İran cumhurbaşkanlığı seçiminin 14. turu, seçmenlerin
yaklaşık yüzde 50'sinin katılımıyla dün yapıldı ve Dr. Mesud Pezeşkiyan, İran
cumhurbaşkanı olarak seçildi. Dr.Mesud Pezeşkiyan, seçim kampanyalarında ve
konuşmalarında, kendisini İslam Cumhuriyeti'nin kurucusu İmam Humeyni'nin
parlak düşüncelerine borçlu gördüğünü söyledi ve ayrıca Ayetullah Beheşti'nin
sözlerine ve kitaplarına değinen Mesud Pezeşkiyan, kendisini İslam İnkılabının pak
düşüncesinin takipçisi olarak tanıttı.
Bugün, Dr. Pezeşkiyan’ın İran Cumhurbaşkanlığı
seçimlerindeki zaferi göz önüne alındığında ve yukarıda belirtilen hususları
dikkate alarak, İmam Humeyni'nin düşüncelerinde İran İslam Cumhuriyeti'nin
özelliklerine bakmakta fayda var.
Her ne kadar İslam İnkılabı 11 Şubat 1979’da kazanılmış olsa
da İmam'ın kitabına bakıldığında, İslam Devleti olan İran İslam Cumhuriyeti'nin
göstergelerinin geniş bir açıklamasını görmek mümkündür. Ancak İslam
Cumhuriyeti'nin kurucusu, İran milletinin İslami hareketinin başladığı 1962’li
yıllardan bu yana, arzu edilen İslami hükümetin bazı boyutlarını ve
özelliklerini konuşmalarında ve mektuplarında açıklamıştır.
Siyasi düşüncesi tevhid ve Allah inancına dayanan Hz. İmam
(r.a), hükümetin ideal olması konusunda sadece onun türü ve mahiyetine dikkat
çekmemiş, aynı zamanda arzu edilen hükümetin mahiyetini, dünyaya hâkim olan
ilahî adaletin üç temel direğine, halifelik meselesine ve insanın yeryüzündeki veraset
meselesine ve vahiye (ilahi din) dayanarak çizmiştir.
Buna göre, İslam Cumhuriyeti'nin kurucusu açısından ideal
hükümetin en iyi göstergeleri adalet, halkçılık ve İslamcılıktır. İmam (r.a) ayrıca
ilim ve bilinç, hükümet kanunların içtihadı, takva, iyi planlama, eleştiriyi
kabul etme, güvenilirlik vb. göstergelere de dikkat çekmiştir ve bunlar ikincil
olarak kabul edilebilirler.
Bu nedenle Hz. İmam (r.a), adalet, din (vahiy) ve insan
(akıl) olmak üzere üç unsur üzerinde oluşan ideal hükümete önem vermektedir. Dolayısıyla
bu, bir adalet hükümeti, halkçı ve yasal (İslami) bir hükümet olarak değerlendirilebilir.
İmam (r.a) bu bakımdan şuna inanmaktadır; Hükümet kurumu o kadar önemlidir ki,
İslam'da sadece hükümet yoktur, İslam hükümetin bir parçasıdır ve şer-i kanunlar
da hükümetin işlerinden biri olan yasalardır. (İmam Humeyni/ Bey’i
Kitabı/c.5/s.472)
İmam Humeyni'nin açıklamalarına bakıldığında hükümetin
türüne ve içeriğine dikkat ettiği, ideal hükümetin İslam hükümeti yani tevhit
hükümeti olduğu ama anayasal yönetimlerle, cumhuriyetlerle, milli demokrasiyle vb.
ortak alan, boyut ve özelliklere sahip olabileceği ancak nitelik ve içerik
bakımından aralarında temel farklılıklar bulunduğu görülmektedir.
İmamın bakış açısına göre İran İslam Cumhuriyeti'nin
özellikleri anlatılırken, İslam hükümetinin temel dayanakları olan önemli
unsurlar iki kategoride açıklanabilir.
Çok daha fazla öneme sahip olan ilk kategoride şunlar yer almaktadır:
1-Adalet
2-İslami olmak veya İslam'ın kural ve kanunlarına bağlı
olmak.
3-Halkçı olmak ve halkın oylarına dayalı olmak
Diğer kısım önem açısından bu ilk kısımdan daha sonra
gelmektedir. Bu nedenle belki de ideal bir devlet olmanın şartı olarak görülebilirler.
Tabii bu, İslam hükümeti ve devletinin bu özelliklerden yoksun olabileceği
anlamına gelmez, ancak bunların, arzu edilen bir hükümet ve hükümetin temel
direkleri olan ilk üç şarttan daha az önemli olduğu anlamına gelir.
