Geçtiğimiz günlerde Fransa Cumhurbaşkanı Emmanuel Macron,
Paris'in, 2023'te başlayan İsrail saldırısının ardından neredeyse tamamen iptal
edilen iki devletli çözüm etrafındaki barış görüşmelerini yeniden canlandırmak
amacıyla Eylül ayında Filistin hükümetini resmen tanıyacağını açıklamıştı.
Fransa Dışişleri Bakanı Jean-Noël Barrot, konferansın diğer
Avrupa ülkelerinin de Filistin devletini tanıması için bir platform görevi
göreceğini ifade etti
Barrot, dün görüşmelerin açılışında, "İsraillilerin ve
Filistinlilerin barış ve güvenlik içinde yaşama yönündeki meşru özlemlerine
yalnızca siyasi, iki devletli bir çözüm yanıt verebilir. Başka alternatif
yok" dedi.
Suudi Arabistan Dışişleri Bakanı Prens Faysal bin Ferhan El
Suud da, krallığın bölgedeki insani krizle mücadele etmek için Gazze ve Batı
Şeria'ya 300 milyon dolar aktarmak üzere Dünya Bankası'ndan onay istediğini
kaydetti.
Suudi Bakan, Filistinlilerin 1967'de çizilen sınırlar
boyunca başkenti Doğu Kudüs olan bağımsız bir devlet kurma konusunda meşru bir
hakka sahip olduğunu belirtti.
Suud, "Bu yalnızca siyasi bir duruş değil, aynı zamanda
bağımsız bir Filistin devletinin bölgede barışın gerçek anahtarı olduğuna dair
güçlü bir inançtır" dedi.
Görüşmelere Birleşik Krallık, İrlanda ve Avrupa Birliği de
dahil olmak üzere 16 ülke ve heyet eş başkanlık ediyor.
Görüşmeler, Macron'un Fransa'nın Eylül ayında Filistin
devletini tanıyacağını açıklamasından sadece birkaç gün sonra başladı. Macron,
bu kararın "Filistin'in yaşayabilirliğini sağlayacağını ve
silahsızlandırılmasını kabul ederek ve İsrail'i tam olarak tanıyarak
Ortadoğu'daki herkesin güvenliğine katkıda bulunacağını" söyledi.
İsrail ve ABD konferansı hedef aldı
İsrail Başbakanı Binyamin Netanyahu ise Macron'un kararını
kınayarak, bunun "terörü ödüllendirdiğini" ve bir Filistin devletinin
"İsrail'i yok etmek için bir fırlatma rampası" olacağını iddia etti.
İsrail ayrıca dün Suudi Arabistan-Fransa liderliğindeki
konferansı da eleştirdi. İsrail'in BM Büyükelçisi Danny Damon, "Bu
konferans bir çözümü savunmuyor, aksine yanılsamayı derinleştiriyor.
Rehinelerin serbest bırakılmasını talep etmek ve Hamas'ın terör rejimini
ortadan kaldırmak için çalışmak yerine, konferans organizatörleri gerçeklikten
kopuk tartışmalar ve genel kurul toplantıları yürütüyorlar" iddiasında
bulundu.
ABD de İsrail'in bu tavrını dile getirerek konferansı
"verimsiz ve zamansız" olarak nitelendirdi.
ABD Dışişleri Bakanlığı sözcüsü Tammy Bruce yaptığı
açıklamada, "ABD bu hakarete ortak olmayacak, ancak çatışmaları sona
erdirmek ve kalıcı bir barış sağlamak için gerçek dünyadaki çabalara öncülük
etmeye devam edecek. Odak noktamız ciddi diplomasi olmaya devam ediyor:
Alakalıymış gibi görünmek için tasarlanmış, sahnelenen konferanslar değil"
dedi.