ABRAHAM (İBRAHİM) ANLAŞMASI NEDİR
İsrail’in iki Körfez ülkesi (Bahreyn ve Birleşik Arap
Emirlikleri) ile ilişkilerini normalleştirme kararı, ABD Başkanı Donald
Trump’ın yönlendirmesi ile gerçekleşmiş olsa da uzun bir süredir birçok Arap
ülkesi İsrail ile ilişkilerini geliştirme arzusunu taşıyordu. 1979 yılında
Mısır ile,1994 yılında da Ürdün ile barış anlaşmaları imzalayan İsrail,
böylelikle iki Arap ülkesi ile daha tarihi anlaşmalar imzalamış oldu. İbrahim Anlaşması (Abraham Accords) adını
taşıyan bu hukuki belgelerin temel farkı ise, İsrail ile bu antlaşmaları
imzalayan Birleşik Arap Emirlikleri (BAE) ve Bahreyn’in, İsrail ile hiçbir
zaman savaşmamış olmalarıydı. Dolayısıyla ilişkilerin mahiyeti farklıydı, bu
sebeple de İbrahim Anlaşmasını barış antlaşmasından çok normalleşme vesikaları
olarak görmek daha doğru olacaktır. Tabi bu gene de son derece önemli belgeler
oldukları gerçeğini değiştirmez. 15 Eylül 2020’de Washington’da, Amerikan
Başkanı Donald Trump’un katılımı ile İsrail Başbakanı Binyamin Netanyahu ve BAE
Dışişleri Bakanı Abdullah bin Zayid el-Nahlan ve Bahreyn Dışişleri Bakanı
Abdullatif el-Zayani arasında imzalanan anlaşma, İbrahim’in Yahudilerin ve
Arapların ortak atası olduğunu vurguladıktan sonra, bölgede Müslümanlar,
Hristiyanlar ve Yahudiler arasında barışın önemini ifade ediyor. Birleşik Arap
Emirlikleri ve İsrail arasında barışın, diplomatik ilişkilerin ve
normalleşmenin tesisini öngören bu belge, aynı zamanda karşılıklı olarak
büyükelçiliklerin kurulmasını, ekonomik, bilimsel ve kültürel alanlarda
işbirliği yapılmasını öngörüyor.
İSRAİL KÂRLI ÇIKTI
İsrail ile Fas arasındaki ilişkiler kazan-kazan mantığıyla
işliyor. Washington, Fas’ın Batı
Sahra’daki egemenliğini tanıması koşuluyla Rabat ile Tel Aviv arasında
normalleşme başladı. Böylelikle İsrail Bahreyn ve Birleşik Arap Emirliklerinden
sonra başka bir Arap ülkesi ile de ilişkilerini ihtiyatlı hâle getirdi. İbrahim
Anlaşması’nı da garanti altına almayı başardı. Filistin liderler ise bu
anlaşmayı davaya ihanet olarak niteledi. Aslında bu gelişmeler Arap ittifakının
sonlandığını da gösteriyor.
KAZABLANKA-TEL AVİV HAVAYOLU AÇILDI
13 Mart’ta doğrudan Kazablanka ve Tel Aviv yolunun açılması
İsrail basını tarafından büyük bir olay olarak karşılandı. Normalleşme öncesi
bu havayolu rotası yasaktı. Şimdi ise İsrail’e Royal Air Maroc haftada dört
uçuş yapıyor. 2021 yazında ise üç İsrailli şirket Marakeş ile bağlantı
sağlamıştı. 15-23 Nisan tarihleri arasında Yahudiler fısıh bayramını rahatlıkla
kutlayabildi. İbrahim Anlaşmasından sonra 40.000 Fas kökenli İsrailli turist
olarak ülkeyi gezebildi. Yeni diplomatik anlaşma ile bu sayı artacak. Tur
rehberlerinin birçoğu İbranice öğrenmeye başladı. Fas’taki Tur Rehberleri
Federasyonu Başkanı Abdessadek Qadimi yaklaşık 80 rehberin İbranice öğrendiğini
söyledi. Ayrıca Qadimi Yahudilerin Fas’ta iki bin yıllık bir geçmişi olduğunu sözlerine
ekledi.
