Fransa’nın Suriye Oyununa Dâhil Olma Stratejisi

GİRİŞ: 15.02.2025 09:07      GÜNCELLEME: 15.02.2025 09:07
Rasthaber -  Uluslararası Suriye Konferansı Paris’te düzenlendi. Konferansa katılan 20 ülkenin imzaladığı sonuç bildirisi yayınlandı. Fransız Dışişleri Bakanı, ABD güçlerinin ülkeden çekilmesi durumunda Fransa’nın devreye gireceğini söyledi. Macron da PKK/PYD’nin Suriye Ordusu’na tam entegrasyonunu savundu

Fransa’nın ev sahipliğinde 13 Şubat 2025 Perşembe günü Paris’te Uluslararası Suriye Konferansı düzenlendi. Bölgede marjinalleştirilen ve oyun dışı kalan Fransa, yeniden oyuna giriyor.

Daha önce, 14 Aralık 2024’te Ürdün’de ve 12 Ocak 2025’te Suudi Arabistan'da düzenlenen toplantıların devamı niteliğinde olduğu ifade edilen Suriye Konferansı’na bölgedeki Arap ülkeleri, Türkiye, G7 ve bazı Avrupa ülkeleri, genellikle bakanlar düzeyinde temsil edildi. İsrail ve PKK yönetimindeki SDG temsilcileri toplantıda yer almadı. ABD ise toplantıya düşük düzeyde gözlemci olarak katıldı. Konferansta Türkiye’yi Dışişleri Bakan Yardımcısı Nuh Yılmaz temsil etti. Suriye heyetine ise Avrupa’ya ilk ziyaretini yapan Dışişleri Bakanı Esad Hasan el-Şibani başkanlık etti. Ayrıca konferansa Uluslararası Para Fonu (IMF), Dünya Bankası ve Birleşmiş Milletler (BM) Dünya Gıda Programı temsilcileri de katıldı.

Elysée Sarayı’ndan yapılan açıklamada, Suriye'deki mevcut durumdan kaynaklanan önemli meselelere yanıt vermek üzere tasarlanan bu etkinliğin üç ana odağı olduğu belirtildi: Suriye'de barışçıl ve temsili bir siyasi geçiş için çabaları koordine etmek, Suriye'nin ana ortakları arasında işbirliğini geliştirmek ve Suriye halkına yönelik yardımları koordine etmek. Ayrıca, geçiş dönemi adaletinin örgütlenmesi ve cezasızlıkla mücadele de vurgulandı.

FRANSA’NIN HAVUÇ STRATEJİSİ

L’Opinion gazetesinden Pascal Airault, “Emmanuel Macron, Ahmed Şara ile havuç stratejisini oynuyor” başlıklı haberinde, “Fransız makamları, Şam'da devam eden geçiş sürecini desteklemek ve ülkenin geleceğini etkilemek için bölgesel ve uluslararası eylemleri daha iyi koordine etmeye çalışıyor” ifadelerini kullandı. Airault, konferansı şu şekilde değerlendirdi: “Paris ayrıca mart ayında Brüksel'de gerçekleşecek bir Avrupa bağış toplama konferansının hazırlıklarında da yer alıyor. Ancak bu siyasi ve ekonomik yardım koşulsuz değildir. Buna karşılık Fransa, Rusya ve İran'ın müdahalesine son verilmesi, devrik rejimin intikam eylemleri olmaksızın işlediği suçların yargılanması, mültecilerin geri dönüşü, yeni yetkililerin İslam Devleti'ne karşı mücadeleyi sürdürme taahhüdü, Suriye Demokratik Güçleri'ne (SDG) saygı gösterilmesi, sürecin kapsayıcılığı ve laiklerin ve Kürtlerin çıkarlarının ulusal gündemde olmasının sağlanması gibi şartlar öne sürmektedir. Kimyasal silahların imha edilmesini savunan Fransa, İran'ın Hizbullah'ı yeniden silahlandıramaması için Lübnan sınırını kontrol etmekte ısrar ediyor.”

