İsrail basını, operasyonun şehirdeki birçok binada yangına
yol açtığını ve alevleri söndürmek için beş ekibin çalıştığını bildirdi.
Lübnanlı grup, Kiryat Şimona'dan birkaç saat önce Hayfa'yı da vurdu. 40 roketle
düzenlenen saldırıda beş kişinin şarapnel parçalarıyla yaralandığı kaydedildi.
Tel Aviv pazartesi ve salı günleri bazıları ağır olmak üzere
48 askerinin yaralandığını açıkladı. Bunların 30'u Lübnan, 18'i ise Gazze'de
meydana geldi. Tel Aviv çarşamba günü Lübnan cephesinde üç askerin daha ciddi
biçimde yaralandığını duyurdu. Direniş Operasyon Odası, kara harekatının
başından beri İsrail güçlerinden 35 subay ve askerin öldürüldüğünü, yaralı
sayısının 200'ü aştığını bildirdi.
İsrail ordusunun kayıpları gizlediği biliniyor, bunun
itirafı da salı günü geldi: Ordu, “isminin açıklanmasına izin verilmeyen
kayıpların” zayiat listesine almadığını bildirdi. Hizbullah Genel Sekreter
Yardımcısı Naim Kasım'ın İsrail'e meydan okuduğu konuşmasından yarım saat sonra
100'ü aşkın roketle vurulan Hayfa'da önemli hasar meydana geldi. Kent ve
çevresinde okullar kapatıldı. Tel Aviv, Lübnan Direnişi'nin 23 Ekim'den beri
İsrail'e 3 bin roket attığını açıkladı.
BASINÇLI PÜSKÜRTME SİSTEMLERİ
Çarşamba günü öğle saatlerinde Hizbullah savaşçıları, Balida
kasabasına sızmaya çalışan İsrail güçlerine patlayıcılarla karşılık verdi ve
çatışmaya girdi. Grup, “kesin yaralanmalar” olduğunu kaydetti. Aynı gün sabaha
karşı beş sularında bir başka işgal gücü Labouneh bölgesine doğru ilerlemeye
çalıştığında, direniş savaşçılarının topçu mermileri ve roketleriyle
karşılaştı. Doğrudan isabet alan birlik püskürtüldü.
Hizbullah salı günü de buldozerler ve iş makineleriyle aynı
bölgeye doğru ilerlemeye gayret eden İsrail kuvvetlerini top mermisi ve roket
yağmuruna tuttu, doğrulanan kayıplar verdirdi ve onları geri çekilmeye zorladı.
TÜMENLER DÖRT ETTİ
Öte yandan İsrail ordusu Lübnan'ı bombalamayı ve sınırın
farklı noktalarından sızma girişimlerini sürdürüyor. Tel Aviv, sınır ötesine
konuşlandırma amacıyla 146. tümeni güney Lübnan'a gönderdiğini ve Hizbullah'a
karşı kara operasyonlarını güneydoğudan güneybatıya genişlettiğini iddia etti.
Askeri yetkililer, Lübnan'da bulunan kuvvetlerin sayısını
açıklamayı reddediyor. Ancak ordu daha önce üç tümenin daha Lübnan
operasyonunda görev yaptığını duyurmuştu ki bu da muhtemelen binlerce askerin
etkin vaziyette olduğu anlamına geliyor. İki haftadır süren hava ve kara
operasyonlarında bin Lübnanlı yaşamını kaybetti, yüz binlerce insan yerinden
edildi.
Binyamin Netanyahu salı akşamı İngilizce bir mesaj
yayınlayarak Batı Asya'daki durumdan dolayı İran'ı suçladı. Lübnanlıları
Gazze'dekilerin başına gelenlerle tehdit etti. Fransa Dışişleri Bakanı Barrot,
Netanyahu'ya şu şekilde yanıt verdi:
“Bu kışkırtma yaşanırsa Fransa'nın dostu olan ve halihazırda
kırılgan bir durumda bulunan Lübnan'ı kaosa sürükler."
