Geçtiğimiz günlerde kuzeye daha fazla askeri güç
gönderdiğini duyuran Siyonist İsrail, Hizbullah'a yönelik yeni tehditler
savurdu. Bazı gözlemciler bunu geniş kapsamlı bir savaşın başlangıcının
işaretleri olarak yorumluyor. Hizbullah Siyonist rejimin Gazze Şeridi'ne
yönelik saldırılarını durdurması halinde eylemlerine son vereceğini söylüyor.
Karşı taraf da Hizbullah güçlerinin Lübnan'daki Litani Nehri’nin kuzey yakasına
çekilmesini talep ediyor. Bu durumda ABD, bu çatışmaları durdurmak ve Hizbullah
güçlerini geri çekilmeye zorlamak için özel temsilcisi Amos Hockstein’i
Lübnan'a gönderdi, ancak ABD’nin çabaları şu ana kadar başarısız oldu.
Son haftalarda Gazze Şeridi'ndeki çatışmaların azalması ve
Siyonist İsrail’in yürüttüğü propaganda ile Güney Lübnan sınırında savaş
ihtimali arttı. Ancak gözlemciler geniş kapsamlı bir savaşın patlak verip
vermeyeceği yönünde farklı yorumlar dile getiriyor.
Birinci Senaryo: Topyekün Bir Savaş
Topyekün bir savaş olasılığı fikrinin savunan analistler
aşağıdaki nedenleri öne sürüyorlar:
1-Ahlaki bedelin Siyonist rejim tarafından ödenmesi: Bu
görüşe göre Siyonist İsrail, Gazze Şeridi’ndeki saldırıların yol açtığı büyük
yıkım ve katliam dünya kamuoyu ve uluslararası kuruluşlarının büyük tepkisini
çekmiştir. Artık böyle bir bedel ödediği için İsrail savaşı Lübnan'ın güney
sınırlarına yaymak istiyor. İsrail’in kuzey bölgeye "takviye güç"
göndermesi bu görüşü doğrulayan bir delildir.
2-7 Ekim olayından ders almak: Gazze'deki Hamas ve İslami
Cihad hareketinin askeri gücünün geliştirilmesini ihmal eden Siyonist İsrail, 7
Ekim'de en büyük askeri yenilgilerden birini yaşadı. Dolayısıyla İsrail, Hizbullah’a
kara saldırı yaparak, 7 Ekim olayının kuzeyde tekrarlanmasını önlemek istiyor.
3-Netanyahu'nun kişisel çıkarı: İsrail rejiminin Gazze
Şeridi'nde başlattığı savaşta şu ana kadar zafer elde edemeyen Netanyahu ve
kabinesini çöküşe yaklaştırmıştır. Elbette savaşın devam etmesi ve özellikle
Güney Lübnan'da yeni bir savaşın başlaması muhtemelen Netanyahu kabinesini geçici
olarak kurtaracaktır.
Öte yandan Netanyahu, İran ile ABD arasındaki gerginliğin
bölgesel savaş ve çatışmaya dönüşmesini istiyor ve elbette bu hedefi şimdiye
kadar başarısız oldu.
4- İsrail'in zayıflayan caydırıcılığı: 2006 yılında yaşanan
33 günlük savaş, Hizbullahın sınırlı bir askeri operasyonu ve iki İsrail
askerinin esir alınmasıyla başladı. O dönemde Olmert kabinesi Lübnan'a karşı
geniş çaplı bir savaş başlattı. Ancak son dört ayda Hizbullah'ının eylemleri
sonucu onlarca Siyonist öldürüldü, Siyonist rejimin çok sayıda askeri noktası
imha edildi, ancak buna rağmen 2006 savaşına benzer büyük çaplı bir saldırı
görmedik. Bu arada İsrail liderleri defalarca Hizbullah'ı topyekun savaşla
tehdit etti, ancak tehditlere rağmen Lübnan Hizbullah Hareketi’nin saldırıları
devam ediyor. Böyle bir durum İsrail'in caydırıcılığının zayıflaması olarak
yorumlanıyor ve çözüm olarak Lübnan'a büyük bir askeri saldırı yapılması
öneriliyor.
