‘İze ve İsfahan şehirlerinin çarşısında halka yönelik terör
saldırısı, dış düşmanların son elli gün içinde ülkede başlattıkları isyan ve
karışıklıklardan çaresiz kaldıklarının bir işareti olsa da ama son iki üç gün
içinde meydana gelen ve güvenlik korucularının, yiğit erkeklerin ve diğer
mazlum kadın ve çocukların şehit edilmesiyle sonuçlanan bu terör eylemleri ve
benzeri birçok eylem, bir kez daha ve defalarca, sistemin kiralık haydutlara ve
yerli IŞİD'e karşı kararlı ve pişman edecek bir yaklaşım benimsemesi
gerektiğini göstermektedir.
Güvenlik güçleri silah kullanmadan, teröristlerle mücadelede
ve insanların hayatlarını, mallarını ve onurlarını savunmada ciddi sorunlarla
karşılaşmakla kalmıyor, aynı zamanda gördüğümüz gibi bazı durumlarda terör
operasyonlarının da kurbanı oluyorlar!
Keşke ülkemizin askeri ve güvenlik yetkilileri ve
politikacıları şu iki soruya cevap verseler: İlk olarak, isyanlarla mücadelede
dünyada hangi ortak modeli izliyorlar? Ve eğer kendi modelleri varsa, bu model
hangi dini inançtan ve ulusal değerden ve tecrübeden alınmış ve çıkarılmıştır?
Dünyanın neresinde silahlı teröristlerle savaşmak için
silahsız kuvvet gönderilir? Ve dünyanın neresinde bir avuç kiralık haydutun
kaos çıkarmasına, insanların canına, malına ve namusuna saldırmasına izin
verilir?
En büyük hatalardan biri, isyancıların ünlülerin ve bazı
sporcu ya da reformcuların teşvikiyle sahneye çıktığının düşünülmesidir.
Ünlüler isyancılara sığınak olmaktan daha aşağılıktır ve terörist isyancılar
yabancı istihbarat servislerinden talimat almaktadır.
Düşman, sistemin isyancılara karşı hassasiyetini ölçmek için
ünlüleri ve bazı yerel medyayı kullanıyor. Yani onlar hassasiyet panelleridir
ve onlara vatan haini ve düşmanın paralı askeri muamelesi yapılmadığında
isyancılar bu pasiflikten bir güvenlik mesajı alıyor ve sahneye gelmeyi
tehlikesiz olarak görüyorlar.
İkinci soru ise şu, karar vericiler ve politikacılar bu
bariz noktaya neden dikkat etmiyor? Bu çirkin eylemi analiz etme yetenekleri
yok mu? Eğer durum böyle değilse neden düşmanın bu vatan haini tablolarını
kendi haline bırakıp, ünlülerin cinayetler ve suçlardaki iş birliği görmezden
geliyorlar? Vatan haini ünlüler ile vahşi isyancılar ve IŞİD arasındaki farkın
ne olduğunu neden açıklamıyorlar?
Açıklandığı gibi, heyecana kapılmış ve aldatılmış kişilerle
asıl unsurlar ve isyancıların saflarının ayrılmasına yönelik hoşgörü hareketi
kendi içinde takdire şayandır ama artık bu iki saf birbirinden ayrılmıştır ve
ciddi çatışmalarda ve tutuklanan ana ajanların cezalandırılmasının hızlandırılmasında
hoşgörü gösterilmesinin kabul edilebilir bir gerekçesi yoktur.’
Hüseyin Şeriatmedari aynı zamanda başka bir noktaya daha
değinerek şunları söyledi: ‘Şu nokta da gündeme gelmektedir. İlk tolerans, ana
unsurların sahaya inmesi ve bunların tespit edilmesi ve tutuklanması içindi, bu
da akıllıca bir eylemdir ve kabul edilebilir bir şekilde cevap vermiştir. Ancak
artık hoşgörünün sürdürülmesi için hiçbir gerekçe yok. Bir avuç yabancı paralı
teröristin halkı huzur ve güvenden yoksun bırakmasına ve halkın işlerinin
aksayıp işyerlerinin kapanmasına neden olmasına neden izin verilsin ki?’