Hem Cumhurbaşkanlığı hem de parlamento seçiminde birlikte
hareket etmek için Cumhurbaşkanı bize Cumhur İttifakı’na katılmamız ve destek
vermemiz doğrultusunda bir talepte bulundu. Biz Cumhurbaşkanı’na
Cumhurbaşkanlığı seçiminde destek vereceğimizi açıkladık. Parlamento
seçimleriyle ilgili görüşmemizde birlikte hareket etme konusunda prensipte evet
dedik. Ama bunun nasıl olacağını ve ne şekilde olacağını partiden
yetkilendirdiğimiz arkadaşlarımızın yaptıkları çalışmalar sonucunda
şekilleneceğini söyledik. Bu konuyla ilgili görüşmelerimiz devam ediyor.
Biz elbette parlamentoda güçlü bir şekilde temsil edilmek
istiyoruz. Aynı zamanda eğer biz Cumhur İttifakı’nın içerisinde yer alacaksak
Cumhur İttifakı’nın parlamentoda çoğunluğu sağlaması için en iyi formülün
arayışındayız. O yüzden nereden ve kaç kişinin milletvekili adayı olacağı ile
ilgili bir netlik yok. Milletvekilliği konusunda tabii ki bizim bir talebimiz
oldu. Parlamento seçimlerine birlikte katılacaksak mutlaka bizim de
parlamentoda temsil edilmemiz gerekir.
Hem AK Parti hem de Milliyetçi Hareket Partisi tarafından bu
konuyla ilgili birçok açıklama yapıldı. Cumhur İttifakı’nda bulunan partilerin
hiçbiri diğer partilere iltihak etmiş değil. Hatta 2018 seçimlerinde AK Parti
listelerinden seçime katılan Büyük Birlik Partisi bile kendi programı, duruşu
ve siyasi görüşü ayrı olan bir partidir. Biz de henüz bu görüşmelere başlamadan
önce de bir ittifak içerisinde yer alabileceğimizi ama kendi programımız,
rengimiz ve kimliğimizle bir ittifak içerisinde yer alma imkanı varsa bunu
değerlendirebileceğimizi söyledik.
Israrla bu konu üzerinde sorular soruluyor. Bir şeyler
kaşınmak istiyor. Sanki ittifak yapan partilerin programları ya da memleketin
tüm meseleleriyle ilgili düşünceleri tam bir uyum içerisinde olmak zorundaymış
gibi cümleler kuruluyor. Böyle bir zorunluluk yok. Eğer HÜDA-PAR Cumhur
İttifakı’na katılıp yoluna orada devam edecekse, HÜDA-PAR ne AK Parti’ye ne de
Cumhur İttifakı’nın bileşenleri olan diğer partilere iltihak etmeyecek.
HÜDA-PAR kendi kimliğiyle kalacak. Elbette diğer partilerin de öyle.
Farklı programlara sahip AK Parti ve MHP’nin de bazı
konularda dünya görüşleri farklı. Elbette birbiriyle örtüşen noktalara da
sahipler. Ama bu ittifak geçen seçimden bu yana sorunsuz yürüyor. Herhangi bir
meselede bir koalisyon gibi bütün partilerin ortak imzasıyla bir politika
yürütülecek derseniz o zaman sıkıntı çıkar. Bu ittifakın içerisinde yer aldığı
için MHP kendi kimliğinden vazgeçti mi, geçmedi. Eğer olacaksa biz de kendi
kimliğimizle bu ittifakın içerisinde yer alacağız.
Anlaştığımız noktalarda daha büyük hedefler varken,
dışarıdan bu kadar saldırı varken ya da memleket bu kadar zor bir süreçten
geçerken bunlara takılıp bir fitne çıkartmaya çalışanlar kendi umduklarını
bulamayacaklar, hevesleri kursaklarında kalacak.
Tam özgürlükçülük diye bir şey hiçbir düşünce sisteminde
yoktur. Hiç kimsenin toplumun haklarını çiğnemeye, toplumun huzurunu ve
düzenini bozmaya bir hürriyeti olamaz. Başkasının özgürlüğünün başladığı yerde
sizin özgürlüğünüz biter. Örneğin sapıklık özgürlüğü yoktur. Bizim inancımızda
böyle bir özgürlük yoktur. Onlar gayri fıtri hareketlerdir. Siz o hareketleri
yayma ve propagandasını yapma özgürlüğüne sahip olamazsınız. Bizim düşündüğümüz
düzende ve idare tarzında böyle bir özgürlüğü biz tanımıyoruz.
