Velayeti: Siyonistlerin Cinayetleri, Direnişi Güçlendirmekten Başka Bir Sonuç Doğurmaz

GİRİŞ: 02.01.2025 13:33      GÜNCELLEME: 02.01.2025 13:33
Rasthaber -  Dünya İslam Uyanışı Kurultayı Genel Sekreteri, işgalci Siyonist rejimin ve destekçilerinin, Filistin halkına baskı uygulayarak ve bölgede soykırım suçları işleyerek Gazze halkını ve diğer ülkeleri zorunlu göçe ve İslami direnişi yok etmeye zorlayabileceklerini sanmalarının batıl bir vehim olduğunu vurguladı. 

Geçtiğimiz gün, "Direniş, Filistin ve Yeni Dünya Düzeni" başlığıyla Filistin direnişinin saha ve siyasi durumunun ele alındığı Dünya İslam Uyanışı Kurultayı'nın 15. Uluslararası Uzmanlık Oturumu, Ulusal Savunma Üniversitesi'nde yerli ve uluslararası misafirlerin ve şahsiyetlerin katılımıyla gerçekleştirildi. 

Bu törende Dünya İslam Uyanışı Kurultayı Genel Sekreteri Ali Ekber Velayeti'nin mesajı okundu.

Mesajın metni şu şekilde: 

Rahman ve Rahim Olan Allah’ın Adıyla

20. yüzyılın sonlarında İmam Humeyni (r.a.) önderliğinde gerçekleşen İslam Devrimi ve sadece bir kelime değil, bir ideoloji ve teori olan "direniş" kavramının ortaya çıkışı, yıllardır Batı Asya'nın kaderini etkilemektedir. 

Bu bağlamda, İslam Devrimi'nin zaferinden sonraki yıllarda, Ayetullah Hamanei’nin liderliğinde bir kimlik yapısı ve bölgesel bilinç oluşturucu bir yapı olarak direniş ekseninin ortaya çıkması ve şekillenmesi, bölgesel ve uluslararası birçok ilişkiyi değiştiren bir olgu olmuştur. 

Her ne kadar 20. yüzyıl boyunca uluslararası ilişkilerdeki kurallar ve normlara karşı çıkan birçok alt-ulusal, ulusal ve ulus-ötesi aktör, bu kurallara meydan okumak ve değiştirmek için büyük eylemler gerçekleştirmiş olsa da, somut sonuçlar elde edilememiştir. 

Bu koşullar altında İran'da İslam Devrimi zafer kazanarak iki kutuplu ve tek kutuplu sistemi sorgulamış ve uluslararası sisteme derin etkiler bırakmıştır. Doğu ve Batı bloklarını sarsan ve büyük bir dini hareketi zafere ulaştıran bu devrim, klişelerin eskimiş olduğunu kanıtlayarak din ve dünyayı bir araya getirerek yeni bir yöntem olarak dünyaya sunmuş ve yeni bir çağın başlangıcını yapmıştır. 

Ancak 21. yüzyılın başı, ABD'nin hegemonyasının gerilemekte olduğuna ve yeni bölgesel ve küresel güçlerin ortaya çıktığına dair çeşitli kanıtlarla şekillenmiştir. Mevcut olaylar ve süreçler, dünya düzeninin değişmekte olduğunu ve bunun işaretlerinden biri de mevcut kurallara, normlara ve güçlere karşı uluslararası sistemdeki aktörlerin sayısındaki önemli artış olduğudur. 

Batı Asya'da savunma ve güvenlik yapısı olarak direniş ekseninin şekillenmesi ve bu eksenin ardından direniş jeopolitiğinin oluşması, son yıllarda İslami hareketin büyük kazanımları arasında yer almıştır. 

ABD, hegemonyasını sürdürmek ve düşüşten kaçınmak için tehdit ve ödül ikiliğini kullanarak, son elli yıldır, Latin Amerika'dan Güneydoğu Asya'ya kadar tek taraflılığa karşı duran birçok hareketi ve grubu saptırmak veya bastırmak için çabalamış, direniş eksenine karşı hegemonyasını korumak, nüfuzunu artırmak ve sömürgeciliği sürdürmek amacıyla Siyonist rejimi sınırsız ve kayıtsız olarak desteklemiştir. 

