Yemen Savunma Bakanı: Marib’in Kurtuluşu Kesindir

GİRİŞ: 28.10.2021 06:01      GÜNCELLEME: 28.10.2021 06:01
Rasthaber -  Yemen Savunma Bakanı Muhammed Nasır el-Atıfi, el-Ahbar Gazetesine verdiği röportajda, işgalcilerin Yemen’de yenilgiye uğradığını ve bunu itiraf etmekten başka çareleri olmadığını ve Marib’in kurtarılmasının kesin olduğunu açıkladı.

Yemen Ulusal Kurtuluş Hükümeti Savunma Bakanı, altı buçuk yıllık savaşın ardından Yemen ile ilgili olarak şunları söyledi: ‘Ordunun kahramanları ve "Halk Komiteleri" ve onlarla birlikte Yemen'in her yerinden özgür ve onurlu insanlar, Yemen’in operasyon sahnesinde işgalcilere ve paralı askerlere karşı büyük zaferler elde edebildiler.

İşgalciler yedi yıldır üst üste yenilgi yaşıyorlar ve biz düşmanca bir stratejiye karşı tarihi ve kararlı bir çatışmaya giriyoruz.

Komutanımız Abdülmelik Husi, halkımız ve San’a hükümetinin silahlı kuvvetleri için işgalcilerin hedeflerini etkisiz hale getirmek adına stratejik seçenekler önerdi. Bu öneriler, Yemen'e tam, özgür ve bağımsız ulusal egemenliğin empoze edilmesini kapsamaktadır ve bu, tüm paralı askerlerin, işgalcilerin ve saldırganların topraklarımızdan çıkarılması anlamına geliyor.

Bugün stratejik askeri anlamda Yemen'de paralı askerlerin ve işgalcilerin mağlup edildiğini tüm dünyaya ilan ediyoruz. İşgalciler de mağlup olduklarını itiraf etmekten başka çareleri olmadığına inanmaya başladılar. Öyle ki, Körfez ülkeleri, işgalci Arap Koalisyonuna bu savaşta geri kalan kaynaklarını ve sermayelerini kaybetmeden yenilgiyi kabul etmelerini tavsiye ettiler. 

Amerika Birleşik Devletleri ve Suudi Arabistan, Marib'in San’a güçleri tarafından kurtarılmasından korkuyor. Çünkü Marib'deki petrol ve gaz çıkarlarını kaybetmekten endişe ediyorlar ve bu artık kimseye gizli olmayan açık bir gerçektir. Ama biz kendi toprağımızda, milli ve egemenlik sorumluluğumuz çerçevesindeyiz ve Marib ve Yemen'in işgal altındaki her bölgesi Yemen'in egemenliğine geri dönecektir.’

Yemen Ulusal Kurtuluş Hükümeti Savunma Bakanı, Ensarullah’ın Marib şehrinin savaştan güvende olması girişimine aşiretlerin yaklaşımı ve bu konudaki uluslararası sessizlik hakkında şu ifadelerde bulundu: ‘Bu girişim öncelikle insani niteliktedir ve Marib'deki birçok şeyh ve sosyal yetkili buna yanıt verdi ve kapsamlı bir halk desteği alındı; Çünkü bu girişim, Arap ulusunun ve tüm Yemen ulusunun yararına hizmet ediyor. Aynı zamanda uluslararası sessizlik, parası ve etkisi ile Birleşmiş Milletler'i çıkarlarını güvence altına almak için bir araç haline getiren Siyonist-Amerikan-İngiliz kararının bir sonucudur.

Adalardan, limanlara ve eyaletlere kadar Yemen topraklarının her bir karışı bize dönene kadar dinlenmeyecek ve durmayacağız.’

Muhammed Nasır Atıfi, Marib şehri yakınlarındaki yerlerinden edilmiş insanlarla ilgili olarak şunları söyledi: ‘Biz, yerinden edilenlerin hayatlarından endişe duyuyoruz Düşmanlar ve paralı askerler onları orduya ve halk komitelerine baskı yapmak için bir araç olarak kullanıyor olsa da, biz, siviller ve yerinden edilmiş kişilerle ilgili uluslararası insani hukuk hükümlerine bağlıyız.’

Yemen Ulusal Kurtuluş Hükümeti Savunma Bakanı, “Ensarullah'ın Marib cephesindeki olağan zaferi göz önüne alındığında, Suudi-BAE koalisyonunun müttefiklerini orada bırakmasını bekliyor musunuz?” sorusuna şöyle yanıt verdi: ‘Bu koalisyon şimdi müttefikleriyle birlikte bu eylemi gerçekleştiriyor, onları sokaklarda öldürüyor ve işgal altındaki topraklardaki gizli hapishanelerde ve Suudi Arabistan, BAE ve başka yerlerdeki istihbarat hapishanelerinde onları en şiddetli işkencelere maruz bırakıyor.

Onlar, ABD'nin Afganistan'daki ajanlarına karşı yaptıklarından daha bedbaht olacaklar ve tarih, yabancı bir işgalciyle ilişki kuran herkesin utanç verici ve acı bir sonu olacağını doğrulamaktadır.’

Muhammed Nasır Atıfi, Yemen’in batı kıyısı olan Hudeyde ile ilgili olarak şunları söyledi: ‘Batı kıyısında yaşananlar, Siyonistlerin, Amerikalıların, BAE’nin, Suudilerin, İngilizlerin ve onlarla aynı yönde olanların işgalci komploları çerçevesinde gerçekleşmektedir. Ancak onlar tüm güçlerine ve savaş gemilerine rağmen hedeflerine ulaşamadılar yani Hudeyde’yi işgal edemediler. Bu da onların güney Kızıldeniz bölgesine tam hâkimiyet planlarını boşa çıkardı.

Biz, Stockholm Anlaşması kapsamındaki taahhütlerimizi yerine getirmeye devam etmemize rağmen, batı kıyısındaki işgalciler ve paralı askerler limanları kuşatmak için gerilimi tırmandırmaya devam ediyor ve bu durum her geçen gün artmaktadır. Hudeyde limanına girmek, halkımıza karşı yaptıkları en büyük saldırıdır. Bu nedenle, işgalcilerin batı kıyılarındaki saldırılarının devam etmesine ilişkin Stockholm Anlaşması'nın uygulanması konusunda BM İzleme Komitesi'nin sessizliği kınanmaktadır.’

Muhammed Nasır Atıfi, Yemen’in el-Mahra eyaletindeki İngiliz kuvvetlerinin varlığına ilişkin olarak şunları söyledi: ‘Biz, Yemen topraklarındaki yabancı emellerin gerçek boyutlarının ve stratejik nakliye hatlarının ve Amerikan, İngiliz ve Fransız nüfuzunun ve uluslararası güçlerinin tüm şüpheli hareketlerinin farkındayız. Bu gün el-Mahra’da yaşananlar, İngilizlerin hırslarının bir sonucudur. El-Mahra’daki İngiliz askeri varlığı bariz bir işgaldir ve bunun için hiçbir gerekçesi yoktur.

El-Beyda eyaletindeki son çatışmalar, ABD'nin müdahalesinin boyutunu ve Yemenlilerin kanını dökmek için Yemen dışından hava ve deniz yoluyla getirilen terör unsurları el Kaide ve IŞİD'in kullanıldığını ortaya koydu. El-Beyda eyaletini stratejik bir bölge olduğu ve buranın kontrolü sekiz eyaleti hedef alacağı için seçmişlerdir.’ 

YORUMLAR

REKLAM

İLGİLİ BAŞLIKLAR

REKLAM