7 Ekim 2023'te Aksa Tufanı operasyonunun ardından Gazze’de
başlatılan savaşın üzerinden bir yıl geçmesine rağmen, Siyonist rejimin
yenilgisinin bileşenleri her geçen gün artmaktadır. Bu bileşenler yalnızca
taktiksel kayıplar değil, aynı zamanda işgal altındaki topraklarda Tel Aviv
rejiminin varlığını güvenlik, askeri ve ideolojik açıdan hedef alan ve Siyonist
toplumu arasındaki çatlağı derinleştiren büyük başarısızlıklardır.
Doğal olarak asimetrik savaşlarda güç dengesini incelerken,
geleneksel yöntemler olan can kaybı, yaralı sayısı veya işgal edilen
toprakların büyüklüğü karşılaştırılamaz. Askeri uzmanlara göre bu tür savaşta
zaferin bileşenleri, savaşan her iki taraftaki toplumlarda yarattığı acıların
kabullenilme derecesi ve toplumun dayanışmasına bağlıdır.
Bu yazı, İsrail rejiminin Gazze savaşındaki başarısızlığının
bileşenlerini Siyonistlerin çeşitli psikolojik, sosyal, politik, askeri,
bölgesel, ekonomik ve kimliksel boyutlarıyla incelemeyi amaçlamaktadır.
Siyonist İsrail’in Yenilgisinin Bileşenleri
1-İsrail ordusunun, Hamas'ı yok etme, esirleri kurtarmak ve
yerleşimcileri Gazze çevresindeki kasabalara geri getirmek gibi hedeflerini
yerine getirmede başarısız olması İsrail’in caydırıcılığını zedelemiştir.
2- Siyonist İsrail'in Gazze’de işlediği sivil katliamlar,
soykırım ve dehşet uluslararası toplumda büyük bir nefret ve kızgınlık
uyandırdı. Tel Aviv'in imajını düzeltmek için yaptığı tüm kampanyalar çöktü.
3-Gazze savaşında ölen Siyonist asker sayısının artması
sonucu İsrail rejiminin stratejik açıdan yıpranması.
4-Siyonist rejimin çok yönlü sorunlarla tek başına
mücadelede zorlanacağı ve caydırıcılığını yeniden tesis etmek için ABD’nin
büyük yardımına ihtiyaç duyduğu gerçeğinin ortaya çıktı. Bunun aksine direniş
gruplarının operasyonları tüm cephelerde devam etmektedir.
5- 75 yıldır Yahudileri mağdur olarak göstermeye çalışan
İsrail’in imajı Gazze’de işlediği barbarlık ve insanlık suçları nedeniyle paramparça
oldu. Dünyanın birçok ülkesi bu rejimi soykırımla suçladı, bazı ülkeler ise
İsrail’e uluslararası mahkemelerde dava açtı.
6-Uluslararası ölçekte izole olmuş bir rejime dönüşen İsrail
ile ABD arasında artan sorunlar. Elbette ABD yönetimi, Siyonist rejimin Gazze
ve Lübnan'daki operasyonlarına kapsamlı destek vermesine rağmen, savaşın son
bulmasını desteklediğini ve ateşkes müzakerelerde etkin rol oynadığını
göstermeye çalışıyor.
7- Siyonist rejimin varlığına yönelik tehditler nedeniyle
Siyonist liderlerin, rejimin hayatta kalması ve varlığının devamı konusundaki
endişelerinin artması.
8-Tel Aviv'in iç güvenliğini sağlama ve güneyden Hamas,
kuzeyden Hizbullah gibi tehdit odaklarını ortadan kaldıracak güçten yoksun
kalmasının ardından, Siyonistlerle mücadelenin güçlü biçimde devam ettirilmesi.
Sosyal ve Psikolojik Boyutta Stratejik Başarısızlıklar
1- Son bir yılda işgal altındaki toprakların kuzey ve
güneyinden kaçanlar arasında ideolojik ve etnik yaklaşımının kaybolması ve
evlerine geri dönme umutlarının kalmaması.
2- Siyonist rejimden destek gelmediği için yerleşimcilerinin
motivasyonlarının azalması.
3- Siyonist yerleşimciler arasında komplo zihniyetinin
artması.
