Müzakere ve Aniden Başlayan Halep Savaşı!

GİRİŞ: 30.11.2024 20:31      GÜNCELLEME: 30.11.2024 20:31
Rasthaber -  Halep'teki son gelişmeler, hızla ve sürpriz bir şekilde patlak veren bu olaylar, "İsrail" ile Direniş Ekseni arasındaki savaşla bir bağlantı taşıyor mu? Suriye'nin kuzeyindeki, özellikle Halep'teki ani savaş başlangıcı, Lübnan'daki ateşkesten sadece bir buçuk saat sonra başlasa da, bu tamamen tesadüf mü? Bu soruları düşünürken, Suriye'nin kuzeyinin Türkiye, ABD ve ABD'ye bağlı Kürtler tarafından kontrol altında olduğunu ve ateşkesin esasen savaşan taraflar için bir "nefes alma" fırsatı sunduğunu da unutmamalıyız! Peki, "binlerce farklı milletten teröristin organize edilmesi ve bunlara her türlü silah ve insansız hava aracı verilmesi", "savaş öncesindeki hızlı ilerlemeleri" göz önünde bulundurulduğunda, plansız ve uluslararası destek olmadan mümkün olabilir mi? Bu teröristleri kimler destekliyor? ABD, İsrail, Türkiye, bazı geri kalmış Arap ülkeleri ve hatta bazı Avrupa ülkeleri dışında kim?

1- Geçtiğimiz Çarşamba günü, Tahran saatiyle sabah 05:30'da, Hizbullah ile İsrail arasında ateşkes resmi olarak başladı. Bu iki taraf 8 Ekim 2023'te büyük bir savaş başlatmıştı, ancak asıl yüz yüze savaşları, bazen yakın dövüşlere kadar giden çatışmalar, yaklaşık iki ay sürdü. İsrail, bu süre zarfında Filistin, Irak ve Yemen gibi diğer Direniş eksenindeki gruplarla da savaş halindeydi. İsrail, 70 yıllık tarihinde hiç bu kadar uzun ve çok cepheli bir "nefes kesici" savaşa girmemişti ve bu kadar büyük kayıplar vermemişti. Her ne olursa olsun, 27 Kasım’da başlayan ateşkes, taraflara bir nefes alma imkanı sunuyor. Bu ateşkes her an bozulabilir ve 60 günden daha uzun sürebilir. Ancak şunu gördük ki, bu ateşkesten iki saatten daha kısa bir süre sonra, Suriye'nin kuzeyinde, Halep'te Direniş Eksenine karşı başka bir savaş başladı. Bu savaşın tesadüf olma olasılığı neredeyse sıfırdır çünkü bu savaşın hedefi, 7 Ekim 2023'ten bu yana İsraillilerin boğazını sıkmaya devam eden Direniş Ekseni'ni zayıflatmaktır. Bu nedenle, Direniş'in İsrail- Batı-Arap cephesiyle mücadele ederken, yedek bir plan hazırladığına, yani Suriye'nin kuzeyindeki teröristlere başvurulduğuna dair kesin bir kanaate varılabilir.

2- Askeri uzmanlar, savaşın başlatıcısının her zaman bir adım önde olduğunu söyler çünkü o, planlarını önceden yapmıştır ve o kişi asla hazırlıksız yakalanmaz. Halep'ten gelen raporlara göre, teröristlerin ilk hızlı ilerleyişi (Özbek, Tacik, Uygur, Türk ve Araplar gibi) şaşırtıcı değildir ve onları, sürpriz etkisiyle bazı bölgeleri ve köyleri ele geçirmelerini sağlamıştır. Halep Üniversitesi hedef alındı ve Suriye ordusundan bazı askerler de katledildi. Ancak Direniş cephesi, İran ve Rusya gibi müttefiklerin yardımıyla, teröristleri bazı bölgelerden geri püskürtmeyi başarmış ve onlara ağır kayıplar vermiştir. Bu raporun hazırlandığı ana kadar, bazı bölgelerin ve hatta "Yeni Halep"in düşüşüne dair çelişkili haberler yayımlanmış olsa da bu teröristlerin bu planlı ilerleyişinin, destek almadığı sürece mümkün olamayacağına dikkat edilmelidir. Bu durumda, savaşın medya ayağı da devreye sokulmuş olabilir; bu yüzden, Halep'e yönelik terörist ilerleyişi hakkındaki tüm haberler henüz kesin olarak doğrulanabilir değildir. Önümüzdeki birkaç gün içinde, hangi haberlerin doğru, hangilerinin psikolojik operasyon olduğunu daha iyi anlayabiliriz.

