İran halkının siyonist rejimin vatan topraklarına yönelik
saldırısına karşı gösterdiği direniş ve birlik, bölge halkı arasında geniş
yankı buldu. İsrail’in saldırılarının ilk günlerinde Arapça sosyal medya
kullanıcılarının içeriklerine dair yapılan analizler, Arapça konuşulan
ülkelerdeki kamuoyunun %76’sından fazlasının İran’ın tutumunu desteklediğini ve
bunu “İslam’ın izzetine dönüş” olarak nitelendirdiğini gösteriyor.
“Arap Dünyası Kamuoyundan İran’a İsrail’e Karşı Net Destek”
Afganistan, Tacikistan, Hindistan ve Pakistan gibi çeşitli
ülkelerdeki Farsça konuşan topluluklarda da İran halkıyla ortak bir hissiyat ve
dayanışma dalgası gözlemlendi. Sosyal medya kullanıcılarının mesajlarına ek
olarak, Farsça konuşan aydınlar ve seçkin isimler de mesaj, yazı veya şiir
paylaşarak bu dayanışmayı dile getirdi ve “Fars Yurdu”ndaki kardeşlerini yalnız
bırakmadı.
Bu bağlamda, Pakistan’daki Lahor Pencap Üniversitesi Fars
Dili Bölüm Başkanı Prof. Dr. Nasır Muhammed, İran halkına hitaben bir yazı
yayımlayarak, siyonist rejime karşı elde edilen zaferi İran milletine tebrik
etti. Yazısının tam metni şu şekilde:
Sevgili Dostlarıma
Kadim İran Topraklarında
Selam olsun sizlere ey güneşin ve ateşin çocukları, ey
Rüstem’in ve Arash’ın mirasçıları, ey destan ve vakar ile hem nefes olanlar; ey
karanlık saldırısının hengâmesinde, Siaweş gibi ateşten geçen ve alnınızı utanç
ve yenilginin lekesinden uzak tutanlar.
Selam olsun cesaretinize, ki Bedir’deki Ali’nin kılıcını
hatırlatır; selam olsun yiğitliğinize, ki Zülfikar gibi gecenin bağrına ışık
saçtı. Zalimlik, şeytan suretinde kapılara saldırırken siz, Dâmâvend Dağı gibi
dimdik, sessiz ama gür sesli durdunuz.
Ey İran! Sen yalnızca Firdevsî’nin, Hayyam’ın, Hâfız’ın
yurdu değil; sen kendin uzun bir mesnevisin; her beytin bir fedakârlık ve
direniş öyküsüdür. Damarlarında Kave’nin kanı akmakta; alnında ise “Ve
gevşemeyin, üzülmeyin!” (Al-i İmran: 139) yazılıdır.
Ey zaferin dostları! Sizin bu başarınız yalnızca alçak bir
düşmana karşı kazanılmış bir üstünlük değil; aynı zamanda uykuda olan milletler
için bir uyanış çağrısıdır. Gösterdiniz ki, Zâl ve Sâm kadar yüce bir iman,
toprağa olan aşkla dolu bir ruh ve güvenli bir kalple karanlığın ordusuna galip
gelmek mümkündür.
Bu zaferi, kardeş halk Pakistan adına; sizinle bu acı ve bu
kurtuluşta aynı duyguları paylaşan halkım adına ve şahsım adına, tatlı
dilinizin ve parlak kültürünüzün aşığı, edebiyat ve irfan yolunun küçük bir
hizmetkârı, sadık ve inanmış bir İran dostu olarak tebrik ediyorum.
Bu zafer, bir savaşın sonu değil; insanlık direnişi
kitabında yeni bir bölümün başlangıcıdır.
Selam olsun İran’a! Bu hep diri kalan anka kuşuna ki her
defasında küllerinden, daha ateşli kanatlarla doğar.
Sevgiyle, içtenlikle ve daha aydınlık bir yarına olan
umutla!