Barrot, İsrail'in, Lübnan'a yönelik saldırılardan önce var
olan güvenlik sorunlarından çok daha fazlasıyla karşı karşıya kalacağını da
ekledi.
SUİKAST TARTIŞMASI
İsrail Başbakanı tehdit dolu konuşmasında ayrıca Hasan
Nasrallah'ın halefi olarak gösterilen Hizbullah Yürütme Konseyi Başkanı Haşim
Safiyuddin'in düzenledikleri saldırıda yaşamını kaybettiğini iddia etti.
Ayrıca Safiyuddin'in haleflerinin de öldüğünü ileri sürdü.
Fakat bu kişilerin isimlerini söylemedi. Savunma Bakanı Yoav Galant biraz daha
temkinli davranarak, Safiyuddin'in “ölmüş olabileceğini” öne sürdü. Her iki
siyasinin açıklamalarına rağmen İsrail Ordusu Sözcüsü Tümamiral Daniel Hagari,
saldırının sonuçlarının halen araştırıldığını belirtti. “Öğrendiğimizde
kamuoyunu bilgilendireceğiz." diye ekledi.
SALDIRILARDA URANYUM İZİ
Lübnan Toplumsal Tıp Derneği Başkanı Raif Reda, İsrail'in
Beyrut'un güney banliyölerini “uranyum başlıklı yasaklı bombalarla” vurduğunu
belirtti. Reda, Ulusal Haber Ajansı'na (NNA) verdiği demeçte şunları kaydetti:
"Bombalama alanlarından örnekler toplanıp Birleşmiş Milletler'e raporla
gönderilmesi ve böylece dünyanın Siyonist düşmanın kanlı, suç geçmişine
tanıklık etmesi çağrısında bulunuyorum.”
Tükenmiş uranyum kasalarıyla yapılan savaş başlıkları, derin
tahkimatlara nüfuz etmek, önemli yıkıma yol açmak ve zehirli gazlar salmak
üzere tasarlanıyor. Ayrıca radyoaktif olan bu mühimmatlar, 1991 ve 2003'te
ABD'nin Irak'a açtığı savaşların ardından ülkedeki kanser oranlarında büyük
artışlarla ilişkilendirildi. Zayıflatılmış uranyum (DU) mühimmatları, bir bölge
bombalandıktan yıllar sonra bile siviller için risk oluşturuyor çünkü
çarptığında radyoaktif parçacıklar yayıyor; toprağı ve çevreyi kirletiyor.
NASRALLAH'A ULAŞMAK İÇİN
Lübnan yayını L'Orient Today, İsrail Hava Kuvvetlerinin 27
Eylül'de Hizbullah Lideri Hasan Nasrallah'a suikast amacıyla Beyrut'un güney
banliyölerindeki en az dört konut binasına 80 adet bir tonluk bomba attığında
zayıflatılmış uranyum mühimmatı kullanmış olabileceğini bildirdi.
New York Times, İsrail ordusunun yayınladığı bir videoda, Nasrallah'a
suikast düzenleyen savaş uçaklarının her birinin altı adet ABD yapımı BLU-109
füzesiyle donatıldığının görüldüğünü belirtti.
L'Orient Today, ABD Deniz Kuvvetleri Enstitüsü'nün raporuna
atıfta bulunarak, BLU-109 füzelerinin içerisinde en sık rastlanan patlayıcı
türünün GBU-31 sınıfı bombalar olduğunu kaydetti. Lübnan gazetesi, "Bu
güdümlü mühimmatlar, yüksek yoğunluğu nedeniyle bombaların yere çarpma
direncini artıran zayıflatılmış uranyumdan yapılmış bir kasa sayesinde, ağır
betonarme veya çelik yapıları delebilme kabiliyetleriyle biliniyor." diye
yazdı/aydınlık