3- Direniş ekseni, İran ve müttefiklerinin kollarıdır. Son birkaç gün içinde, Suriye ve Halep savaşında, birkaç İranlı şehit olmuştur. Bu nedenle, bu yeni savaşın ve "Halep fitnesinin" nihai hedefi "İran"dır. B Planı'nın tasarımcıları, nihayetinde İran'ı zayıflatmayı hedefleyen birkaç amaç gütmektedir. Bunlar arasında:

1: Direniş ekseninin ateşkesten faydalanarak nefes almasını engellemek.

2: Bu savaşla, Lübnan ve Filistin arasındaki önemli bağlantıyı kesmek.

3: Durumdan faydalanarak, İran ile başladıkları müzakerelerde avantaj elde etmek.

4: İran ve müttefiklerini Suriye'de meşgul etmek, bu da Lübnan ve Gazze'deki İsrail'e yönelik baskıları azaltacaktır.

4- Şimdi, daha dikkatlice okuyun: İran liderliğindeki büyük Direniş ekseni Gazze, Lübnan, Yemen ve Irak'tan şu anki en kirli rejim olan ve 50 bin Filistinli kadın, çocuk ve bebeği öldüren İsrail'e karşı savaşıyor ve boğazını sıkıyordu. Batı, her şeyiyle İsrail'e yardım etmek için harekete geçmişti. Halep savaşının tasarımı, Batı'nın İsrail'e yaptığı yardımların bir parçasıdır. Yani, İran'ın Batı ile dostane bir şekilde müzakerelere başlamayı planladığı sırada, Batı aslında "Suriye'deki teröristleri yeniden canlandırmak" için B Planı'nı hazırlıyordu! Müzakere, savaş ve gerginliklerin tam tersidir. Karşı taraf savaşırken, "müzakere müzakere" deniyor ve bununla birlikte B Planı tasarlanıyorsa, bu düşmanın ne kadar kurnaz olduğunu gösterir. Bu ortamda müzakerelerden bahsetmek, sadece birliği bozmak olur ve bizim için hiçbir kazanım sağlamaz. Çünkü müzakerelerde –bazı dostlarımızın gözünde– İsrail'e ölüm dilememek, müttefiklerimize yardımcı olmamak, roket denemeleri yapmamak ve hatta bir roketin üzerine "İsrail kanserli bir tümördür" yazmamak gerekir!

5- Lübnan'daki ateşkesten önce, bazı Arap ülkelerinin liderleri, Batı'dan alınan bir mesajla Şam'a bir mesaj gönderdi. Onlar, "Hamas ve Hizbullah'ın işi bitti" diyerek, eğer İran'ı terk edersen, hem kendi hayatını ve ailenin güvenliğini garanti ederiz, hem de ülkeni tam anlamıyla yeniden inşa ederiz" diyerek Esad'ı kandırmaya çalıştılar. Ancak Esad, bu mesajlara aldanmadı. Bugün Suriye'de başlayan bu gelişmeler, bu vaatlerin reddedilmesinin bir sonucu olabilir. Burada demek istediğimiz şey, düşmanla mücadelede –hatta müzakere aşamasında bile– ilk adımın onu tanımak olduğunu bilmek gerekmektedir. Böyle bir düşmanla, müzakerelerde bulunmak basitlikten başka bir şey değildir!

(Keyahan gazetesinden tercüme edilmiştir)

 

YORUMLAR

asç 11 gün önce
Ey İran ne zaman aklın başına gelecek? Muaviye dini ile barışılmaz, müzakere edilmez. Nehculbalağıyı ve Tarih okumuyor musun?

REKLAM

İLGİLİ BAŞLIKLAR

REKLAM