Hizbullah'ın Aksa Tufanı Savaşına Katılmasının Sonuçları ve Kazanımları

GİRİŞ: 26.12.2024 14:05      GÜNCELLEME: 26.12.2024 14:05
Rasthaber -  Lübnan ile Siyonist İsrail arasındaki geçici ateşkesin üzerinden neredeyse bir ay geçti. İsrail'in ihlalleri nedeniyle kırılgan ateşkesin sonucu hala belirsiz. Hizbullah ise İsrail’in ihlallerine sessiz kalmayacağı uyarısında bulundu. Bu yazıda Hizbullah'ın Gazze’ye destek için Aksa Tufanı savaşının katılımını ele alacağız.

Aksa Tufanı savaşının başlamasından bir gün sonra, 8 Ekim 2023'te Şehit Seyyid Hasan Nasrallah önderliğindeki Hizbullah, işgal rejimine karşı savaşa katılacağını resmen duyurdu.

Siyonistlere karşı yürütülen Aksa Tufanı mücadelesinin ilk aşamasında, savaşı sınır bölgeleriyle sınırlamaya çalışan Hizbullah şu iki temel hedefi vardı: Gazze'nin kuşatmasının önlenmesi ve Lübnan'ın saldırıların etkisinden mümkün olduğu kadar korunması.

Lübnan direnişinin Gazze'ye destek savaşına katıldığı ilk andan itibaren durum oldukça zor ve karmaşıktı, bölgedeki durumu takip edenler bunu anlayabilirdi. Aslında durumu daha da karmaşık hale getiren konu, Hizbullah ve diğer direniş gruplarının, Filistin direnişinin başlattığı ve büyük bir fırtınaya dönüştüğü operasyondan önceden habersiz olmasıydı. Ancak acil bir karar veren direniş grupları çok ağır bir bedel ödeyeceklerini bilmelerine rağmen Filistin halkını yalnız bırakmayı reddettiler.

Bu bağlamda Hizbullah’ın şehit komutanı İbrahim Akil, “Hizbullah dini görevini yerine getirdi ve zaman geriye gitse bile Lübnan direnişi yine aynısını yapacak ve Gazze'yi yalnız bırakmayacak; Çünkü Hizbullah'ın hukuki görevi bu savaşa katılmaktı ve on binlerce Filistinlinin katil Siyonist düşman tarafından öldürülmesine asla sessiz kalamazdı.” demişti.

Gazze'ye Destek Savaşında Lübnan Direnişinin Ahlaki ve Dini Kaygıları

Aksa Tufanı savaşında Hizbullah siyasi lider ve askeri komutanlarının Gazze'ye destek verme kararları insani, ahlaki ve dini kaygılara dayanmaktadır. Bu karar Hizbullah'a ağır maliyetler yükledi; Peki Lübnan direnişinin Aksa Tufanı savaşına katılmaktan başka bir yolu var mıydı?

Lübnan'da 7 Ekim 2023’ten beri ABD ve Siyonist rejime hizmet ettiği bilinen isimler, Hizbullah'a karşı büyük bir kampanya başlatmış ve Lübnan halkını direnişe karşı kışkırtmaya çalışmışlardır. Bu nedenle Hizbullah, Aksa Tufanı savaşına katılma konusunda Lübnan'ın içinde bile çok fazla baskıyla karşılaşacağını biliyordu.

Ancak Siyonist rejimin izlediği süreç göz önüne alındığında, Hizbullah bu savaşa girmese bile bunun garantisinin olmayacağı çok açıktı. Lübnan güvende olmayacaktı. İsrail sürpriz bir saldırı yapabilirdi. Böylece Hizbullah, Gazze'yi desteklemenin yanı sıra İsrail'e karşı önleyici bir saldırı gerçekleştirdi.

Tüm iç ve dış baskıları göze alan direniş düşmanların senaryolarını Lübnan'daki savaşın sorumluluğunu Hizbullah'a yöneltecek şekilde ayarlayacaklarını biliyordu.

Lübnan Hizbullah Hareketi’nin Aksa Tufanı’na katılımının önemli sonuçları şöyle:

İlk sonuç: Hizbullah'ın Filistin'i destekleme konusundaki kararlı duruşunu kanıtlamak

Hizbullah ve şehit Seyyid Hasan Nasrallah, son 20 yıldır ülke halkı ve Filistin direnişi arasında popüler bir isimdi ve onlar (Filistinliler) Lübnan direnişini örnek alarak Siyonist işgale karşı mücadelelerine yeni bir hayat vermişlerdir. Bu nedenle pek çok kişi, Hizbullah'ın Filistin davası uğruna şehit olmak yerine Gazze'yi yalnız bırakmış olsaydı, Nasrallah'ın Kudüs yolunun yerine Filistinlilerin gönlünde şehit olacağına ve aralarındaki büyük bağı sonsuza kadar kaybedeceğine inanıyor.

Dolayısıyla Hizbullah, Aksa Tufanı savaşına hızla katılarak, ülke halkını, direnişi ve Filistin davasını destekleme konusundaki tavrının sadece sözlü bir duruş olmadığını kanıtlamıştır.

Hizbullah, sadece Direnişin Ekseni’nin Filistin'i desteklediğini, Siyonist rejimin ve destekçilerinin savaş suçlarıyla yüzleşmek için direnişten başka seçeneğin olmadığını bir kez daha ispatladı.

