Colani liderliğindeki Tahrir-i Şam’ın icraat sicili onlarca
belgeli suçla doludur. Halep ve Şam’daki sivil mahallelerde bombalı saldırılar
ve intihar eylemleri (2012–2016), İdlib kırsalındaki Kalb Luze köyünde ve
çevresinde Alevi sivillerin katledilmesi, saha infazları ve Suriye ordusu ile
direniş güçlerinden esir alınanların başlarının kesilmesi, sivillerin ve
yabancı gazetecilerin rehin alınması, sivillerin canlı kalkan olarak
kullanılması bunlar arasındadır. Bu
sicil, ABD Dışişleri Bakanlığı’nın 2013’te bu örgütü “Özel Küresel Terörist”
olarak ilan etmesine ve 2017’den itibaren yakalanması için 10 milyon dolara
kadar ödül koymasına yol açmıştır. Her ne kadar bugün ABD’nin bölgedeki
temsilcisi onları ABD ile aynı safta görse de! Afganistan, Irak ve Suriye’de
son on yılların tecrübeleri, bu tür yapıların, liderleri takım elbise giyse
bile, özünde aynı şiddet çemberinde, muhaliflerin fiziki olarak ortadan
kaldırılması ve terörün politika olarak kullanılmasında kaldığını göstermiştir.
Colani rejimi teröristleri tıpkı daha önce Alevilere karşı
yaptıkları gibi uzun süredir Süveyde’da katliam yapıyorlar. Haber kaynakları, Suriye’nin
Süveyde Ulusal Hastanesi içinde kurşunla bir saha infazı yapıldığını bildirdi.
Haberlere göre, hastane personeli kıyafeti giymiş onlarca kişi diz çökmüş
haldeyken, silahlı kişilerden biri bu kişilerden birini zorla çekerek sürükledi
ve dövdü. Colani güçleri, sonunda bu
kişiyi doğrudan ateş ederek öldürdü. Medya, kurbanın cesedinin daha sonra uzak
bir yere götürüldüğünü aktardı. Şu ana kadar Suriyeli yetkililer, sosyal
medyada geniş şekilde yayılan bu olaya herhangi bir tepki göstermedi. Olaydan yayınlanan
diğer görüntülerde, Colani güçlerinin, görüş alanlarında olan hastane
kameralarının bir kısmını tahrip ettikleri görülüyor.
Alman haber ajansınından aktarılan başka bir haberde ise,
Suriye Geçici Hükümeti Savunma Bakanlığının büyük miktarda askeri teçhizatı
Halep’in doğu kırsalındaki Teşrin Barajı bölgesine ve diğer bazı askeri
araçları da Rakka’nın güney kırsalındaki Zelme bölgesine sevk ettiği
bildirildi. Kaynaklara göre, bu askeri sevkiyat, geçici hükümet güçlerinin
Suriye Demokratik Güçleri (SDG) tarafından tekrarlanan saldırılara maruz
kalmasının ardından yapıldı. Bu kaynaklar, SDG’nin geçici hükümet güçlerine
yönelik tekrarlanan saldırılarının, önceki anlaşmaları ve Haseke toplantısının
sonuçlarını hiçe saydığını, bunun da SDG’nin siyasi çözüm arayışında
olmadığını, dolayısıyla doğu Suriye bölgelerinin kurtarılması için askeri
seçeneğin tek yol olduğunu gösterdiğini belirtti. Halk Savunma Birlikleri (YPG)
komutanı ve SDG Genel Komutanlığı üyesi, Suriye’de demokratik, çoğulcu ve adem-i
merkeziyetçi bir devlet kurma hedeflerine bağlı kaldıklarını vurgulayarak, “Bu
tehditler ortadan kalkana kadar silahlarımız elimizde kalacaktır” tehdidinde
bulundu. Şunu söylemek gerekir ki, SDG’ye yakın güçler de pek güvenilir değil,
ancak Colani rejiminin sözleri de bir anlam ifade etmiyor.
Öte yandan, Colani rejimi Suriye halkını katlederken ve yabancı işgaller karşısında kayıtsız kalırken, İsrailliler Suriye topraklarında hala at oynatıyor. Siyonist rejim, Şam’ın düşmesinden bu yana, ülkenin çeşitli bölgelerine yönelik geniş hava saldırılarının yanı sıra, Suriye’nin güneyinden ilerleyerek bazı toprakları işgal etti. Suriyeli kaynaklar, geçen gece 100’den fazla Siyonist askerin savaş teçhizatlarıyla birlikte Kuneytra kırsalındaki Tarınca köyüne saldırdığını bildirdi. Bu işgalci unsurlar, Suriyeli sivillerin evlerine baskın düzenleyerek arama yaptı. Aynı zamanda insansız hava araçları casusluk amacıyla bölge semalarında uçtu.
Keyhan Gazetesinden Tercüme Edilmistir