Kadınlar ile erkekler eğer kadınların biyolojik ve fiziki
özelliklerine uygunsa çalışması mümkündür. Mesela maden işçiliği gibi ağır bir
alanda kadınları çalıştırabilir misiniz? Kadın fıtratı itibarıyla narin ve
naziktir. Fiziki güç isteyen işlerde kadınları çalıştırmak zulümdür.
Kadın eğer çalışmak istiyorsa çalışmalıdır. Zorunda olduğu
için çalışmamalıdır. Hiçbir kadın çalışmak zorunda kalmamalıdır. Eğer istiyorsa
önüne hiçbir engel koyulmamalıdır. Kadının fıtratına uygun olmayan, gücünü aşan
işlerde çalışmamalıdır.
Çocuklar için de aynısı geçerlidir. Çocuklar
çalıştırılmamalıdır. Eğer bir kadın ya da çocuk ihtiyaç nedeniyle çalışmak
zorundaysa devlet ve yönetim o çocuk ve kadının bütün ihtiyaçlarını
karşılamalıdır.
Annelik çok kutsal bir iştir. Sadece bir alanda değil. Pek
çok mesleğin aynı anda icra edilmesidir annelik. Çocuk yetiştirmek toplumun
geleceği açısından çok ulvi bir görevdir. Çok özveri isteyen iştir. Bu işin
hafta sonu izni veya çalışma saatleri yoktur. Bu yüzden biz, 25 yıl evli kalan
kadın özellikle de anneyse primleri devlet tarafından karşılanmak üzere
emeklilik hakkı tanınmalıdır.
Cumhurbaşkanı olabilseydim anayasayı değiştirirdim. Tamamen
sivil bir anayasa yapardım. Anayasayı tek başıma cumhurbaşkanı olarak
değiştirmezdim. Anayasayı değiştirmek için bütün siyasi tarafları bir masa
etrafında toplar bu toplumun gerçekten kendi anayasasını yapmasını sağlardım.
1982 Anayasası, 12 Eylül 1980’de yönetime el koyan askeri
bir cunta tarafından hazırlanan bir anayasadır. 20 kere değişime uğramış ama
halen devam ediyor. Eğitim sistemiyle ilgili ciddi değişiklikler yapmak
gerekiyor. Eğitimde bir sistem yok. Hükümetlere göre değil bakanlara göre
değişiyor. Sürekli bir yaz boz tahtası.
Adalet sistemine çok ciddi bir dokunuş gerekiyor. Tam
bağımsız bir yargının oluşması için müdahalelerde bulunmak gerekiyor. Herhangi
bir kişi veya partinin tek başına sadece kendi düşünceleri doğrultusunda
toplumu ikna etmeden ya da toplumun farklı kesimleriyle bir konsensüs
oluşturmadan bu değişiklikleri yapması mümkün değil.
Birileri ben hükümet olursam sihirli değnekle dokunur gibi
her şeyi bir anda değiştirebilirim, hayır. Hiç kimse tek başına bütün toplumun
temsilcisi olamaz. Cumhurbaşkanı bir kral değildir, olmamalıdır.
Biz 2018 Genel Seçimleri’nde de Cumhurbaşkanını
destekleyeceğimizi söyledik ve destekledik. Fakat parlamento seçimlerinde biz
kendi adaylarımızla seçimlere katıldık. 2018’de bu kadar yaygara çıkmadı çünkü
o zaman 6 farklı cumhurbaşkanı adayı vardı. Seçimlerin birinci turda bitme
ihtimali yüksekti. İkinci tura kalsaydı belki o zaman yaygara çıkacaktı.
Muhalefet kesimi seçimlerin ikinci tura kalacağını bekliyordu. Mevcut dengeyi
bizim değiştirebilme potansiyelini bizden beklemiyorlardı.
Şu anda ise muhalefet kendisini cumhurbaşkanı seçimini
kazanmaya yakın görüyor. Ama aslında dengeli bir durum var. On bin oyun çok
şeyi değiştirebileceğini muhalefet de görüyor. HÜDA-PAR’ın oylarının arttığını
onlarda yaptırdıkları kamuoyu araştırmalarıyla görüyorlar. Her ne kadar bazı
şirketler bize karşı bir karartma uygulasalar da. Bu dengeler bozulduğu için
birilerinin dengesi bozuldu. Denge bozulduğu için birilerinin kimyası bozuldu.
Hem Millet İttifakı’ndaki partiler hem de herhangi bir
ittifak içerisinde olmayan pek çok partiyle görüştük. Fakat Millet İttifakı’na
katılım yönünde resmi bir davet gelmedi. 6’lı Masa’nın haricindeki birçok
partiden resmi davet geldi. Ama onlar çok uygulanabilir ve gerçekçi davetler
olmadığı için onları çok düşünmedik.