'ABD’yi En Büyük Kaybeden Haline Getirme Kararlılığı'

GİRİŞ: 06.01.2023 11:49      GÜNCELLEME: 06.01.2023 11:49
Rasthaber - Lübnan'lı akademisyen Muhammed Nureddin Cumhuriyet gazetesinin 'Olaylar ve Görüşler' bölümünde dikkat çeken bir yazı kaleme aldı.

Nureddin 'Türkiye ile Suriye arasında normalleşme' başlıklı yazısında Türkiye ve Suriye'nin karşılıklı adımlar atmasını Rusya'nın ABD karşısında yeni bir zaferi olarak yorumlarken dikkat çeken bir ifade kullanıyor: "Rusya'nın ABD’yi en büyük kaybeden haline getirme kararlılığı da vardır"

Yazının tamamı şu şekilde:

Erdoğan, iki önemli zaafının, ekonomi ve sığınmacılar olduğunun farkında. Dolayısıyla Suriye ile sorunların çözülmeye başlaması Erdoğan’ın işine gelir.  O nedenle, cumhurbaşkanlığı seçimi öncesinde, bu dosyalarda bir ölçüde ilerlemek için acele etmekte.

Suriye, Türkiye ve Rusya savunma bakanlarının geçen günlerde Moskova’da yaptığı görüşme başlı başına sürpriz değildi. Çünkü Cumhurbaşkanı Erdoğan, görüşme öncesinde Suriye ile, Rusya’nın katılımıyla ikili görüşmeler yapma olasılığına ilişkin açıklama yapmıştı. Belli ki bu görüşmeler sonrasında Erdoğan, Suriye Devlet Başkanı Beşşar Esad’la görüşecek.

ESADSIZ OLMAZ

Türkiye’nin, Suriye’deki muhalefeti desteklemesine karşın 11 yıl süren savaşın ardından Moskova’da bu düzeyde bir toplantının yapılması bile iki ülke ilişkilerinin normalleşmesine giden yolda önemli bir aşamadır. Soru, görüşmenin zamanlaması. Açıklamalardan anlaşılan, Suriye ile normalleşmenin Türkiye’nin iç ihtiyacı olduğu, özellikle ekonomiye ve Suriyeli sığınmacılar sorununa çözüm arandığıdır. Türkiye’deki kamuoyu yoklamaları, Erdoğan’ın 2023’te yapılacak cumhurbaşkanlığı seçimini kazanma şansının zayıfladığını göstermektedir. Hele de bu aday, tüm muhalefet tarafından destekleniyor ve HDP’nin desteğini alıyorsa.

Erdoğan, iki önemli zaafının, ekonomi ve sığınmacılar olduğunun farkındadır. Dolayısıyla Suriye ile sorunların çözülmeye başlaması, Erdoğan’ın işine gelir. O nedenle, cumhurbaşkanlığı seçimi öncesinde, bu dosyalarda bir ölçüde ilerlemek için acele etmektedir.

Moskova görüşmesini hazırlayan ikinci unsur ise Rusya Devlet Başkanı Vladimir Putin’in, Ukrayna’da yıllarca sürecek gibi görünen savaşla meşgul olduğu dönemde Rusya’nın baskısıdır. Putin, Suriye sorununun yükünü azaltmak istemekte, bu nedenle hem Türkiye’ye hem Suriye’ye uzlaşma ve normalleşme için baskı yapmaktadır.

Moskova görüşmesinden sonra durum, ileri aşamaya geçecektir. Erdoğan’ın Esad’la bir araya gelme arzusu, Türkiye’deki radikal bir değişimi yansıtmaktadır. Erdoğan ve Esad’ı aynı fotoğrafta görmek bile 360 derecelik bir değişimdir ve Ankara’nın 11 yıldır izlediği Suriye politikasının başarısızlığının kanıtıdır. Erdoğan, Emevi Camisi’nde namaz kılma hayalini, Esad’la birlikte gerçekleştirebilir, Esadsız değil.

BÖLGESEL DEPREM

Normalleşme görüşmelerinin başlamasından somut sonuçlara ulaşılmasına kadar geçen süre; engeller, tuzaklar ve mayınlarla dolu, uzun ve karmaşık aşamaları olan bir süreçtir. Şam ve Ankara arasında öncelik farklılıkları vardır. Erdoğan, cumhurbaşkanlığı seçimiyle ilgili bazı isteklerini elde etmek, Esad ise Erdoğan’la görüşmeyi kabul ederek Türkiye’nin taahhütlerini yerine getirmesi için Rusya ve muhtemelen İran garantili bir takvim belirlemek istemektedir.

Uzlaşma, Erdoğan’ın sadece cumhurbaşkanlığı seçimine bağlı taktiksel bir adım değildir. Arkasında, Rusya’nın, ABD’yi en büyük kaybeden haline getirme kararlılığı da vardır. Moskova, ayrıca Washington’ın, dünya kamuoyunda, Ankara ve Şam arasında barışa, istikrara, uzlaşmaya karşı olduğunun görünmesini de istemektedir.

Ankara ve Şam arasında, hesap verebilirlik ve ilişkilerde gerçekten yeni bir sayfa açma arzusu varsa büyük bir bölgesel deprem yaşanacaktır. “Batılı” ve Atlantik ittifakına üye olan Türkiye, çok zorlu bir sınav verecek ve bu sınav hem iç hem dış düzlemde ciddi yankılar uyandıracaktır.

YORUMLAR

Murat S. 1 yıl önce
Siyonist rejimle gözünüzü kırpmadan normalleşirken kimleri aracı kıldınız? Şuraya bak Sn. Esad ile görüşürken ak ile karayı seçiyorsunuz. Bu görüşmeler olumlu bile olsa son söz "yazıklar olsun size, geçirdiğiniz bunca zaman kaybına, ölen ve göç eden insanlara, yıkılan tarihi eserlere, yok olan kültürlere ve geleneklere, bozulan ekonomilere." Siyonist rejim 30 yıl kazandı.
Metin 1 yıl önce
Özlenen tablo,Esad ne olursa olsun büyük şeytan abd kadar zalim olmaz yada siyonist İsrail yada ingilizler yada bütün emperyalistler kadar,evet madem herkes ile normalleşme niye surye ile degil,Allah İslam ülkelerinin arasında fitne koyanlara fırsat vermesin.

REKLAM

İLGİLİ BAŞLIKLAR

REKLAM