Filistin direnişinin 7 Ekim 2023’ye Siyonist İsrail’e karşı düzenlediği Aksa Tufanı Operasyonu’nun ardından Hamas'ın silahlı kanadı İzzeddin el-Kassam Tugayları Komutanı Muhammed ed-Dayf, bölgedeki Direniş Cephesi’nden Filistinlileri yalnız bırakmamalarını istedi ve “Lübnan, Yemen, İran, Irak ve Suriye'deki İslami direnişteki değerli kardeşlerim; Bugün sizin direnişinizin Filistin'deki kardeşlerinizin direnişiyle bağlandığı gündür.’’ dedi.

Direniş Ekseni’nden Filistinlilerin taleplerine yanıt veren ilk grup olan Hizbullah, Aksa Tufanı’ndan bir gün sonra savaşa katıldı. Lübnan'da halkı Hizbullah'a karşı kışkırtmaya yönelik iç kampanyaların yanı sıra, Amerikan-Siyonist eksenine bağlı medya organları Lübnan direnişinin bu mücadeledeki rolünü küçümsemek için yoğun çaba harcadı.

İkinci Sonuç: Gazze'deki Direnişin Yenilgisinin Önlenmesi

Gazze’de savaşın başlamasından kısa bir süre sonra Batı medyasında Siyonist rejimin Lübnan'a saldırmayı planladığını gösteren haberler yayınlandı. Haberlerde Siyonistlerin önce Gazze'deki direnişi kıracağı, ardından Lübnan'a gireceği belirtildi.

Hizbullah Hareketi Aksa Tufanı savaşına katılmasaydı, savaşın ilk aylarında Gazze direnişinin yenilgiye uğrama ihtimali çok yüksek olacaktı; Lübnan direnişi, Filistin direnişinin omuzlarından büyük bir yük alarak, işgal güçlerinin tamamen Gazze'ye odaklanmasını engelledi.

Siyonist İsrail, Gazze'deki direnişin yenilgiye uğratılmasının ardından önceden planlanmış bir planla ve ABD'nin iş birliğiyle Lübnan'a saldırsaydı Lübnanlıların ödeyeceği bedel çok daha yüksek olacaktı ve Lübnan'da Gazze benzeri bir felaket yaşanabilirdi. Bu durumda bölge halkları da Siyonistlerle yüzleşmekten hayal kırıklığına uğrayabilirdi ve işgalci rejim çok fazla bedel ödemeden hedeflerine ulaşmış olacaktı.

Üçüncü Sonuç: Filistin Davasının Unutulmasının Önlenmesi

Hizbullah, Gazze'ye destek konusunda çok fedakarlık yaptı. Bazı Arap rejimlerinin eylemsizliği ve resmi sessizliği gölgesinde, Kudüs için Seyyid Hasan Nasrallah başta olmak üzere en iyi gençlerini, liderlerini ve komutanlarını sundu.

Lübnan direnişinin Aksa Tufanı savaşına katılımının insani ve ahlaki boyutlarının yanı sıra Hizbullah hem Gazze'ye destek cephesinde hem de sınırlarda Siyonistlerle doğrudan savaş cephesinde önemli askeri başarılar elde etti. Lübnan direnişi Filistin'in işgal altındaki kuzey kesiminde hayatı durdurdu ve ateşkes sonrasında dahi Siyonist yerleşimciler bu bölgeye geri dönmedi.

Eğer Hizbullah Gazze'yi desteklemeyi reddetseydi, belki de Arap ve İslam kamuoyunun büyük bir kısmı Filistin meselesini unutacaktı.

Unutmayalım ki Direniş Hareketi Hamas'ın eski Lideri Şehit İsmail Heniyye, Aksa fırtınası savaşının başında yaptığı bir açıklamada, tüm dünyadaki Müslümanlara ve özgürlüksever insanlara, ellerinden gelen her şeyle Filistin'in yanında durmalarını istemişti.

Dördüncü Sonuç: Amerika-İsrail'in Ortadoğu Projesinin Çökertilmesi

Hizbullah, Gazze'yi yalnız bırakaydı, Şiiler ve Sünniler arasında ayrım yaratmaya çalışan düşmanlar bölgede bir kez daha dini fitneyle İslam topraklarında gerginlik yaratabilirdi. Ancak Lübnanlı Şiileri Gazze'deki Sünni kardeşlerine yardım etmek için çok hızlı davrandı; Filistin davasını desteklediğini iddia eden Arap rejimleri de katil İsrail'in Gazze'deki savaş suçlarını izlemekle yetindi.

Her ne kadar Hizbullah, Filistin davası uğruna büyük fedakarlıklar yapsa da düşmanın medyası dini fitneyi kışkırtmaktan vazgeçmiyor. Dolayısıyla Lübnan direnişi Gazze'nin yardımına koşmasaydı, Amerikan-Siyonist ekseninin meşum hedeflerine kolaylıkla ulaşabileceği söylenebilir.

Hizbullah’ın eski lideri Seyyid Hasan Nasrallah ile bir dizi Hizbullah komutanının Kudüs yolunda şehit düşmesi, Amerikan-Siyonist ekseninin Şii ve Sünni Müslümanlar arasında fitne yaratmaya yönelik kışkırtıcı projesine büyük bir darbe indirdi.

Hizbullah Gazze'nin yardımına koşmasaydı, İsrail, Filistin direnişini yenerek, Arap kamuoyunu etkileme yönündeki stratejik hedefine de ulaşabilirdi, aynı zamanda Arapları ve Müslümanları birleştirmeye yönelik kapsamlı çabalarının yok edilmesi yol açacaktı. Düşmanlar bu açıktan kolaylıkla faydalanabilirdi.

tesnim

YORUMLAR

REKLAM

İLGİLİ BAŞLIKLAR

REKLAM