Fidan ayrıca ABD'nin Suriye'ye yönelik yaptırımların bir
kısmını kaldırdığını ve AB'nin de ilerleyen günlerde bir kısmını kaldıracağını
umduğunu kaydederek, Türkiye'nin de ulaştırma, enerji ve sağlık gibi alanlarda
hemen yardımlara nasıl başlanabileceğine dair kendi içerisinde bir koordinasyon
mekanizması kurduğunu anlattı.
Fidan, Suriye'deki yeni yönetimden beklentilere ilişkin de
şunları söyledi:
Suriye'deki yeni yönetimin artık bölge için bir tehdit
teşkil edecek yapıda olmaması, terörizme asla yer verilmemesi DEAŞ ve PKK başta
olmak üzere. Ülkedeki azınlıklara iyi muamele edilmesi, kapsayıcı bir hükümet
kurulması ve ülkenin toprak bütünlüğünün, siyasi egemenliğinin tam olarak
sağlanması.
Bu şartlar üzerinde uluslararası toplum ve bölge ülkeleri
olarak biz anlaştık ve bu taleplerimizi Suriye yönetimine ilettik. Şu anda
hangimiz gidersek gidelim aynı şeyleri konuşuyoruz. Suriye'den bizim
beklentimiz bu. Esas itibarıyla önceki rejimden de biz bunu bekliyorduk."
ABD Başkanı Donald Trump'ın göreve başlamasına ilişkin
Fidan, yeni dönemde de Trump yönetimiyle en üst düzeyde yakın çalışmalara devam
edeceklerini kaydederek, "Amerikan yönetimiyle uzun yıllara dayanan
ilişkilerimiz var ama her konuda aynı düşünmüyoruz. Özellikle bölgesel
meselelerde farklı olduğumuz konular var. Fakat yetişkin, olgun devletlerin
takip etmesi gereken bir hareket tarzı var. O da sorunlu konuları parantez
içine alıp iyi olan konuları devam ettirmek gerekiyor. Amerika'yla da bizim
sorunlu olan konularımız var. Bunların başında Suriye'deki Amerikan politikası
geliyor." diye konuştu.
Fidan, bu Suriye politikasının eski ABD Başkanı Barack Obama
döneminde başladığını hatırlatarak, şunları kaydetti:
"Amerika, Suudi Arabistan, Türkiye gibi ülkeler Suriye
muhalefetine destek verirken en başından itibaren, daha sonra Amerika dedi ki
ben muhalefete destek vermeyeceğim, benim işim DEAŞ'la mücadele etmek olacak
dedi ve kavramı değiştirdi. O zaman tabii bir ton jeopolitik krizi de
beraberinde tetiklemiş oldu bilmeden.
Bunu yaparken de öyle bir şekilde yaptı ki başka bir
terörist örgütü aldı. PKK/PYD'yi DEAŞ’la savaşmak ve DEAŞ'lı mahkumları hapiste
tutmak üzere kullandı. Biz dedik ki Amerika'ya bu yanlış, bunu başka türlü de
yaparız. Özellikle Türkiye'nin milli güvenliğine muazzam bir tehdit oluşturuyor
bu ve siz bunu biliyorsunuz."
Terör örgütü PKK'nın ABD tarafından da terör örgütü olarak
tanındığını ve uzun yıllardır PKK liderlerinin başına 5'er milyon dolar para
ödülü konulduğunu aktaran Fidan, "Böyle bir gerçeklik varken, sizin
PKK'nın uzantısıyla Suriye'de böyle bir iş yapıyor olmanız çok hayra alamet
değil. Obama bunun geçici olduğunu söylemişti. Sonra Trump geldi. Trump bunu kaldırmak
istedi çok samimi bir şekilde birkaç defa ama Amerika'nın o dönemki
yönetimindeki bazı unsurlar buna direndiler." ifadelerini kullandı.
'Rusya, Suriye'deki yeni yönetimle eşitlikçi ve saygın bir
ilişki başlatmak istiyor'
Fidan, birkaç gün önce Suriye konusunda Rusya Dışişleri
Bakanı Sergey Lavrov ile telefonda görüştüklerini anımsatarak, Lavrov'un yeni
dönemde Suriye'yle eşitlikçi ve saygın bir ilişki başlatmak istediğini
söylediğini aktardı.
Bu noktada Rusya'nın Türkiye'nin olumlu katkısını da
beklediğini kaydeden Fidan, Rusya'nın yeni dönemde Suriye’yle yeni bir ilişki
başlatmak istediğini ve bunun Rusya'nın belli dış politika tercihlerindeki
esnekliği ve stratejik hamle kabiliyetini de gösteren bir husus olduğunu dile
getirdi.
Fidan, Rusya'nın önceki durumun açmazlığını görüp, ondan bir
an önce çıkıp yeni döneme ilişkin bir adaptasyon sürecine girdiğine ve yeni
yönetimle hemen ilişkilerini geliştirmeye çalıştığına işaret ederek,
"Tabii bu onların talebi olur, yeni yönetim de bu talebi değerlendirir,
yani gerçekten iki yetişkin devletin yapması gereken şekilde ilişkilerini
sürdürürler. Her iki devletin egemenliğine, çıkarlarına uygun olduğu sürece bu
türden ilişkiler yapıcı olarak görülebilir." dedi.