Terör örgütü IŞİD’in Adıyamanlı Dokumacılar grubunun lideri
ve Ankara Tren Garı katliamının firari sanığı Mustafa Dokumacı’nın Azeri
kökenli eşi Ulkar Mammadova’nın 9 Ekim tarihinde Suriye’den sınırı geçerek
teslim olduğu ortaya çıktı.
Emniyetin "canlı bomba" listesinde yer alan
Mammadova, etkin pişmanlık hükümlerinden yararlanarak itirafçı oldu, 60 örgüt
üyesini teşhis etti. Mammadova'nın ifade tutanğında yer alanlara göre, Mustafa Dokumacı’yla 2014 yılında Suriye’ye
gitmek için sınırı geçerken askerler kendilerini gördü. Mammadova, "hatta
askerlerin kendilerinin çantalarını bile taşıdığını" iddia etti. Bir ay
sonra yeniden Türkiye’ye dönerken sınırda jandarma tarafından yakalandıklarını
öne süren Mammadova, para cezası kesilmesinin ardından serbest bırakıldıklarını
iddia etti
Mammadova, Adıyaman’a döndükten sonra eşinin burada bir çay
ocağına gidip geldiğini anlattı. Bu çay ocağı, IŞİD üyelerinin Adıyaman’da
örgüt merkezi olarak kullandığı İslam Çay Ocağı’ydı. Mammadova, eşinin 2020
yılında bombalı drone saldırısında öldüğünü iddia etti.
Türkiye yapılanmasının kilit ismi
IŞİD’in Türkiye yapılanmasındaki en kilit isimlerinden olan
Mustafa Dokumacı, Adıyaman’da kendisine bağlı "Dokumacılar Grubu"nu
kurdu. Kentte işlettikleri İslam Çay Ocağı’nı örgüt üyelerinin buluşma merkezi
olarak kullanan Dokumacı, bu yolla birçok kişiyi IŞİD saflarına kattı ve Suriye
iç savaşına götürdü. Bunlardan Yunus Emre Alagöz Ankara Tren Garı, kardeşi Şeyh
Abdurrahman Alagöz ise Suruç katliamını gerçekleştirdi.
Gar davasının firari sanığı olan Mustafa Dokumacı’nın eşi
Ulkar Mammadova ise İçişleri Bakanlığı’nın terör arananlar listesinde mavi
kategoride yer alıyordu. Emniyette "Canlı Bomba Eyleminde Kullanılabilecek
Nüfus Cüzdanı Taşıdığı Şeklinde Hakkında İstihbari Bilgi Bulunan Şahıs"
kaydı bulunan Mammadova, kırmızı bültenle de İnterpol tarafından aranıyordu.
DW Türkçe’nin ulaştığı bilgilere göre, Azerbaycan vatandaşı
Mammadova, 6 Ekim 2021 tarihinde Hatay’ın Altınözü ilçesine bağlı Ziyaret
Piyade Hudut Karakolu tarafından Türkiye’ye illegal yollarla geçmeye çalışırken
yakalandı. 8 Ekim’de Adıyaman Terörle Mücadele Şube Müdürlüğü’ne getirilen
Mammadova, etkin pişmanlık hükümlerinden yararlanarak itirafçı oldu. İfadesinde
114 IŞİD üyesiyle ilgili bilgi veren Mammadova, 34’ü kadın olmak üzere 60 örgüt
üyesini teşhis etti. Bu kişiler arasında IŞİD’in Türkiye yapılanmasında yer
alan Ahmet Güneş, Nusret Yılmaz, Kasım Dere, Mustafa Delibaşlar de yer aldı.
Konya’ya okumaya geldi, IŞİD’e katıldı
9 Ekim tarihinde ifadesi alınan Ulkar Mammovada,
Azerbaycan’dan Türkiye’ye gelişine, Mustafa Dokumacı ile tanışıp evlenmesine ve
Suriye'de IŞİD’e katılmasına kadar birçok iddiada bulundu.
Babasının emekli albay olduğunu ifade eden Mamadova,
Azerbaycan'da siyasi bilimler bölümünde okurken, "kapalı kişilerin okula
alınmaması" nedeniyle üniversiteyi bıraktığını iddia etti. Daha sonra
Yabancı Öğrenci Sınavı’na hazırlanarak Konya Selçuk Üniversitesi İlahiyat
Fakültesi’ni kazandığını ifade eden Mammadova, Facebook üzerinden Mustafa
Dokumacı ile tanıştıklarını ve evlenmeye karar verdiklerini kaydetti. 2010
yılında otobüsle Gürcistan üzerinden Rize’ye geldiğini, Dokumacı’nın kendisini
burada karşıladığını anlatan Mammadova, daha sonra Adıyaman’a geçtiklerini ve
dini nikah yaptıklarını ifade etti. 2011 yılında resmi nikah kıydıklarını
belirten Ulkar Mammadova, ifadesinde şöyle devam etti:
"Mustafa Dokumacı bana dini yönden yetersiz olduğumu ve
benim modern kapalı olduğumu söylüyordu. Ayrıca Suriye ülkesinde savaş olduğunu
ve bizim de Suriye’ye giderek yardım etmemiz gerektiğini söylüyordu. Ben gitmek
istemediğimi söyledim. Benim Suriye'ye gitmem ve DEAŞ terör örgütü içerisinde
bulunmamdaki tek ve en büyük etki Mustafa Dokumacı’dır."
