'Bu Kafayla Dolar 500 de Olur'

GİRİŞ: 24.07.2021 13:10      GÜNCELLEME: 24.07.2021 13:10
Rasthaber -  Ekonomist Selçuk Geçer, dolar kuru ve altın fiyatları ile ilgili Youtube kanalında yeni değerlendirmelerde bulundu. Türkiye ekonomisine dair görüşlerine yer veren Selçuk Geçer, “Bu kafayla dolar 500 de olur” başlıklı videosunda dolar kuru için uyarıda bulundu.

Selçuk Geçer, “Yatırımcılar piyasa faizini kullanarak dolara yönelmeye devam ediyorlar. Risk almamak adına ufak ufak altından çıkmalar oluyor, işte o dönemlerde dolar endeksi biraz daha toparlanıyor ve dolar fiyatı yukarıya doğru giderken altın fiyatında gelişmeler oluyor.” dedi.

Geçer, 8.55’ten kapanan dolar fiyatı için ise, “Bir süre daha bu seviyelerde yatay hareketlerini devam ettirir, 8.55, 8.65, 8.70, 8.80, 8.60 tekrar bu seviyelerde gidip gelir. Ancak şunu söyleyeyim Türkiye'de enflasyon yükselmeye devam edecek. Önümüzdeki dönemde Merkez Bankası üzerinde faiz baskısı artacaktır. Eğer ki Merkez Bankası bu beklentileri karşılamazsa o durumda biz dolardaki sert hareketleri görmeye başlarız.” değerlendirmesinde bulundu. 

Selçuk Geçer’in dolar kuru hakkında değerlendirmeleri şöyle:

“Eğer ki tarımı doğru düzgün kullanıyor olsaydık şu anda en azından halk ekmek yüzde 25’lik ekmek zammı yapmak zorunda kalmazdı. Türkiye potansiyelini kullanmadığı için, Eskişehir ovasını, Konya ovasını, Ankara ovasını kullanıp tahıl üretmediği için biz yurt dışından, Rusya'dan Bulgaristan’dan balkan ülkelerinden tahıl ithal ediyoruz ve dolayısıyla pahalıya getirdiğimiz için de bu fiyatlarla da ekmek fiyatlarını artırmak zorunda kalıyoruz. Sadece bu bir örnek. Doğalgazından elektriğine kadar her şeyi ithal eden bir ülke olduğumuz için de artık sat sat politikalarıyla ayakta durmaya çalışıyoruz.