Ancak buna karşılık, direniş söyleminin en temel ve en önemli faktörlerinden biri, İsrail ile mücadele ve bölgede Filistin davasını destekleme olmuştur. Aslında Filistin meselesi ve İsrail karşıtlığı, bölgesel düzenle ilgili direniş gruplarının ortak ve kalıcı belirleyici unsurlarından biridir. 

Bölgedeki hakim güçlerin en önemli hedefi İsrail'in güvenliğini sağlamak olarak belirlenmişken, buna karşılık direnişin bölgedeki en temel taleplerinden biri Kuds-ü Şerif’in özgürleştirilmesi olmuştur. Bu temel ilke, İslam Devrimi'nin zaferinin ilk günlerinde, Mısır'ın o zamanki Cumhurbaşkanı Enver Sedat tarafından imzalanan Camp David Barış Anlaşması nedeniyle normalleşme yoluna girmiş olan Arap dünyasını bu yoldan çıkarabilmiştir.

Böylesi bir siyaset, İsrail ile mücadelede yeni kapılar açtı. İsrail’in işgalciliğine karşı devrimci ve halkçı direniş hareketlerinin kurulması, başta Lübnan Hizbullahı ve Filistin İslami Cihad Hareketi olmak üzere, işgal altındaki topraklarda intifada hareketinin başlaması, İslam Devrimi'nin modeli, ümmet merkezli bakış açısı ve İslam Devrimi Lideri’nin hikmetli rehberliğinin etkileriyle gerçekleşmiştir. Bugün, dünya genelinde ve uluslararası toplumlarda bu rejime karşı halkın yoğun nefretini ve eşi görülmemiş tezahüratları gözlemliyoruz. Tüm bunlar, direnişin ve 7 Ekim operasyonunun bereketlerindendir. 

İntifada dalgalarının ortaya çıkışı, İslam Devrimi’nin ilham kaynağı olması, Siyonist rejimin Güney Lübnan’dan çıkarılması, Lübnan Hizbullahı’nın 33 günlük savaşı, İslami uyanış, Gazze’deki 22 günlük, 41 günlük, 8 günlük ve 2 günlük savaşlar, Irak ve Yemen’de akıllı savunma doktrininin benimsenmesi, Filistinli gençlerin normalleşme süreci ve Yüzyılın Anlaşması gibi küresel istikbarın kötü niyetli planlarına karşı inanç ve kararlılığı, tüm bunlar, direnişin başarılı bir şekilde gerçekleştirdiği ve stratejik bir darbe olarak küresel sömürüye ve hegemonya düzenine kimlik yıkıcı bir etki bırakan “Aksa Tufanı Operasyonu”nun tasarlanıp uygulanabileceğini kanıtlamıştır. Dünya gördü ki, bölgede ve yeni Orta Doğu’da değişimin başlangıç noktası 7 Ekim ve başarılı Aksa Tufanı Operasyonu'dur; Amerika’nın ve uğursuz Siyonist rejimin başbakanının iradesi değil! 

İşgalci Siyonist rejim ve uluslararası destekçileri, bu utanç verici yenilginin ardından, sabırlı ve direnişçi Filistin halkına baskı yaparak, bölgede soykırım suçları işleyerek ve yakın zamanda Suriye’de gerçekleştirdikleri gibi, Gazze halkını ve diğer ülkeleri zorunlu göçe ve İslami direnişi yok etmeye zorlayabileceklerini düşünmek gibi batıl bir vehim içindedirler. 

Oysa, ilahi sünnetlere göre, Filistin’in direnişçi halkına yapılan baskı, zulüm ve saldırılar ne kadar artarsa, bu durumun tersine bir sonuç vereceği açıktır. Kahraman Filistin halkının direnişi ve dayanıklılığı, yakın gelecekte Suriye’de ve dünyanın diğer ülkelerinde verimli sonuçlar gösterecek ve İslami direnişin mantığının oyun kurallarını nasıl değiştirdiğini gözler önüne serecektir. Bu direnişin övgüye değer çiçekleri ve meyveleri, izzet, onur ve destansı direnişin gururunu sergileyecektir. 

Ali Ekber Velayeti

Dünya İslam Uyanışı Kurultayı Genel Sekreteri

YORUMLAR

REKLAM

İLGİLİ BAŞLIKLAR

REKLAM