Birleşmiş Milletler başta olmak üzere küresel sistemin daha
adil ve temsil kabiliyeti yüksek hale getirilmesi gerektiğini vurgulayan
Erdoğan, şunları kaydetti:
"Her krizde şu acı gerçeğe şahit oluyoruz. Bir tarafta
insanlığın ortak vicdanını, ortak aklını yansıtan Birleşmiş Milletler Genel
Kurulu ve aldığı kararlar var. Diğer tarafta alınan her kararı Güvenlik
Konseyi'nde veto gücüne sahip 5 adet ayrıcalıklı ülke var. Yıllardır çözümsüzlüğe
mahkum edilen her sorunda 5 ülkenin keyfi, çıkarı, öncelikleri, Genel
Kurul'daki yüzlerce ülkenin iradesini yok sayıyor. 'Dünya beşten büyüktür'
derken tam olarak işte bu çarpık yapıya dikkat çekiyorum. Birleşmiş Milletlerin
reforma ihtiyacı olduğunu herkes kabul ediyor ancak bunu hayata geçirecek
adımlar atılmıyor. Giderek işlevsiz hale gelen Birleşmiş Milletler sisteminin
yükünü ise genellikle çatışma bölgelerindeki siviller, açlıkla boğuşan
mazlumlar, yani sistemin çalışmasına en fazla ihtiyacı olan insanlar
çekiyor."
Filistin’de kalıcı ateşkesin sağlanması ve insani
yardımların engelsiz akışının temininin öncelikleri olduğunu ifade eden
Erdoğan, "Netanyahu hükümeti savaşı bölgeye yaymak için her yolu
denemektedir. Buna fırsat verilmemesi gerektiğini her fırsatta söylüyoruz.
Uluslararası toplumun İsrail üzerindeki baskıları yoğunlaştırması şarttır"
dedi.
"Türkiye-Amerika ilişkilerinde son dönemde yaşanan
olumlu havadan memnuniyet duyuyoruz" diyen Erdoğan, ikili ilişkilerin
kapsamlı şekilde ele alındığı stratejik mekanizmanın son toplantısının mart
ayında Washington'da düzenlendiğini anımsattı.
Cumhurbaşkanı Erdoğan, “Milli güvenliğimizi ilgilendiren
bazı konularda Amerikan yönetimiyle görüş ayrılıklarımız halen devam ediyor.
Amerikalı dostlarımızla her vesileyle PKK, PYD, YPG ve FETÖ'ye verilen desteğin
sonlandırılmasına dair beklentilerimizi paylaşıyoruz. NATO müttefikimiz
Amerika'nın Türkiye'ye yönelik uyguladığı tedbirler ve savunma sanayi
kısıtlamaları güven duygusunu menfi şekilde etkiliyor. CAATSA yaptırımlarının
ve F-35 programından çıkarılmamızın müttefiklik ruhuna aykırı olduğu da çok
açıktır" ifadelerini kullandı.
ABD Kongresi'nde beklemekte olan savunma sanayi ihraç lisans
başvurularının bir an önce sonuçlandırılmasının isabetli olacağını dile getiren
Erdoğan, konuşmasını şöyle tamamladı:
"5 Kasım'da düzenlenecek olan Amerika başkanlık ve
kongre seçimlerini tüm dünya gibi biz de yakından takip ediyoruz. Seçimler
sonucunda başkan kim olursa olsun Amerika'ya bakışımız ve ilişkilerimizdeki üst
düzeyli diyaloğumuz değişmeyecektir. Türkiye, NATO'nun en güçlü
müttefiklerinden biridir. Aynı zamanda Avrupa Birliği'ne tam üyelik perspektifi
olan bir ülkeyiz. Batı dünyasıyla işbirliğimizi geliştirirken, doğuya ihmal
nazarıyla bakmıyoruz."
"Batı dünyasıyla işbirliğimizi geliştirirken doğuyu
ihmal etmiyoruz. Gerek Şangay İşbirliği Teşkilatı, gerek BRICS, gerekse
ASEAN'la diyalog zemininizi güçlendirmekte kararlıyız. Bu konuda son dönemde
kritik adımlar attık. Çok farklı bir iklim yakaladık. Ülkemizin çıkarlarını
merkeze alan Türkiye eksenli bir anlayışla farklı bölgesel teşkilatlarla
işbirliğimizi daha da ilerleteceğiz."