"Bugün annelik üzerine konuşmak ve bu konuda Hz.
Fatıma'yı bir olgu olarak alıp alamayacağımız üzerinde durmak istiyorum.
"Anneliğin kişinin özgürlüğünü, rahatlığını elinden
alacağını, bu zorluğa bir kadının neden katlanması gerektiğini" düşünen
akımları, reklamları, söylemleri her gün görmekte ve duymaktasınız. Ancak
annelik fıtri bir mesele olduğundan bu kadar uğraşlara rağmen kadınların bu
annelik yoluna adım atmaktan vazgeçmediklerini görmekteyiz.
Zorluklardan bir diğeri de anne olmanın kendisinin içinde barındırdığı zorluklar. "Çocukların nasıl terbiye edileceği, bir anne olarak hayattaki öncekilerin nasıl belirlenmesi gerektiği" vb. sorularla karşı karşıya kalan annelerin kendi dünyalarındaki zorlukları.
Benim bugün konuşmak istediğim mesele tam da bu zorluğa yönelik olacak. Annelik yöntemi üzerine konuşmak istiyorum. Öncelikle annelik nedir? Kendi içerisinde; çocuğuna hem maddi/manevi dikkat ve ilgi barındıran hem de bu ilginin yanında onun terbiyesinden sorumlu olan bir varlık.
Şu soru gündeme gelebilir. Annelik konusunda Hz. Fatıma (s.a)'yı örnek olarak neden alalım? Ve hemen şu cevap peşinden gelebilir: Çünkü onun anneliğinin sonuçlarını, mahsulünü gördük. Hz. Hasan'ı, Hz. Huseyn (a.s)'ı, Hz. Zeynep (s.a) gibi şahsiyetlerin nasıl şahsiyetler olduğunu tarihte tecrübe ettik. Hz. Fatıma (s.a) gibi bir kadının terbiyesinden geçerek yetişen, olgunlaşan, pişen bu şahsiyetlerin nasıl şahsiyetler olduğuna tanıklık ettik. Bunu gördükten sonra nasıl Hz. Fatıma (s.a)'yı örnek almayabiliriz?
Hz. Fatıma'nın hayatında terbiye etme meselesinde belli yöntemler görüyoruz. Bunları maddelerle size açıklamaya çalışmak istiyorum:
1-Tevhidi Merkeze Alan Yöntem
Hz. Fatıma'nın terbiye ederken hareketlerinin,
düşüncelerinin, cümlelerinin merkezini tevhit/teklik oluşturuyordu. Merkezinde
tevhit ilkesi yatmaktaydı.
Tevhit merkezde olduğunda ne olur?
Tevhit merkezli bir yöntem; "ne yapayım, nasıl
ilerleyeyim, nasıl bir programlama yapmalıyım" sorularının arasında
kaybolmamızı engeller. Bu merkezde artık yaratıcının belirlediği programlamayla
ilerliyor insan, başka yollarda ve yöntemlerde kaybolmuyor. Ve sonunda bir
vazife sahibi olduğunu, asıl işleri bir yere vardıranın Yaratıcısı olduğunun
bilinciyle hareket ediyor.
Kendisinin vesile olduğunu bilincinde olan bir annenin stres ile ilişkisini düşünün. Bu hakiki bilinç halinin, stres ve zorluklarla mücadelede bir anneye nasıl yardımcı olabileceğini düşünün.
Bir dua da dediği gibi:
"Beni yaratırken hedeflediğin o yola ilet.."
Evet "hedefe ileten, işleri gözetleyen, başlangıçtan sona kadar nezaret eden sensin, ben sadece vesileyim" inancının Hz. Fatıma'nın anneliğinde bir örnek olarak alabiliriz.
2- Davranışsal rol model
Hz. Fatıma'yı görüyorsunuz. İbadetine, fedakarlığına,
tahammülünün birçok anına çocukları şahit oluyor. Hz. Hasan, Hz. Fatıma
(s.a)'nın sabahlara kadar dua ettiğini ve dua ederken de sabaha kadar kendisine
değil komşularına/diğerlerine dua ettiğini görüyor. Hz. Fatıma bunu
çocuklarının önünde yapıyor. Bu bir terbiye etme yöntemidir. Davranışlarıyla
değer eğitimi veriyor. Annenin uyanış içinde, bilinç içinde olduğu bir evde
anne fırsatlardan yararlanarak böyle bir yöntemi izleyebiliyor.
Bir diğer davranışsal örnekliği nerede görüyoruz? Hz. Fatıma
(s.a) Peygamber'in vefatından sonra Medinelilerin evlerine gidip kapılarını
çalarken yanında Hz. Hasan ve Hz. Huseyn'in olduğu da rivayet ediliyor. Burada
bir terbiye yöntemi var. Hz. Fatıma (s.a) kendi yanında götürüyor çocuklarını.
