El-Husi konuşmasının başında, Gazze’de geçen haftanın “kanlı
ve suç dolu” geçtiğini belirterek, İsrail’in kadın ve çocukları hedef alan
yoğun saldırıları sonucunda üç binden fazla sivilin şehit olduğunu veya
yaralandığını söyledi. Bu rakamın son altı ayın en yüksek kaybı olduğunu
vurguladı.
Saldırılar sırasında çok sayıda evin yerle bir edildiğini,
çadırların, okulların, hastanelerin ve ambulansların dahi hedef alındığını
belirten El-Husi, İsrail’in, özellikle yerinden edilmiş sivillerin barındığı
çadırlara Amerikan yapımı yangın bombaları attığını ifade etti.
Arap ve İslam ülkelerinin tepkilerini "hayal
kırıklığı" olarak nitelendiren El-Husi, bu rejimlerin büyük imkânlara,
ordulara ve ekonomik güce sahip olmasına rağmen sadece “soğuk, kopyala-yapıştır
kınama açıklamaları” yaptığını söyledi. Ümmetin sessizliğinin, İsrail’e
suçlarını sürdürmesi için zemin hazırladığını vurguladı.
El-Husi, İsrail’in Gazze’deki kara harekâtını “Gideon’un
Arabaları” adı altında sürdürdüğünü, ancak bu operasyonun başarısızlıkla
sonuçlandığını belirtti. İsrail içinden bazı üst düzey yetkililerin ve eski
Başbakan Ehud Olmert’in de bu operasyonları “amaçsız” ve “savaş suçu” olarak
nitelediğine dikkat çekti.
Yair Golan gibi İsrailli eski komutanların çocukların
öldürülmesini “vahşi bir suç eğlencesi” olarak tanımlaması, İsrail içindeki
çürümüşlüğü gösterdiğini ifade etti.
Gazze'deki insani duruma da dikkat çeken El-Husi, açlık ve
susuzluk yoluyla yapılan sistematik soykırımın eşi benzeri görülmemiş bir
felakete dönüştüğünü ve bunun İslam dünyası ve uluslararası toplum için utanç
verici bir tablo olduğunu söyledi.
El-Husi, Washington'da bir Yahudi müzesinin önünde yaşanan
silahlı saldırının, ABD tarafından “yüzyılın olayı” gibi yansıtıldığını ancak
Gazze’de 186 binden fazla ölü ve yaralıya rağmen aynı hassasiyetin
gösterilmediğini söyledi. Batı’nın "Yahudi düşmanlığı" söylemini,
soykırıma karşı çıkan halk hareketlerini bastırmak için kullandığını belirtti.
El-Husi, İsrail’in Kudüs’ü Yahudileştirme çabalarına hız
verdiğini, Cenin kentinde dört aydır süren işgalle 22 binden fazla kişinin
yerinden edildiğini ve yüzlerce evin yıkıldığını ifade etti. Ayrıca Lübnan ve
Suriye’ye yönelik saldırılara dikkat çekerek, Arap dünyasının bu durum
karşısındaki suskunluğunu "büyük bir gaflet" olarak değerlendirdi.
El-Husi, İsrail ordusunu “dünyanın en korkak ordusu” olarak
niteledi ve yalnızca soykırım, hava desteği ve ağır bombardımana güvenerek
ilerleyebildiklerini söyledi. Gazze’de mücahitlerin direnişinin, İsrail
askerlerinde büyük korku ve moral bozukluğu yarattığını belirtti.
El-Husi, adını vermediği bir Arap ve bir İslam ülkesine ait
gemilerin, İsrail’e en fazla lojistik ve gıda desteği sağlayan gemiler olduğunu
söyledi. Bu gemilerin hâlâ Akdeniz üzerinden İsrail’e malzeme taşıdığını
belirterek, bu durumu “çok acı verici” olarak tanımladı.
Yemen’in Gazze’ye destek amacıyla düzenlediği askeri
operasyonlar kapsamında bu hafta 8 hipersonik ve balistik füze ile İHA
saldırısı gerçekleştirildiğini duyuran El-Husi, özellikle Lod’daki (Ben Gurion)
havaalanını hedef alan üç füzenin etkili olduğunu belirtti. İsrail’de
milyonlarca kişinin sığınaklara kaçtığını ve bazı havayolu şirketlerinin
uçuşlarını iptal ettiğini söyledi.
İsrail’in Hudeyde’ye yönelik 22 hava saldırısının Yemen’in
tutumunu değiştirmeye yetmediğini söyleyen El-Husi, Yemen’in inanca, değerlere
ve ahlaka dayalı pozisyonunun değişmeyeceğini vurguladı.
Konuşmasının sonunda El-Husi, Yemen halkına çağrıda
bulunarak, Gazze’ye destek için başkent Sana başta olmak üzere tüm vilayetlerde
düzenlenecek milyonluk yürüyüşlere katılım çağrısında bulundu. Bu yürüyüşlerin,
halkın öfkesini, direnişini ve Filistin halkına bağlılığını göstereceğini
söyledi.