Karamollaoğlu, eğitim sorunlarına değindiği konuşmasında şu
ifadeleri kullandı:
''BU BİR BECERİKSİZLİK DEĞİL, BECERİKSİZLİKTE RÜTBE
ALMAYA BENZER''
Avrupa’nın en zengin genç nüfusuna sahibiz. Yaklaşık ilk ve
orta öğrenimde 18 milyon öğrencimiz var. 8 milyon da üniversitelerde var.
Toplamda 26 milyon. Bu bir zenginliktir. Bu zenginlikten istifade edebilmemiz,
bu gençleri vasıflı bir şekilde yetiştirip yetiştiremeyeceğimize bağlı.
Maalesef eğitimde son 20 yılda ciddi bir mesafe kat edemedik.
Tam tersi bir kargaşanın içinde sürüklendik. Aynı iktidar,
19 yıldır iktidar. Sekiz kere bakan değiştirdi. Nasıl oluyor da bir iktidar, 19
yıl süresinde tutarlı bir eğitim politikası oluşturamıyor. Hakikaten bu bir
beceriksizlik değil, beceriksizlikte rütbe almaya benzer. ‘Aferin, sen bu
işleri beceremiyorsun.’ Kim der bunu, sadece bize hasım olanlar söyler. 19
yılda sekiz bakan… Ama eğitimde hiçbir mesafe kat edilemedi. 19 yıl önceki
eğitimden çıkan çocuklar maalesef bugünkünden daha vasıflıydı. Vasıfsızlık
adeta eğitim politikaları itibariyle iktidarın vasfı haline geldi.
''MÜFREDAT DARMADAĞIN, TALİM TERBİYE KURULU TAMAMEN
İŞLEVSİZ''
Yapılan araştırmalara göre vatandaşların yüzde 72.5’i
‘Çocuklarımıza nitelikli bir eğitim verilemiyor’ diyor. Yani Türkiye’de yaşayan
insanlar bunu görüyor. Yüzde 81’i, öğrencilerin kaliteli bir eğitime
ulaşamadıklarını ifade ediyor. Yüzde 75’i, çocuklarımızın hayata
hazırlanamadıkları kanaatindeler. Maalesef eğitimdeki politikalar bizi şu
noktaya getirdi: Çocuklarımızı adeta yarış atı gibi yetiştiriyoruz. Sürekli bir
imtihana; imtihan dediğimiz de bilgi seviyesini ölçme imtihanı değil, yeterli
bilgi vermiyoruz ki bilgi seviyesini ölçelim. Tam tersi, at yarışındaki gibi
kim bu testlerde diğerinin önüne geçecek?
Dershaneler çocuklarımızı bilgiyle donatmıyorlar. Bu imtihan
sisteminde nasıl daha fazla puan alabileceklerinin yolunu gösteriyorlar. Böyle
bir eğitim sistemi dünyanın hiçbir yerinde yok. İlk, orta, lise ve üniversite
çağlarında öğrencilerimizin vasıf kazanmalarını sağlayacak bir müfredata
ihtiyacımız var. Müfredat darmadağın. Talim Terbiye Kurulu tamamen işlevsiz.
''SINIFLARIN MEVCUDUNUN AZALTILMASI LAZIM''
Ülkemizde 1 milyon 100 bin civarında öğretmen var. 350 bin
civarında da atanmak için bekleyen öğretmen var. Ama şu andaki kargaşa
sebebiyle ve iktidar israftan tasarruf edemediği için faydalı alanlara yeterli
kaynak ayıramıyorlar. Onun için, ‘Biz bu 350 küsur bin öğretmeni istihdam
edemeyiz’ diyorlar.
Bir de ellerindeki imkanlar yeterli olmadığı için yine tasarruf yerine israfı tercih ettikleri için öğretmenlere verilecek parayı biraz alt seviyeye indirmek kaydıyla öğretmenler arasında ayrım yapıyorlar. Yok ücretli öğretmen, yok bilmem ne öğretmen… Bir defa bu ayrımın mutlaka bütünüyle ortadan kaldırılması lazım. Bugün pandemi şartları da dikkate alınarak mutlaka sınıfların mevcudunun azaltılması ve öğretmen sayısının artırılması lazım."