Nitekim en son TEDAŞ'ın da özelleştirilmesi konusunda düğmeye basıldı. Allah sonumuzu hayretsin. Peki, biz potansiyellerimizi kullanılmazken gelişmiş olan ülkeler ne konuşuyor? Biraz buna bakmak gerekiyor. Aslına bakarsanız bakın dünyanın en gelişmiş iki bölgesi ya da ülkesi bunlardan birisi Avrupa Birliği ülkeleri. İkincisi elbette Amerika. Avrupa Birliği ülkelerine bile Kuzey Avrupa ülkelerini ekleyelim. Çünkü Kuzey Avrupa ülkelerinin önemli bir kısmı Avrupa Birliği'ne üye değil ama müthiş bir potansiyel barındırıyor ve vatandaşlarına her türlü sosyal imkânları vermeye devam ediyorlar. Onlar bunu nasıl başarıyor ve nasıl başarmaya devam ediyor sorusunu soran, hem Kuzey Avrupa ülkeleri hem Amerika hem de Avrupa ülkeleri iş gücü, istihdamı ve ekonomideki canlanmayı önde tuttukları için diyorlar ki yok biraz daha bekleyelim. Bakın Avrupa Merkez Bankası'ndan şu bekleniyor, 22 Temmuz'da biliyorsunuz bir toplantı yaptı ve orada şöyle bir açıklama yapacak diye piyasalar tarafından bekleniyordu. Politika değişikliğine gidecek, varlık alımlarının azaltılması sürecini öne çekecek. Hatta belki faizlerin artırılmasıyla ilgili bir sinyal verecek diye yoğun bir beklenti vardı ama hayır kardeşim, şu anki koşullar içerisinde hele ki pandemi etkileri devam ederken yüksek enflasyon olsa bile yüzde 2’ye kadar belki yüzde 3’e kadar enflasyonu serbest bırakmaya devam edeceğiz. Önceliğimiz istihdam piyasası olacak, iş gücü piyasası olacak. O nedenle de biz varlık alımlarını azaltmayı düşünüyoruz dedi. Aynı zamanda faizleri artırma ile ilgili de bir beklenti içerisine girmeyin mesajı verdi. Tam bir ters köşe yaptı. Aslında ters köşe yapmadı. Yani varlık alımlarını azaltmayı planladıklarını ifade etmiyordu ama piyasa ısrarlı bir şekilde durumu ya da konuşmaları bu seviyeye çekmeye çalışıyordu. Keza FED ilgili beklentiler de o yönde olmasına rağmen Powell her seferinde çıkıp hayır varlık alımlarını azaltmayacağız ya da faizleri artırmayacağız açıklamaları yapmaya devam ediyor. Nitekim bakın Powell’a Biden’de katıldı ve dedi ki, enflasyondaki yüksek ortam geçici, üstelik Amerika’daki şirketlerin pek çoğu şu anda enflasyonun düşmeyeceğini, düşünüp söylerken bu ifadeleri kullandı. Bakın bir taraftan Powell öbür taraftan Biden şunu söylüyor, evet, şu anda yüksek bir enflasyon ortamı var. Şu anki enflasyonumuz yani yüzde 5.4’lük enflasyonumuz neredeyse 2008 yılına dönmüş durumda. Rekor seviyelere doğru gelmiş durumda. Ancak bizim önceliğimiz enflasyon değil işgücü piyasası dediler. Nitekim haklı oldukları noktaları olduğunu da görüyorsunuz. Rakamlarla birlikte dün Amerika'da işsizlik maaşı başvuruları açıklandı ve işsizlik maaşı başvuruları son 2 ayın zirve noktasına çıkmış durumda. Bir anda kendisini tekrar 400 binin üzerine attı. Yani rakamlar dengeli değil, işsizlik sürekli olarak azalmıyor. Ekonomiyle ilgili veriler her zaman iyi gelmiyor. Bir bakıyorsunuz bakıyorsunuz işsizlik maaşı başvuruları çok iyi geliyor. Sürekli düşüş eğiliminde. Hemen sonrasında tekrar artan bir işsizlik maaşı başvuru süreci var ya da pandemi ile ilgili konuşalım işte bütün dünya aşılamaları tamamlıyor ve diyorlar ki oh rahatladık. Sorunlar bitti artık bu saatten sonra pandemi başımıza bela olmayacak. Sonrasında bir bakıyorsunuz delta varyantı çıkıyor, beta varyantı çıkıyor, alfa varyantı çıkıyor, o aşı olmuş ülkelerin başına bir kez daha bu hastalık bela oluyor. Mesela ekonomi ile ilgili büyük bir soru işareti ortaya çıkıyor. O nedenle arkadaşlar yetişmiş ülkeler varlık alımlarını azaltmayı bir süre daha bekletiyorlar. Bekletip önlerini görmeye çalışıyorlar.

Türkiye'ye dönüp bakıyorsunuz Türkiye'deki vaka sayısı son bir ay içerisinde tekrar iki katına çıkmış durumda. 5 binlere gelen vaka sayıları tekrar on binlerin üzerini zorlamaya başladı. İsrail Türkiye'yi kırmızı listeye aldı. İsrail'in Türkiye'yi kırmızı listeye alması Avrupa Birliği'nin de Türkiye'ye temkinli yaklaşmasını beraberinde getiriyor ya da Rusya'nın da Türkiye'ye temkinli yaklaşmasını beraberinde getiriyor. Onlarda çünkü bu hastalığın bir kez daha başlarına daha fazla bela olmasını istemiyorlar. Bütün bunlar toplamda Türkiye'nin işinin çok zor olduğunu gösteriyor.

