Haberin başlığı, içeriğini dört kelimede özetliyordu:
"Her gördüğünüz sığınmacı değil". Tabii patronsanız...
Haberde Türkiye'de yaşayan Suriyeli patronlar ve patron örgütlerinin
temsilcilerinin "dertleri" aktarılmış. Hepsinin ortak bir derdi var:
"Bizim paramız var, biz diğerleri gibi değiliz."
Evet, haklılar da. Onlar ne kötü şartlarda kayıtsız olarak
çalışıyor, ne de iş cinayetlerinde hayatlarını kaybediyor...
Yeni Şafak 'patronların derdine' ses oldu
AKP iktidarının Suriye'ye yönelik müdahalesi ekonomiden dış
politikaya, güvenlikten göç olgusuna kadar çok fazla alanı etkiledi.
Bu denklemde öne çıkan başlıklardan birisi de göçmenlere
yönelik ırkçılık ve düşmanlık oldu. Bunun son örneği, Kayseri'de başlayan ve
başka illere yayılan saldırı dalgasıydı. Göçmen işçiler hedef alındı, evleri ve
işyerleri kundaklandı, araçları ateşe verildi.
Yeni Şafak ise bugün Türkiye'de yaşayan Suriyeli patronlara
ve patron örgütlerinin temsilcilerinin görüşlerine yer verdiği bir haber
yayımladı. "Her gördüğünüz sığınmacı değil" başlıklı haberin ilk
cümlesinde, "Kayseri’de yaşanan olaylarla doruk noktasına çıkan ırkçı
söylem salgını, yabancı iş insanları üzerinde olumsuz etkilere neden
oluyor" ifadelerine yer verildi.
'Bütün Suriyeliler sığınmadı'
Müstakil Sanayici ve İşadamları Derneği (MÜSİAD) İş Forumu
Başkan Yardımcısı Gazi Mısırlı, "Türk halkı şunu kabul etmiyor bir
Suriyeli nasıl lüks bir arabaya biner nasıl lüks bir restorana gider bunlar
nasıl sığınmacı diye düşünüyor. Bütün Suriyeliler sığınmadı, hepsi mülteci
değil" dedi.
Irkçı söylemlerin Türkiye ekonomisine ve Türkiye toplumuna
çok büyük zarar verdiğini söyleyen Mısırlı, “Şu an genellikle iş adamları Türk
vatandaşlığına geçtiler. Suriyeli fabrikatörler ve sanayiciler şu an Türkiye
ekonomisine ve Türk iş adamlarıyla birlikte ortaklık yaparak çalışmalarını
sürdürüyorlar. Biz Suriyeliler bir gün bile Türkiye’yi ayrı bir devlet olarak
görmedik. Bu topraklar daha önce birdi. Halep, İstanbul’dan sonra en fazla
vergi veren bir ticaret şehriydi. Biz biriz ve ayrımcılık ve ırkçılığı kabul
etmiyoruz. Ben kendimi bir Halepli ve Türk olarak ayrıştırmıyorum” ifadelerini
kullandı.
Mısırlı, sözlerinin devamında ırkçılığın devam etmesi
halinde Suriyeli patronların başka ülkelere gidebileceğini ima ederek,
"Biz Suriyeli iş adamlarını bu şekilde etkilemeye devam edersek bu iş
insanlarına bütün kapılarını açan ülkeler var. Suriyelilerin şu an özellikle
ihracat konusunda büyük bir katkısı var” diye konuştu.
Vurgu ortak: Türkiye'de kazandıkları para
Yeni Şafak'a konuşan bir diğer patron ise Suriye'deki
savaşın şiddetlendiği yıllarda Türkiye'ye gelen ve 2015 yılından beri
reklamcılık sektöründe faaliyetlerini yürüten Bassam Shadat oldu.
Shadat sözlerine, Türkiye'ye yıllık 1 ila 3 milyon dolar
arasında ürün ve hizmet ihraç ettiklerini, aynı zamanda Türkiye'ye taşınmak
isteyen şirketleri de yatırım yapmaları için teşvik ettiklerini anlatarak
başlıyor. Ardından "Türk vatandaşlığı almış olmama ve Türkçeyi iyi
konuşmama rağmen, sokakta, ticari işlemlerde veya devlet dairelerinde bazı
çalışanlardan sürekli ırkçı tutumlarla karşılaşıyorum" diye sözlerine
devam ediyor.
Uluslararası Suriyeli İş Adamları Derneği Yönetim Kurulu
Üyesi Rashed Alhamwi de geçen yıl 10 milyon doları aşan yatırım
gerçekleştirdiklerini anlatıyor ve devam ediyor:
"Ancak bu süreçte pek çok ırkçı sorunla karşılaştık.
Şirketimizi denetlemeye geldiklerinde benim Suriyeli bir bilgisayar mühendisi
olduğumu ve şirketin sahibi olduğumu duyduklarında şaşırdılar. Arap müşterileri
Türkiye’de yatırım yapmaları için teşvik ediyoruz ancak ırkçılar iş adamlarını
tehdit ediyorlar. Bu durumda yatırımcıları farklı ülkelere yönlendiriyor."/sol