin şehit olmasıyla sonuçlandı.
Seyyid Hasan Nasrallah'ın şehadeti, tam olarak Hizbullah'ın
mevzilerindeki ısrarı nedeniyle İsrail rejiminin acilen savaş çemberini
genişletmesi ve çatışmaları yoğunlaştırması gerektiği anlamına geliyordu. Çünkü
Seyyid Hasan Nasrallah'ı öldürme riskinin çok yüksek olduğunu biliyordu.
Bu nedenle pek çok analist bu olayı, Siyonist rejimin
Lübnan'la topyekun savaşının bir işareti olarak değerlendirdi. Lübnan'la
yapılacak bir savaşın İsrail'e maliyeti çok yüksek ve böyle bir savaşın
gidişatı tam olarak hesaplanamıyor.
İsrail, Lübnan'a iki kez saldırdı ve her ikisinde de
savaştan ağır kayıplar aldı ve hakimiyeti kaybederek savaşı terk etti. Bu
nedenle İsrail çok yüksek bir risk aldı ve şansını bir kez daha denedi.
Bir rejim ne zaman böyle bir durumda bir savaşa girer? Başka
seçeneği olmadığında. Dolayısıyla savaşın Gazze'den Lübnan'a yayılması ve
derinleşmesi bu rejimin acil ve zor bir durumda olduğunu gösteriyor. Peki bu
acil ve zor durum nasıl ortaya çıktı?
2-
İsrail rejimi bir yıldır
Gazze'de Amerika, İngiltere, Fransa ve Almanya'nın her türlü desteğiyle, eli
açık bir şekilde savaşıyor. Başbakan Netanyahu'ya ya da Yoav Gallant'a şu anda
Gazze'de ne başardıklarını sorsalar, Gazze'yi yerle bir ettiklerini, 40 binden
fazla sakinini öldürdüklerini, Gazze dışındaki Filistin direnişinin liderlerini
şehit ettiklerini söyleyecekler. Yani onların önceden açıkladıkları üç ana hedef
konusunda söyleyecek bir şeyleri olmadığı açık.
Yazının devamı için linki tıklayınız…
https://rasthaber.com/tr/haber/yazar-haberleri/guclu-yanit-138646