4- Çok sayıda Siyonist esirlerin öldürülmesi sonucunda
Yahudiliğin kutsallığının kaybolması.
5- Çok yönlü tehlikelere karşı Siyonist egemenliğin
bağımsızlık duygusunun kaybolması ve ABD ve Batı'ya bağımlılığın artması.
6- Batı'da antisemitizm eğilimlerinin artması.
7- İşgal altındaki topraklarda ırkçılık söylemine yönelik
eleştirilerin artması.
8- Siyonistlerin dünyadaki imajını kaybetmeleri sonucu
sıkıntılarının artması.
9- İşgal altındaki toprakların Yahudiler için güvenli olduğu
efsanesinin yıkılması.
10-Kuzey ve güneydeki yerleşimciler ile işgal altındaki
bölgelerin merkezi bölgelerinde yaşayanlar arasında oluşan derin çatlak.
11- İşgal altındaki topraklardan beyin göçünün ve sermaye
kaçışının yaygın hale gelmesi.
12- Siyonistlerin uzun süreli yerinden edilmeleri sonucu
aile ilişkilerinin çökmesi ve Siyonist toplumda sosyal krizlerin ve
boşanmaların artması, toplumda psikolojik sorunların artması.
13- Siyonist toplumun psikolojik sağlığının çöküşü.
14- Kuzey ve güney yerleşim yerlerinde yaşayanlar arasında
eğitimde başarısızlığın yayılması.
15- Güvensizlik ve ekonomik çöküş nedeniyle tersine göç ve
işgal edilen topraklardan kaçışların artması.
16- Güvenlik ve caydırıcılığı sağlama konusunda askeri ve
siyasi kurumlara olan güvenin azalması.
17- Savaş dursa bile geçmişteki koşullara dönüş sürecinin
belirsiz olması.
18- Sisteme duyulan güvensizlik nedeniyle kişisel çıkarların
Siyonist çıkarların önünde tutulması.
19- Siyonist toplumda kabilesel koşulların ortaya çıkması.
20- Savaş hedeflerinin gerçekleştirilmesinde zafer umudunun
olmaması.
21- Siyonist rejimin uluslararası statüsünün gerilemesi
sonucu motivasyon ve ideolojik teşvik eksikliği.
Siyasi Boyutta Stratejik Hezimetler
1- Yukarıda belirtildiği gibi, Siyonist toplumun büyük bir
kısmı kabineye olan güvenini kaybetmiştir ve bu güvenin yeniden sağlanması uzun
zaman alacaktır, yerleşimciler de kabinenin İsrail ekonomisini yeniden
canlandıracağına inanmıyor.
2- Son aylarda Siyonistlerin kabinenin tamamen değişmesi
için erken seçim yapılması yönündeki talepleri çok arttı.
3- 7 Ekim'deki büyük yenilgiden sonra birbirini suçlayan
Siyonist liderler arasındaki ayrışma ve siyasi görüş ayrılıkları zirveye
ulaştı.
4- Siyonist rejimin başbakanı Binyamin Netanyahu, siyasi
hayatının son çizgisinde olduğunu görüyor ve savaştan sonra iktidarda kalma
şansının olmadığını biliyor.
5- Gazze savaşı, Siyonist rejimin Arap ülkeleriyle yaptığı
normalleşme anlaşmalarını çok olumsuz etkiledi; Aksa Tufanı operasyonu, Suudi
Arabistan ile işgalci rejim arasında normalleşme anlaşmasının imzalanmasının
arifesinde gerçekleşti ve bu da Suudi Arabistan'ın mevcut dönemde böyle bir
anlaşmayı imzalamaktan vazgeçmesine neden oldu. Öte yandan Tel Aviv ile
ilişkilerini normalleştiren diğer Arap ülkeleri de bu rejimin Filistin halkına
karşı işlediği vahşi suçların gölgesinde kendi uluslarının baskısı altındalar,
zira Arap halkları İsrail ile normalleşme anlaşmasının feshedilmesini talep
ediyor.
6- Siyonistlerin Filistin meselesini ortadan kaldırmaya
çalıştığı bir ortamda, Aksa Tufanı operasyonu bir kez daha Filistin davasını
dünya gündemine taşıdı ve uluslararası toplumun başlıca önceliklerinden biri
haline getirmiştir./tesnim