Türkiye mümkün olduğunca vatandaşın sırtına daha fazla nasıl yüklenebilir meselesini koyuyor bir taraftan. Öbür taraftan da ne yazık ki değerlerini satmaya devam ediyor. En son TEDAŞ’I yani Türkiye'nin elektrik dağıtım şirketini satmaya karar verdiler. Özelleştirme İdaresi de bu konuyla ilgili onay çıkarttı dedi ki, özelleştirebilirsiniz. Bazı kişiler ya da bazı tüzel kişiler TEDAŞ alabilir dedi. Hayırlı uğurlu olsun. Yeni elektrik zamlarına hazır olun, problemlere hazır olun. Aynı Türk Telekom’da olduğu gibi nasıl en pahalı fiyatlarla dünyanın en yavaş internetini kullanıyorsak bu saatten sonra da en çok parayı vereceğiz ve en verimsiz elektriği kullanmaya devam edeceğiz.

Dünyada çok ciddi bir kuraklık, kıtlık durumu söz konusu. Kuzey Amerika ve Avrupa'da yaşanan iklim sorunları nedeniyle buğday fiyatları bir anda tepe noktalara çıkıverdi. Türkiye eğer ki bu da üreten bir ülke olsaydı, mesela bu sıkıntılarla uğraşmak zorunda kalmayacaktı ama biz bunları söylediğimizde ya ne alakası var kardeşim diye saldırıp, üstünü örtmek dışında bir şey yapmıyorlar. Bakın bütün dünya bunları hazırlanırken Türkiye sadece olayların üzerini örtmeye çalışıyor.

Türkiye'de Merkez Bankası küresel enflasyon oynadığımız artırıyor dedi. En azından doğru bir şey görüyorlar, görüyorlar ama doğru bir şey yapıyorlar mı sorusunun cevabı ne yazık ki hayır. Türkiye'de vaka sayısı hızla artıyor dünyada vaka sayısı hızla artıyor, ekonomiler bir canlanıyor, bir yavaşlıyor, tam bir belirsizlik hâkim. Yaz aylarının da ufak ufak sonuna geliyoruz. Peki, bu koşullar içerisinde piyasalarda neler yaşanıyor? Rakamlar bize neleri ifade ediyor. Bir de onlara bakalım isterseniz önce borsanın kapanışının sizlerle paylaşayım. 1351 puan seviyesinden kapandı, yüzde 0.86’lık bir düşüş var, düşüş devam edecek mi? Valla bu seviyelerde kalması bile bence büyük bir mucize. Türkiye ekonomisi bu kadar sıkıntılı bir durumda. Eğer ki borsa hala bu seviyelerde ise oturup bir kez daha düşünmek gerekiyor.

Aynı konut sektöründe olduğu gibi bir arz fazlalığı var Türkiye'de. Konut sektörü neredeyse durmuş durumda ve buna rağmen konut fiyatları almış başını gidiyor. Çünkü korkunç bir manipülasyon var. Konut sektöründe korkunç bir balon oluşturuyorlar. Bu balon patladığında da her zaman olduğu gibi küçük yatırımcı büyük zararlar etmeye devam edecek. Keza bunu borsada da görüyoruz ve görmeye devam edeceğiz.

Dolar 8.55 seviyesinden yine kapanışını gerçekleştirdi. Orada da yüzde 0.08’lik bir kayıp söz konusu. Euro’da da 10.06 seviyesine görüyoruz. Euro dolar paritesi bence çok kritik 1.17. Uzun zamandır ilk defa 1.18’in altına inmiş durumda. Elbette orada dolara olan talebin yoğunluğu var. Niye dolar talep ediliyor sorusunun cevabı para güvenli limanlara doğru gidiyor. Avrupa Birliği ülkeleri güvenli değil mi? Elbette güvenli ancak genel itibarıyla güvenli liman olarak finansal cephede ya dolar ya da altın görülüyor. Faiz artırımları beklentisi varken ama faiz artırımları bir türlü gerçekleşmezken yatırımcılar piyasa faizini kullanarak dolara yönelmeye devam ediyorlar. Risk almamak adına ufak ufak altından çıkmalar oluyor, işte o dönemlerde dolar endeksi biraz daha toparlanıyor ve doların fiyatı yukarıya doğru giderken altın fiyatında gelişmeler oluyor. Keza buna birde kripto para cephesi eklendi. Kripto para cephesinde yukarıya doğru hareketler olduğu zaman altın fiyatlarında düşüş oluyor. Altın fiyatları yukarıya doğru gittiği zamanda kripto para cephesinde düşüşler oluyor. Yaz aylarını aslına bakarsanız, yatırımcılar böyle kısa paslaşmalar da ufak tefek karlarla geçiriyorlar. Ancak şunu söyleyeyim, sizlere o büyük yatırımcılar her türlü kar elde ederken, küçük yatırımcının da canını okuyorlar. Son dönemde özellikle kripto para piyasasında yüzde 20 yukarı yüzde 20 aşağı hareketler var. Gerçi dar bir bant gibi görünüyor ama çok büyük para kayıplarını da beraberinde getiriyor. Onun için dikkatli olmanızda fayda var. Mümkün olduğunca günlük işlemlerden uzak durun.