İkinci Senaryo: İsrail ile Hizbullah Arasında Geniş Çaplı
Savaş Olmayacak
Bazıları ise İsrail ile Hizbullah arasında geniş çaplı savaş
olmayacağını savunuyor. Bunun nedenleri şu şekilde:
1-Hizbullah'ın askeri gücü: Siyonist askerler ve analistler,
Hizbullah'ın gücünün Hamas'ın 10 katından fazla olduğunu ve şu anda bu
hareketin elinde 150 bin ila 200 bin füze bulunduğunu belirtiyorlar. Onlar
ayrıca, Hizbullah'ın cephaneliğinin yüzde 10’unun nokta atışı yapan füzelerle
donatıldığını söylüyor.
Aslında Hizbullah'ının caydırıcılığı, Siyonist rejimin
kapsamlı bir savaş başlatmasının önündeki en önemli engeldir.
2-Ekonomik darbe alan İsrail rejiminin savaşa hazır
olmaması: Gazze savaşı Siyonist rejimi, ekonomik ve sosyal açıdan vurdu. Gazze
Şeridi çevresindeki Siyonist kasabalardan ve işgal altındaki Filistin'in
kuzeyinden 200 bin ila 300 bin kişinin yerinden edilmesi, ekonomik alanda 50
milyar dolarlık zarar görmesi, Gazze'deki savaşın devam etmesi Hamas’ın
elindeki esirlerin serbest bırakılmaması ve gerekli önlemlerin alınamaması
nedeniyle Siyonist toplumun yıpratmıştır. Ekonomik ve sosyal sorunlar nedeniyle
İsrail yeni ve daha geniş çaplı bir savaşa hazır değil. Bazı analistlere göre
iki taraf arasında bir savaş çıkması durumunda bu olay Tel Aviv ve Netanyahu
kabinesi için en yıkıcı savaş olacak.
3-İki cephede aynı anda savaştan kaçınmak: İsrail rejiminin
en önemli askeri stratejilerinden biri iki cephede aynı anda savaştan
kaçınmaktır. Elbette İsrail şu anda Gazze Şeridi, Batı Şeria, Güney Lübnan ve
Yemen cephesinde çatışıyor, ancak Hizbullah'la geniş çaplı bir savaşa girmeyi
reddediyor.
4-İşgal altındaki topraklarda savaş karşıtı protestoların
başlaması: Gazze Şeridi'nde yaklaşık 4 ay süren savaş boyunca Siyonist toplum,
savaşı durdurmak amacıyla çeşitli protestolar düzenledi.
Siyonist esirlerin aileleri de Filistin direnişinin mahkum
takası şartlarını kabul etmesi için Netanyahu kabinesi üzerinde baskı yapıyor.
5-ABD’nin savaşa karşı çıkması: Biden hükümeti yaklaşan 2024
Amerika Birleşik Devletleri başkanlık seçimlerine hazırlanıyor. Batı Asya'da
yeni bir savaş çıkması halinde durum Biden'ın rakibinin lehine olacaktır.
Herhangi bir savaşın meydana gelip gelmemesi genellikle
kâr-zarar hesabına dayanmaktadır. İsrail’in Gazze Şeridi'ndeki savaş nedeniyle
büyük kayıp ve zararlarla karşı karşıya olduğu bir ortamda, rejim liderlerinin
Lübnan direnişine karşı yeni bir cephe açması pek mümkün görünmüyor. Bu
bağlamda ABD'de başkanlık seçimlerine giden yılda Biden hükümetinin sallantılı
durumu ve bölgesel savaş korkusu da etkilidir. Ancak İsrail rejiminin Lübnan'a
geniş çaplı bir saldırı düzenlemesi ihtimali de göz ardı edilmemeli. Böylesi
bir durumda Hizbullah güçlerinin ve bölgedeki diğer direniş gruplarının savaşa
hazır seviyede olması çok mantıklıdır./tesnim