Konferansa katılan 20 ülkenin imzaladığı sonuç bildirisinde, "BM Güvenlik Konseyi'nin 2254 sayılı kararının temel ilkelerinin ruhuna uygun olarak Suriye önderliğinde ve Suriye'ye özgü bir süreç çerçevesinde Esad sonrası geçişin başarıya ulaşmasını sağlamak üzere çalışacakları, terörist grupların Suriye topraklarında yeniden güvenli bir liman bulmasını engellemek için gereken desteği sağlayacakları" ifade edildi. Suriye toplumunun tamamının ülkenin yeniden inşasından faydalanması gerektiğini vurgulayan katılımcılar, Suriyeli mültecilerin güvenli ve gönüllü bir şekilde evlerine dönmelerini ve aynı zamanda sağlık, eğitim, istihdam ve kültürel mirasın korunması gibi çeşitli alanlarda Suriye yönetimiyle işbirliği yaparak ülkenin kalkınmasına yardımcı olmayı arzuladıklarını belirtti. Konferansa düşük katılım gösteren ABD ise bildiriyi imzalamadı.

Fransa Dışişleri Bakanı Jean-Noël Barrot, ABD'nin Suriye'deki pozisyonuna ilişkin bir soruya, "Terörle mücadele küresel bir güvenlik meselesi olmaya devam ediyor ve Amerikan güçlerinin aceleyle geri çekilmesi Suriye'deki geçiş sürecine zarar verebilir." yanıtını verdi. "Eğer böyle bir şey olursa, Fransa kararlılığını sürdürecektir çünkü Fransız halkının güvenliği de söz konusudur." dedi.

YAPTIRIMLARIN HIZLA KALDIRILMASI

Fransız Bakan, Suriye’nin yeniden inşasının BM tarafından 400 milyar dolardan fazla tutacağının tahmin edildiği bir dönemde, Avrupa Birliği’nin Suriye'deki çeşitli sektörlere yönelik ekonomik yaptırımları "hızlı bir şekilde kaldırmak için çalıştığını" ifade etti.

“Önemli bir mali destek olmadan geçiş süreci işleyemez.” diyen Avrupalı bir diplomatik kaynak, mevcut küresel ortamda BM tarafından yeniden inşası için 400 milyar doların üzerinde bir harcama yapılmasının öngörüldüğünü ve Suriye için bir ‘Marshall Planı’ oluşturulabileceğini belirtti. AB, geçtiğimiz ay ilkesel olarak yaptırımların kaldırılmasını kabul etmişti ancak Yunanistan ve Kıbrıs'ın, Suriye ve Türkiye arasındaki deniz sınırı görüşmelerine itirazları nedeniyle herhangi bir ilerleme kaydedilemedi.

‘SDG TAM ENTEGRE EDİLSİN’

Konferansın kapanış konuşmasını yapan Fransa Cumhurbaşkanı Emmanuel Macron, Suriye'nin yeni geçici lideri Ahmed Şara ve hükümetine, “Kürtlerin ağırlıkta olduğu ve DEAŞ'a karşı mücadelede Batı'nın müttefiki olan Suriye Demokratik Güçleri'ni (SDG) önümüzdeki geçiş sürecine tam olarak entegre etmeleri” çağrısında bulundu.

Macron, PKK yönetimindeki SDG güçleriyle ilgili olarak, “Bugünkü sorumluluğunuz, sizi istikrarsızlaştıran terörist gruplara karşı savaşmak için onları aynı hedefle entegre etmektir.” dedi ve ekledi: “Sizin ve komşularınızın güvenliği için bunu yapmanıza yardımcı olmak üzere elimizden geleni yaparız.”

Ayrıca, “Suriye bir işbirliği teklifine karar verirse, Fransa buna hayırseverlikten öte kararlılıkla bakacaktır.” ifadelerini kullandı.

Konuşmasında İran ve Hizbullah’ı hedef alan Macron, “Öncelikli hedef güvenliktir; Suriye'nin, İran'la bağlantılı ve bölgeyi istikrarsızlaştırma gündeminin bir parçası olan milisler için lojistik bir platform haline gelmemesini sağlamaktır.” dedi. Macron, Batı'nın “herkese saygı duyan kapsamlı yönetim” çağrısını yinelerken, Suriye’de Beşar Esad'ın devrilmesinin ardından göreve gelen geçici yönetimin yerine 1 Mart'ta, Suriye halkının “çeşitliliğini” yansıtan bir hükümet atanacağını duyurdu/aydınlık

YORUMLAR

REKLAM

İLGİLİ BAŞLIKLAR

REKLAM