8.55’den kapanan dolar ne olur bundan sonraki süreçte, bir süre daha bu seviyelerde yatay hareketlerini devam ettirir, 8.55 8.65 - 8.70 8.80 - 8.60 tekrar bu seviyelerde gidip gelir. Ancak şunu söyleyeyim Türkiye'de enflasyon yükselmeye devam edecek. Merkez Bankası'nın artık faizleri sabit tutma imkânı her gün biraz daha azalıyor. Önümüzdeki dönemde faiz baskısı artacaktır Merkez Bankası üzerinde.

Eğer ki Merkez Bankası bu beklentileri karşılamazsa yani faizleri yükseltmezse o durumda biz dolardaki sert hareketleri görmeye başlarız. Ağustos ortası itibarıyla bir başka konu. Eğer ki Amerika'dan ya da Avrupa'dan, FED'den ya da Avrupa Merkez Bankası’ndan bir şekilde varlık alımlarını azaltma ile ilgili bir sinyal çıkarsa işte o bizim için çok daha büyük bir tehlikeyi beraberinde getirir.

Dolar düşecek, 3 olacak, 5 olacak falan bu hikâyelere çok fazla kulak asmayın derim. Çünkü Türkiye'nin koşulları gereği dünyanın koşulları gereği Merkez Bankası'nın açıklamaları gereği doların düşeceği falan yok. 9 lira hedefine adım adım ilerliyoruz. Her an bir develüasyon kırılmaya karşı karşıya kalabiliriz. O nedenle dikkatli olun.

Diğer bir nokta Euro/Dolar paritesindeki bu hareket çok dikkat çekici 1.18’in altında bu şekilde kalmaya devam ederse bu ilk etapta 1.15 bir sonraki etapta 1.08 seviyelerini bize işaret eder. Böyle bir tabloda da doların yükselişi hızlanacaktır. Gelişmekte olan ülkelerdeki para birimlerinin değer kaybı da hızlanacaktır.

Rusya Merkez Bankası faizi artırdı ve ilave sıkılaştırma sinyalini verdi. Gördüğünüz gibi doğru zamanlarda doğru işler yapan merkez bankalarından birisi Rusya Merkez Bankası. Ufak ufak sıkılaştırma politikaları, faiz artırma politikaları ile birlikte gelişmiş ülkelerin risklerini kendi üzerinden atmaya çalışıyor. Yani kendi risklerini azaltmaya çalışıyor. Finansal açıdan rezervlerini daha da güçlendirmeye çalışıyor. Nitekim güçlendiriyor ama biz hem rezervlerimizi çökerttiğimiz hem de çok yüksek faiz ortamına girdiğimiz için artık ne faizleri artırabiliyoruz. Nede rezervlerimiz doldura biliyoruz. Birde yüksek enflasyonumuz var. Büyük bir çıkmaz içindeyiz. Olayların üstünü kapatıp geçiştirme politikalarıyla palyatif tedbirlerle kurtarmaya devam ediyoruz. Daha doğrusu kurtarıyoruz görünümü vermeye devam ediyoruz.”

MilliGazete

YORUMLAR

REKLAM

İLGİLİ BAŞLIKLAR

REKLAM