Bu göstergeler şunlardır:
1-İlim ve bilinç
2- Hükümet karar ve düzenlemelerinin içtihadi olması veya
içtihad kapısının açık olması
3-Takva
4-İyi yönetim
5-Eleştiriye açık olmak
6-Hizmet
7-Emin olmak
8-Siyasi istikrar ve…
İslam devletinin en önemli gösterge ve kriterlerinden biri,
devletin adalet ve hakkaniyet esası üzerine kurulmuş olmasıdır ve öyle ki
adalet, tüm dokusuna kök salmış ve varlığı boyunca ve hükümetin ve onun
temsilcilerinin performansı, hedefleri, sorumlulukları, görevleri ve eylemleri
gibi birçok boyutuyla kendini göstermiştir.
İran İslam Cumhuriyeti'nin kurucusuna göre adaletin
gerçekleşmesi, sadece hükümetin görevi ve İslam'ın en büyük hedefi değil, aynı
zamanda iyi bir devletin ve yönetimin de temelidir. İmam bu konuda şöyle buyuruyor:
“İslam hükümeti derken adaletin üstünlüğünden bahsediyoruz. Müslümanların
devlet hazinesine ihanet etmeyen, Müslümanların devlet hazinesine el uzatıp onu
almayan bir yönetici olması gerektiğini söylüyoruz. Bizim söylediğimiz sadece
bu. Bu, hangi toplumda her kim için söylenirse söylensin, bizim tarafımızdan
kabul ettikleri arzu edilen bir konudur. (Sahife-i İmam/c.3/s.509)
İmam Humeyni'nin İslami düzeydeki hükümetle ilgili
kullandığı bir sonraki başlık İslami hükümettir ve İslami hükümetten
kastettikleri, onun İslam'ın ilahi ve dini kanunlarına dayanmasıdır. Ayrıca
onun bakış açısına göre İslami hükümet ve devlet, hükümetin İslam'ın içinden
geldiği anlamına gelir çünkü İslam'ın özel bir sosyal, politik ve kültürel
sistemi vardır: “İslam, bireysel ve toplumsal hayatın her yönü için özel
kanunlar koyan ve toplumun refahı ve saadeti için bundan başkasını kabul
etmeyen özel bir sosyal, ekonomik ve kültürel sisteme sahiptir. (Sahife-i
İmam/c.5/s.389)
Fakat İslam devletinin üçüncü önemli göstergelerinde halkçı
olmasından bahsedilmektedir. Halkçı olmak, temel olarak hükümetin oluşum ve şekillenmesinde
halkın görüş ve isteklerine dayanması anlamına gelir ve bu nedenle meşruiyeti ve
halk tarafından kabulü vardır. Hz. İmam'ın görüş ve düşüncesinde insanın yeri
çok yücedir. Bu konuda Hz. İmam farklı zamanlarda halkın konumuna ilişkin
önemli açıklamalarda bulunmuştur.
“Dünyada meydana gelen devrimler bu iki süper güçten birine
dayanır, ancak halkımızın devrimi halkın kendisine dayanan bir devrimdir” (Sahife-i
İmam/c.19/s. 54)
“Eğer halk ya da ulus başarılı olmak istiyorsa. Allah için
çalışıp başkalarından beklenti içinde olmamakla birlikte insanlarla birlikte
olmaları gerekir. İnsan olmadan çalışamazsınız ve başarıya ulaşılamaz.” (Sahife-i
İmam/c.16/ s.491.)
“Bizim Allah'ın kulu olduğumuzu, bizi buralara bu insanların
getirdiğini, onlara hizmet etmemiz gerektiğini her zaman aklınızda bulundurun.”
(Sahife-i İmam/ c. 12/ s.456)
“Halkı kendiniz için kabul edin, halkın arasına girin,
halktan ayrılmayın, o dönemlerde halkı kabul etmiyorlardı ve halktan
ayrıydılar.” (Sahife-i İmam/ c. 12/ s.456)
“Onlar bize ve size zafer kazandırdılar, onlar bizim velinimetlerimizdir
ve biz kalbimizde bu velinimetlerimize Allah’ın razı olacağı şekilde davranmamız
gerektiğini hissetmeliyiz.” (Sahife-i İmam/ c. 18/ s. 279)
“İnsanlara iyi davrandığınızdan emin olun.” (Sahife-i İmam/c.
8/ s.234)
“Onlar Allah'ın kullarıdır, onlara iyi davranın.” “İnsanlar
şimdiye kadar İslam Cumhuriyeti'ne borçlarını ödediler, halk vazifelerini
yerine getirdi, sorun bizde, halka hesap vermeliyiz." (Sahife-i İmam/ c.15,
s. 120-121.)
İran İslam
Cumhuriyeti'nin Dr. Mesud Pezeşkiyan liderliğindeki 14. hükümetinin, İslam İnkılabının
büyük lideri ve İslam Cumhuriyeti'nin kurucusu İmam Humeyni'nin manevi
öğretilerini mümkün olduğu kadar yol göstericisi olarak karar kılması, asil
İran milletinin değerli bir hizmetkarı olabilmesi umut edilmektedir.