Halep Olayında Amerika'nın Rolü-1?

GİRİŞ: 30.11.2024 19:53      GÜNCELLEME: 30.11.2024 19:53
Rasthaber -  Suriye'nin kuzeyindeki gelişmeler, Güney Lübnan'daki ateşkesin ardından yeniden iç savaşın alevlenmesine yol açtı. Bu savaşın arkasında ise doğrudan İsrail, Amerika ve Türkiye'nin desteği bulunuyor.

Halep'teki son gelişmeler, kimse tarafından beklenmeyen bir durumdu. Beş gün önce biri Halep'teki bu tür bir durumu anlatsaydı, onu "konu ile tamamen ilgisiz" olarak değerlendirebilirlerdi. Ancak nasıl ve neden her şey bir anda değişti? Bu olayın arkasındaki gerçekleri anlamak için, sadece yüzeyine bakmak yeterli değildir; çünkü bu gelişme alışılmadık bir durumdur ve mevcut süreçlere göre gerçekleşmesi beklenemezdi.

Suriye'deki Terörist Grupların Halep'e Yönelik Harekatı

2015 yılı sonlarından bu yana, İdlib'deki Selefi ve tekfirci gruplar büyük operasyonlar başlatmamıştı, hatta sürekli geri çekilmek zorunda kalmışlardı. 56 ay süresince ateşkese sadık kalmış ve büyük çaplı operasyonlardan uzak durmuşlardı. Ancak bu kez, sadece üç gün içinde 300 kilometrekarelik bir alanı işgal ettiler ve en önemlisi Halep'in bazı bölgelerini anlamlı bir çatışma olmaksızın ele geçirdiler. Bu fark nasıl analiz edilmeli?

Bu farkın nedenlerini analiz etmek için, askeri, güvenlik ve politik düzeyleri birbirinden ayırmak gerekmektedir. Politik ve diplomatik düzeyde, özellikle “Ankara ve Moskova arasında Halep konusundaki görüşmeler” ile “Amerika'nın Heyet Tahrir el-Şam'ı Halep'e saldırmaya teşvik etmesi ve desteklemesi” dikkatle incelenmesi gereken konulardır. Bu yazıda özellikle ikinci konuya odaklanılacaktır.

Heyet Tahrir el-Şam ve Amerika İlişkisi

2021 yılı Nisan ayında, ilk kez "Abu Muhammed el-Culani", Heyet Tahrir el-Şam'ın lideri, Amerika ile resmi olarak görüşme yapmıştır. Ünlü Amerikalı gazeteci Martin Smith, el-Culani ile görüşmek için İdlib'e gitmiş ve bu röportaj, PBS kanalının Frontline programında yayınlanmıştır. Sadece iki ay sonra, el-Culani'nin, İngiltere'nin eski Libya temsilcisi ve MI6 ajanı Jonathan Powell ile de görüşmeler yaptığı bildirilmiştir. Bu görüşmeler, iletişim kanallarının açılmasına ve en az beş kez daha Amerikalı ve Avrupalı yetkililerin İdlib'e gelerek el-Culani ile görüşmeler yapmasına zemin hazırlamıştır.

Amerika'nın Halep'e Saldırı Planı: Suriye'yi Bölme Projesi

Amerika Birleşik Devletleri, 2023 Mart ayında, Heyet Tahrir el-Şam'a, İdlib'den Halep'e saldırmayı önermiştir. Amerikalılar, Heyet Tahrir el-Şam'a, terörist listelerinden çıkarılması için de imkan tanıyacaklarını belirtmişlerdir. Amerika'nın hesaplamalarına göre, Heyet Tahrir el-Şam, Suriye ordusu ve direniş güçlerini Halep'te baskı altına almak için en uygun grup olarak görülmüştür. CSD (Suriye Demokratik Güçleri) ise bu tür bir harekete katılmak istememekte ve bunun kendisi için zararlı olacağı görüşündedir. Aynı şekilde, Türkiye'nin desteklediği gruplar da mevcut anlaşmalar nedeniyle bu operasyonu başlatmakta istekli değillerdi. Bu nedenle, yalnızca Heyet Tahrir el-Şam kalıyordu ve Amerika, el-Culani ile görüşerek bu operasyona teşvik etti.

Amerika'nın Üç Aylık Çabaları

Son olarak, İsrail'in büyük ve tarihi darbeler verme planları ve Suriye cephesinin aktif hale getirilmesi sürecinde, Heyet Tahrir el-Şam'ın Halep'e saldırması önerisi yeniden gündeme gelmiştir. Bu operasyonun en büyük avantajı, Amerika'nın doğrudan bir müdahale yapmaması ve İsrail'in bu sürece dahil olmamış olmasıdır. Bu şekilde, İsrail'in gelecekteki planları için odaklanabileceği bir ortam sağlanmış, Suriye direnişi ise Halep'e yapılan saldırılarla zayıflatılmaya çalışılmıştır.

Türkiye'nin Rolü ve Stratejileri

Türkiye'nin, Halep'in muhalifler tarafından ele geçirilmesine gönüllü olduğu da unutulmamalıdır. Türkiye, Halep'in muhaliflerin kontrolüne geçmesi karşılığında Rusya'ya büyük tavizler verebileceğini belirtti. Bu, bölgedeki siyasi etkilerini pekiştirecek ve aynı zamanda Suriyeli mültecilerin bir kısmının Türkiye'den Suriye'ye geri dönmesini sağlayabilecekti.

Sonuç: Amerika'nın Planı ve Halep'in Ele Geçirilmesi

Özetle, Halep'e yönelik saldırı, Amerika'nın daha geniş bir stratejisinin parçasıdır. Bu strateji, bölgedeki direnişi zayıflatmayı ve İsrail'in güvenliğini sağlamayı hedeflemektedir. Bu operasyonlar sırasında, terörist grupların gerçek niyetlerinin ötesinde, aslında büyük bir güç mücadelesi ve bölgesel planlar yer almaktadır.

(Tesnim haber ajansından tercüme edilmiştir)

YORUMLAR

REKLAM

İLGİLİ BAŞLIKLAR

REKLAM