İslam'da Tebliğ II

GİRİŞ: 19.06.2024 08:05      GÜNCELLEME: 19.06.2024 08:05
Rasthaber -  Tebliğin Gerekliliği: Kâfirlerin İslâm'ı ortadan kaldırmak için birleştiği, propaganda araçlarından yararlanarak Müslüman halkları doğru yoldan saptırmayı ve onları inançlarından koparmayı hedefledikleri bugünde kim, tebliğin gerekliliğini ve bu kültürel saldırının karşısında savunma için doğru tebliğ metotlardan yararlanmanın zorunluluğunu inkâr edebilir?

 

Üstün tebliğ silahından yararlanmak suretiyle, dünya emperyalistlerinin iğrenç planları suya düşmekte ve şeytanî komploları etkisiz hale gelmektedir. Eğer tarih boyunca fedakâr ve ihlâslı davetçiler, bu ağır görevi üstlenip mesaj iletme ve Müslüman halkı bilinçlendirme yükünü yüklenmeseydiler, bugün dünyanın değişik bölgelerinde "La ilâhe illallah ve Muhammedun Resulullah" bayrağı dalgalanamazdı.

 

Bundan dolayı tebliğin gerekliliği hakkında bir kuşku bulunmamaktadır. Allah'a tevekkül ederek, sağlam ve ihlâslı bir irade ile bu büyük yolda yürümeliyiz. Yüce Allah Kur'ân-ı Kerim'de şöyle buyuruyor: Sizden; hayra çağıran iyiliği (marufu) emreden ve kötülükten (münkerden) sakındıran bir topluluk bulunsun.1

 

Tebliğ konusuna önem vermemek, ilahi gazapla sonuçlanacaktır: İsrailoğullarından inkâr edenlere, Davud ve Meryem oğlu İsa diliyle lânet edilmiştir. Bu, isyan etmeleri ve haddi aşmaları nedeniyledir. Yapmakta oldukları münker (çirkin iş)lerden birbirlerini sakındırmıyorlardı.2

 

Her hareketin gereklilik ölçüsü, değişik zamanlara göre farklılık arzetmektedir. İran'da büyük İslâm devriminin gerçekleşmesinden önce, mukaddes İslâm dininin gücünün emperyalizm ve zulüm karşıtı bir mektep olarak belirginleşmediği

dönemde, kâfirlerin ve emperyalistlerin kültür saldırısı da çok yoğun değildi, bunun için bu hücum karşısında Müslümanların bütün güç ve olanaklarının seferber edilmesi hissedilmiyordu. Ama bugün düşman, İslâm'ın gücünü anlamış

ve saldırılarını yoğunlaştırmıştır. Bu yüzden bizim de onlarla mücadelede bütün olanaklardan yararlanmak ve var gücümüzle karşı durmak zorundayız.

 

Bu konuda yüce Allah şöyle buyurmaktadır: Onlara karşı gücünüzün yettiği kadar kuvvet ve besili atlar hazırlayın. Bununla, Allah'ın düşmanı ve sizin düşmanınız ve bunların dışında sizin bilmeyip Allah'ın bildiği diğer (düşmanları) korkutup- caydırasınız.3

 

Şu durumda Müslüman davetçilerin sorumlulukları kaç kat daha artmıştır. Eğer Allah korusun bu mukaddes yolda bir gevşeklik eder ve bunu önemsemezsek, yarın kıyamet gününde Allah'ın huzurunda mesul olacağız, zira İslâm'ı tebliğ

etme yolunda hicret etmek davetçilerin görevidir.

 

Müminler hep birlikte (cihat veya ilim için) hareket edecek değillerdir. Niçin dinde derin bir kavrayış edinmek (tafakkuhta bulunmak) ve kavimlerini kendilerine

geri döndüğünde onları uyarmak için her bir kesimden bir topluluk hareket etmiyor…4

 

Tebliğin Ödülü

Tebliğ, bir araç olarak Allah'ın mesajını kullarına iletmesi açısından büyük bir önem taşımaktadır ve onun önemi, hidayetin önemi derecesindedir. İlahi peygamberlerin ve Ehlibeyt İmamları'nın risaleti, insanları karanlıklardan nura çıkarmaktır ve eğer bir insan karanlıktan nura yönelirse, bu, bütün insanların dirilmesi gibidir. Zira salih bir insan, insanlık camiasını kurtuluşa ve nura yöneltebilir.

 

Kim de onu (öldürülmesine engel olarak) diriltirse, bütün insanları diriltmiş gibi olur.5

 

Evet, bir insanın hidayete ermesi, onu diriltmekle eş değerdedir; acaba yaşayan ve ölü kimse bir midir?

 

Ölü iken kendisini dirilttiğimiz ve insanlar içinde yürümesi için kendisine bir nur verdiğimiz kimsenin durumu, karanlıklarda kalıp oradan bir çıkış bulamayanın

durumu gibi midir?6

 

İslam’da Tebliğ I

---------------------------------------

1- Âl-i İmrân Suresi, 104. ayet.

2- Mâide Suresi, 78-79. ayetler.

3- Enfal Suresi, 60. ayet.

4- Tevbe Suresi, 122. ayet

5- Mâide Suresi, 32. ayet-

6- En'âm Suresi, 122. ayet.

YORUMLAR

REKLAM

İLGİLİ BAŞLIKLAR

REKLAM