"Adalet nedir, adaleti talep etmek haksızlık karşısında direnmek nasıl
olur" bu değerleri ameli olarak öğretmek istiyor. Bu olaylara şahit
olmaları ve bu değerleri çocuklarının ruhunda yeşertmek ve sabit kılmak için onları
da yanında götürüyor. Diyebiliriz ki, Hz. Fatıma (s.a) bu yöntemle,
çocuklarının olaylar karşısındaki teşhis yeteneklerini kuvvetlendirmek, görüş
açılarını genişletmek istiyor.
3-Muhabbet ve Çocuğun Şahsiyetine İhtiram
Şeksiz ve şüphesiz bugün psikoloji dünyası terbiye etmede,
eğitmede olmazsa olmaz özelliğin muhabbet/sevgi olduğunu dile getiriyor. Şunu
çok açıkça söyleyebiliriz, muhabbetin gölgesinde ve sevgi sıcaklığı olmadan
uygulanan terbiye ve eğitim yöntemleri bir yere ulaşmayacaktır.
Çocuğun şahsiyetine saygı duymak, çocuğun nefsinin kerametini koruyor ve sağlıklı sınırlar geliştirmesine vesile oluyor.
Biz bu muhabbeti Hz. Fatıma (s.a)'nın çocuklarıyla ilişkisinin her anında görüyoruz. Seslenirken, yemek verirken çocuklarının şahsiyetine duyduğu saygıyı görüyoruz. Hadisi Kisa olarak bize ulaşan, hadisi bir okuyun. Bu hadiste Hz. Fatıma (s.a)'nın çocuklarına seslenme şekline, ihtiramına bir bakın: "Ey gözümün nuru, ey gönlümün meyvesi" diye seslendiği cümlelere bakın.
Peki Hz. Fatıma (s.a), bu muhabbet ve ihtiram kanalını hangi yöntemle kullanıyor:
Ninni, Şiir ve Oyun
Hz. Fatıma'nın çocuklarıyla oyunlarını, çocuklarına
muhabbetle söylediği şiir ve ninnileri görüyoruz. Hz. Fatıma çocuğa en güzel
yaklaşma şeklinin, onunla irtibat kurmak şeklinin oyun olduğunu biliyor. Ne
diyor bir şiirinde:
"Hasan'ım! Baban gibi ol sen de
Büyü de, babana benze
Hakkı kurtar boynundaki urgandan
Rabbine ibadet ve şükürde bulun her zaman
O'dur bize bütün nimetleri bağışlayan
Zalimlerle dost olma, e mi Hasan?"
Terbiye yöntemine ve bu şiirin içeriğine bir bakın. Bu şiirin
içinde üç önemli nokta göze çarpıyor:
a-Öncelikle çocuklarının arasında babalarının saygınlığını
koruyor, onu bir örnek olarak gösteriyor.
b-Peki babalarının bu saygınlık ve örnekliği nereden
geliyor: "hak talebinde bulunmasından, adalet arayışından". Yani bu
noktada çocuklar bir kişinin saygınlığının kaynaklığını değerlerin yani
adaletin, cesaretin, fedakarlığın olduğunu anlamaya başlıyorlar.
c- "O'dur bize bütün nimetleri bağışlayan" Allah'ı
çocuklarına zarar veren, azap veren bir varlık olarak değil tam da çocuk
fıtratına uygun şekliyle tanıtıyor. "Hasan'ım O Allah ki mihribandır,
sevgi doludur, nimetlerinin sahibidir" diyor. Bu şiirin de Allah'ı
tanıtıyor.
4-Çocuklarına öncelik
Şu hadisi duymuşsunuzdur:
Ünlü sahabe Selman-ı Farisî şöyle buyuruyor: "Bir gün
Hz. Fâtıma'nın (a.s) el değirmeninde un öğüttüğünü gördüm, bu sırada küçük
Hüseyin'in ağlama sesi duyuldu. "Hz. Resulullah (s.a.a.) size yardım
edenleri sevdiğini buyurdu" dedim, çocuğu mu sakinleştirmemi istersiniz,
yoksa el değirmenini almamı mı?" Hazret "Evladımla benim ilgilenmem
daha iyidir, zahmet olmazsa siz şu unu öğütebilirsiniz!"
Hz. Fatıma bir çocuğun annenin sevgi ve sıcaklığında, annenin muhabbetinde dinginleşeceğini, bir çocuk için önceliğin annenin yakınlığı ve teni olduğunun bilinciyle bu davranışı gerçekleştiriyor. Öncelik sıralamamızda, neler hangi şekilde düzenlenmiş bir düşünelim.
5- Korumak ve kollamak
Hz. Fatımâ (a.s.) ölüm döşeğinde dahi çocuklarının
eğitim/terbiyesinin, ihtiyaçlarının nasıl karşılayacağına dair düşündüğünü
görüyoruz. Ölüm döşeğinde Hz. Ali'ye (a.s.) evlenmesini istediğini ve
çocuklarına şefkat gösterebilecek bir annenin gerekliliğine vurgu yaptığını
görüyoruz.
Ez cümle,
Dünya'nın tevhid merkezinde annelik dersi veren böylesi bir
anneyi anlamaya, anlamlandırmaya ve tahlil etmeye daha fazla ihtiyacı var.