FAS KÖKENLİ YAHUDİLER SEVİNÇLİ
Yahudilerin nüfus olarak Mağrip’te en yoğun olduğu ülke Fas.
1948’te Yahudi cemaati Fas’ta 300.000 kadar. Daha sonra bu nüfusun büyük bölümü
İsrail ve Amerika’ya göç ediyor. Ancak Fas asıllı Yahudiler ülkelerine bağlı
kalmaya devam ediyorlar. JewishData Bank’ın 2020 verilerine göre ülkede 2.200
Yahudi kaldı. Faslı bir Yahudi olan Andre Azoulay, Kral II. Hasan’ın
danışmanlığını yaptı. Daha sonra oğlu da VI. Muhammed’in danışmanlığını
yapacaktı. Bu ortak hafıza Yahudilerle Faslıları birbirine yakınlaştırıyor.
Bahreyn ve Birleşik Arap Emirliklerinin İsrail ile yakınlaşmasının sebebi
İran’ı ortak düşman olarak görmeleridir. Ancak Fas’ı İsrail’e yakınlaştıran
Yahudiler ile Faslıların duygusal ortaklıkları. Fas ile İsrail arasında ortak
bir tarih var. Bu iç içe geçmeyle iki ülke arasındaki siyasi ve ekonomik
ilişkiler gelişiyor.
MOSSAD FASLI SUBAYLARI EĞİTTİ
Filistin-İsrail gerginliği iki ülkenin ilişkilerini artık
etkilemiyor. Ancak ikili ilişkilerde kırılmalar olmadı değil. Örneğin; İkinci
İntifada sırasında VI. Muhammed İsrail’e sert tepki göstermişti. Rabat’taki Tel
Aviv irtibat bürosunu da kapatmıştı. Ancak 2021’deki Filistin-İsrail
çatışmasında Fas herhangi bir tepki göstermedi. Eskiden Arap ülkeleri Filistin’i
gücendirmemek için gizliden gizliye İsrail ile görüşürken artık bu görüşmeleri
açıktan yapıyor. Pan Arabizm’den uzaklaşan ilk lider de Fas kralı II. Hasan
oldu. II. Hasan İsrail ile açıktan görüşmek istiyordu. Kral İsrail’in silah ve
istihbarat gücünden faydalanmak istedi. Hatta bir dönem Faslı subayları MOSSAD
eğitti. Bu iddianın sahibi ise İsrailli bilim insanı Yigal Bin-Nun’dur. General
ve eski istihbarat şefi Shlomo Gazit Yediot Aharonot gazetesine verdiği demeçte
Fas’ın Arap Birliği zirvesinde İsraillilerin casusluk yapmasına izin verdiğini
iddia etti. Burada elde edilen bilgiler 1967 Arap-İsrail Savaşı’nda Arapların
bölünmüşlüğünü İsraillilerin bilmesini sağladı.
İŞ İNSANLARI MUTLU
Faslı ve İsrailli iş insanları iki ülke arasındaki
ilişkilerin normalleşmesiyle ticaretin artacağı gerekçesiyle mutlu. Kısa sürede
iki ülke ticaret hacminin 500 milyon dolara çıkması bekleniyor. Fas’ta sanayi
bölgelerinin oluşturulması, inovasyon alanında uzmanlık alışverişinde
bulunulması, tarım-gıda ve sanayide ortaklaşa hareket edilmesi bekleniyor. VI.
Muhammed Politeknik Üniversitesi ile İsrail üniversiteleri arasındaki
anlaşmalar bağlantıyı güçlendirecek. Normalleşme ile birlikte Fas İsrail
teknolojisini elde etmek için üçüncü bir ülkeyle ilişkiye girmek zorunda kalmayacak.
Rabat, IAI, Barak MX uçaksavar ve füze savunma sisteminin satın alınması için
500 milyon dolarlık anlaşma imzaladı. Fas’ın amacı İsrail teknolojisini
kullanarak insansız hava aracı üretebilmek. Birkaç ay önce İsrail şirketi
Bluebird Aero Systems Fas’ta drone üretimi tesisi kurmak için sözleşme
imzalamıştı.
Dr. Girayalp Karakuş
Odatv.com