"Askerler bizi gördü, çantalarımızı taşıdı"
İlk kez 2014 yılı Şubat ayında Suriye'ye gittiklerini
anlatan Mammadova, Suriye'ye hangi yollarla geçtiği sorusuna ise şu yanıtı
verdi: "Eşim, 2014 Ocak ayında Suriye’ye gitti. Bir ay sonra yeniden
Adıyaman’a geldi. Eşim geldikten sonra orayla ilgili bir şey anlatmadı.
Eşyalarımızı hazırladık. Mustafa Dokumacı beni, Serpil Dere’yi ve çocuklarımızı
markasını, modelini, rengini ve plakasını hatırlamadığım bir araçla aldı.
Adıyaman’dan Hatay’a gittik. Hatay’da Suriye sınırına yaklaştığımızda aracı bir
yere park ettik ve yürüyerek Suriye sınırını geçtik. Suriye sınırını geçerken
Türk askeri bizi gördü, fakat bizim Suriye ülkesine geçmemize engel olmadı.
Hatta bu asker bizim çantalarımızı taşımamıza yardım bile etti."
Eşinin daha sonraki süreçte Esad’a karşı
"Ribat/nöbet" tutmak için İdlip bölgesine gittiğini iddia eden
Mammadova'nın ifadesine göre 2014 Şubat ayında yeniden Türkiye'ye döndüler:
"Sınırı geçtikten sonra jandarma tarafından yakalandık.
Yakalandıktan sonra bize para cezası yazdılar. Rus Ayşe (Kod ismi) isimli şahsı
ise ülkesi olan Almanya’ya deport ettiler. Ben, eşim ve çocuğumla birlikte
otobüsle Adıyaman’a döndük."
Mammadova, 2015 yılı Ocak ayında eşinin kendisini
Azerbaycan’a gönderdiğini belirterek, "Eşime gerekçesini sordum. El-Kaide
üyeliğinden arandığını, yakalanırsa 15 yıl cezaevinde kalacağını söyledi.
Kendisinin de apar topar Suriye’ye gittiğini öğrendim" dedi. Yaklaşık bir
ay sonra da yine eşinin kendisine uçak bileti aldığını ve Azerbaycan’dan
Gaziantep’e geldiğini öne sürdü.
"Hava saldırısında iki ayağı kırıldı"
Telebyad bölgesine geçtiklerini anlatan Mammadova, eşinin
nöbet tutmaya gittiği sırada 1 Haziran 2015 tarihinde hava saldırısı sonucunda
yaralandığını, iki ayağının kırıldığını ifade etti. Ameliyatın Türkiye'de
yapılmasını istediklerini ancak o dönem Ankara saldırısı nedeniyle yapamadıklarını
öne sürdü.
"Ankara patlamasını gerçekleştiren şahıs Adıyamanlı
idi. Bu patlamayı gerçekleştirdikten sonra Adıyamanlı şahıslara aranma
çıktığını duyduk. Eşim bu sebepten dolayı ameliyat olmak için Türkiye’ye
gitmekten vazgeçti."
Mammadova, Gar katliamını yapan Yunus Emre Alagöz'e dair ise
"Ankara ilinde olan canlı bomba patlamasını gerçekleştiren şahısla hiç
görüşmedim, tanımıyorum" ifadeleri kayda geçti. Dokumacı'ya dair ise
şunları iddia etti: "Ankara patlamasını gerçekleştiren şahıs Adıyamanlı
idi. Bu patlamadan sonra eşim bana patlamayı gerçekleştiren şahsın İslami
açıdan çok parlak bir geleceği olduğunu, bu sebeple onun adına çok üzüldüğünü
söyledi. Hatta eşim, ‘Allah belanı versin Bağdadi, bu gençlere ne yaptın’
diyerek ağlamaya başladı."
"Dokumacı drone saldırısında öldü" iddiası
İfadesinde İdlip’te eşiyle yeniden buluşmasını anlatan
Mammadova, Dokumacı ile Samada bölgesinde 9 ay daha birlikte kaldıklarını
belirtti. Mammadova, "Eşim, 23 Ağustos 2020 tarihinde evden çıktıktan 15
dakika sonra kamikaze drone saldırısı sonucunda hayatını kaybetti"
iddasında bulundu.
"Türk istihbaratını aradık"
Eşinin ölümünün ardından 2021 yılı Mayıs ayında Mustafa
Dokumacı’nın kardeşini arayarak Türkiye’ye gelmek istediğini anlatan Mammadova,
"Eşimin kardeşi hemen Türk istihbaratını arayarak durumu bildirdi.
Türkiye’ye gidebilmek için izin kâğıdı çıkarttım. 250 Dolar kaçakçıya verdim.
Kaçakçı beni nehirden kayıkla karşıya geçirdi. Buradan yürüyerek Türk askerine
teslim oldum" dedi.
DW