Avrupa meseleleri uzmanı Mahmud Fazli şöyle bir
değerlendirmede bulunmaktadır: " Joe Biden'in Beyaz Saray'da işe başlaması
ile NATO Trump başkanlığı döneminin ardından,
Amerika ile Avrupa ilişkilerini tekrar sıcak tutacağını umut ediyor. Biden'in
başkan olarak Amerika'da olması, Trans Atlatntik ilişkilerinin iyileşmesi
umudunu arttırmaktadır. "
Bu bağlamda NATO zirvesinde uzay, siber ortam ve Çin'in
artan nüfuzu konusundaki gündem maddeleri ele alındığı söylenmektedir. NATO
liderleri Pazartesi başlangıç bildirisinde de Rusya Devlet Başkanı Vladimir
Putin'e güçlü bir mesaj gönderdiler.
NATO Genel Sekreteri Jens Stoltenberg, bu Batılı
devletlerden kurulu askeri örgütün zirvesini NATO'nun kolektif güvenliği ve birliği
açısından önemli ve kritik bir an olarak değerlendirmiş ve uluslararası düzeyde
artmakta olan küresel rekabete de değinerek bu zirvede NATO'daki 2030
reformlarının gündemde olacağını duyurmuştu.
Jens Stoltenberg'in söylediğine göre, NATO reformları bu örgütün kolektif savunma
ve güvenliği alanında iddialı bir programdır. Ona göre bu zirvede alınan önemli
kararlar, siyasi istişarelerin
güçlenmesi, kolektif savunmanın güçlendirilmesi ve güvenliğin temini zincirinde
ve altyapılarda güçlenmenin zaruretine dayalıdır. NATO üye ülkeleri liderleri ayrıca yeni bir
siber savunma siyaseti alanında da anlaşmaya vardıkları söylenmektedir. Buna
göre NATO'nun gelecekteki stratejik siber kavramlarının geliştirildiği de
söyleniyor.
Gerçekte bu Batılı devletlerden kurulu koalisyonda konsensüsün
olduğuna işaret eden NATO genel sekreterinin açıklamalarına rağmen, görünen o
ki NATO'daki ihtilaflar özellikle de Amerika'nın bu örgütün askeri bütçesi
alanında Avrupalı üyeler ile yaşadıkları ihtilaflar devam edecektir.
Amerika eski başkanı
Donald Trump ise NATO'ya doğru negatif
bir yaklaşım içerisine girip Amerika'nın
NATO'nun askeri bütçesini karşılamasının adil olmadığını ileri sürerek NATO'nun Avrupalı üyelerinin katılımının
arttırılmasını istemiştir.
Bu mesele ise Amerika ve Avrupa arasında artan ihtilaflara
yol açmıştı. Şimdi de Joe Biden tekrar
Trans Atlanti koalisyonunun şekillenmesini iddia etse de hala Trump gibi Avrupalıların
NATO'nun askeri bütçesini karşılamaktaki payının arttırılmasından yana bir
tavır sergilemektedir.
Biden hükümeti selef hükümetin siyasetlerini sürdürerek daha
yumuşak bir dille NATO'daki ortaklarını baskı altında bırakıp gayrı safi
yurtiçi hasılalarının yüzde 2'si oranında bütçeyi NATO'ya ayırmalarını
istemektedir.
Bu arada NATO genel sekreteri de daha önce Biden'in
siyasetlerini bu anlamda Trump'ın siyasetlerine benzetmiş ve böyle bir talebin
olduğunu onaylamıştı.
Biden'in ziyaretinin başlamasından önce ise Amerikan
makamları da bu konuda görüşlerini bildirmişlerdi.
Amerika ulusal güvenlik danışmanı Jake Sullivan ise 7
Haziran'da Joe Biden'in bu zirvede sorumlulukların ve görevlerin paylaşımına ve
de bütçenin karşılanmasındaki katılıma vurgu yapacağını bildirmişti.
Amerika ve Avrupa arasında ihtilafları körükleyen bir başka
husus da Avrupalıların Amerika'nın nükleer füzelerini Yeşil Kıtaya
yerleştirmesine karşı çıkmasıdır.
NATO'daki ülkeler bu hususta hep karşı çıkmaya
çalışmışlardır.
Defence News sitesi de Amerikalı bir senatör ve Avrupalı bir
makamdan naklen NATO'nun buna resmen karşı çıktığını bildirdi.
NATO'nun bu kararı, Rusya ile gerilimleri azaltma ve Moskova
ile Washington arasında silahların
kontrol anlaşmalarını kolaylaştırma doğrultusunda değerlendirilmelidir.
Bu yüzden Amerika'nın Orta Nükleer Kuvvetler Anlaşmasından çıkarak Avrupa'da nükleer füzeler hususunda sorun yaşamayacağını düşünen Amerika şimdi de NATO engeline takılmıştır.
Parstoday