Namazın Eğitsel Etkisi: Kıblenin Bir Olması

GİRİŞ: 01.11.2023 08:38      GÜNCELLEME: 01.11.2023 08:38
Rasthaber -  Namazdan istifade ettiğimiz son husus, İslam’ın namazda bir yere ( Kâbe’ye) yönelmeyi vâcib kılmasıdır. Kur’an-ı Kerim her ne kadar “Doğu da Allah’ındır batı da. Nereye dönerseniz Allah’ın yüzü (zâtı) oradadır.” 1 buyursa da Kâbe’ye yönelmek vâcibdir. Namazın özü açısından yüzlerimizi doğuya, batıya, kuzeye, güneye dönmemiz arasında fark bulunmamaktadır. Buradaki emir, tek bir kıbleye yönelmemizle alakalıdır. Tabi bu kıbleye yöneldiğimizde Allah Teâlâ’nın huzurunda durmuş olduğumuz, bunun dışındaki duruşlarımızdaysa O’nun huzurunda olmadığımız anlamına gelmemektedir.

İslam ve insanın toplumsal terbiyesinin yararı açısından bunun ibadetin özüyle bir bağlantısı bulunmamaktadır. Yani ibadetin özü bununla kaim olmaz. İslam bütün yüzlerin diledikleri yere dönmektense tek bir eksene dönmesinin vâcibliğine vurgu yapmaktadır. Böylece insanlar aynı yöne yönelmelerinin bir sorumluluk olduğunu anlayacaklardır.

Bu yöneliş, vahdet ve hedefin birliği noktasında ders olarak kabul edilebilir. Bütün mekânlar O’nun nezdinde eşit olmasına rağmen Allah Teâlâ’nın bizim için bu yeri seçmesinin nedeni nedir?

Allah Teâlâ “Doğrusu insanlar için ilk kurulan ev, âlemler için bereketli ve bir hidayet kaynağı olan Mekke’deki evdir ( Kâbe’dir).” 2 buyurmaktadır.

Allah Teâlâ’ya kulluk için kurulan ve inşa edilen ilk mâbed ve mescid Kâbe’dir. Bu mâbed bizi kadim tarihle bağlantılı hale getirmektedir. Yani bizi Hz. İbrahim’e ve ondan önceki insanlara götürmektedir. Rivayetler bize şunu göstermektedir: Kâbe her ne kadar Hz. İbrahim’in eliyle inşa edildiyse de daha öncesinde de kıble idi. Rivayetler bize Hz. Nuh’un veya daha önceki insanların yapısını kurduğu bu evin Hz. İbrahim (a.s.) tarafından yenilendiğini göstermektedir. Sonra da Kâbe günümüze kadar gelmiştir. Zaman içinde her ne kadar Kâbe yıkılmış veya yenilenme ihtiyacı baş göstermişse bu ihtiyaç giderilmiştir.

Bu tercih, haddizatında kulluğun saygınlığının göstergelerindendir. Yani ibadetin bu açıdan şöyle bir ehemmiyeti vardır: Yükümlülerin namaz esnasında ibadet gayesiyle yeryüzünde yapılan ilk mescide ve mâbede yönelmeleri gerekir. Ben İslam ve İran’ın karşılıklı hizmetleri adlı eserimde –beş bin yılı aşkın bir süreyi bulan- Zerdüştlerin ateşi takdisi konusunu ele aldım. Özellikle Me’mun döneminde olmak üzere, eskiden beri bu konunun incelenebilmesi için meclisler oluşturulmuştur. Müslümanlar ne zaman Zerdüştlere bu fiillerinden dolayı itiraz etmeye kalkışmışlarsa hep “Bizler ateşe tapıyorsak sizler de taşa tapıyorsunuz. Çünkü sizler Kâbe’ye yöneliyorsunuz.” veya “Siz nasıl ki, taşa ibadet etmiyorsanız bizler de ateşe ibadet etmiyoruz. Bizler yüzlerimizi ateşe doğru dönüyoruz. Ama ona ibadet ediyor değiliz.” cevabıyla karşılaşmışlardır. Bu cevap bütünüyle yanılgıdır. Müslüman’ın Kâbe karşısındaki duygularıyla Zerdüştîlerin ateş karşısında duygu ve hisleri birbirinden farklıdır. İki grubun duygularındaki etmen iki dinî yapının kitaplarındaki öğretilerden kaynaklanmaktadır.

Kâbe’ye doğru yönelen bir Müslüman asla ona ibadet etme duygusuna kapılmaz. Hatta böyle bir düşünce Müslüman çocukların dahi aklına gelmez. Zerdüştîlerde ise durum şunu yansıtmaktadır: Onların her bir bireyi bir şekilde ateşe ibadet etmektedir. İster bu, bir ilahın simgesi olsun ister başka bir itibarla olsun fark etmemektedir. Onların tutumları bütünüyle putları takdis eden ve onlara ibadet eden putperestlere benzemektedir.

Her halükârda namazda kıbleye dönmenin vâcib oluşu ibadetin kapsamına girmektedir. İbadetin özü, gerçekleşen soyut bir şeydir. Kişi köşeye çekilip dilediği yöne yönelerek bir ibadeti eda etse kabul görmez. Rükû ve secde gibi, namazın fiillerinden oluşan hareketleri içinde barındıran şeyin tesirinden uzak bu tür ibadetler kabul edilen kategoriye girmemektedir.

Yani namazın her bir hareketi Allah Teâlâ’nın huzurunda huşu ve huzu’u temsil etmektedir. İslam hayat için zarurî olarak gördüğü eğitsel konulardan oluşan ve bu grupta yer alan bu ameliyeleri uygulamak ister.


Namazın Eğitsel Etkisi: Temizlik

Namazın Eğitsel Etkisi: Kişilik Oluşumu

Namazın Eğitsel Etkisi: Hakların Yerine Getirilmesi

Namazın Eğitsel Etkisi: İltizam ve Vakte Saygı

---------------------------------------------------------

1 Bakara Sûresi, 115.

2 Âl-i İmran Sûresi, 96.

YORUMLAR

REKLAM

İLGİLİ BAŞLIKLAR

REKLAM