İçinde bulunduğumuz Fatimiyye günleri sebebiyle öncelikle
siz değerli okuyuculara tesliyet arz ediyoruz. Dünyanın ilahi bir bakış
açısıyla ruh sağlığını anlamlandırmaya ihtiyacı olduğu böylesi bir dönemde, Hz.
Fatıma (s.a)'nın rehberliğinde bir psikolojik değerlendirmeyi ilginize
sunuyoruz.
Klinik Psikolog Masoud Janbozorgi:
Hz. Fatıma (a.s) hasta yatağında yatarken Medineli kadınlar
ziyaretine gelip ona nasıl olduğunu sordular. Ve Hz. Fatıma eşsiz hutbesini
orada verdi. Bu hutbenin içinde birçok ruhsal ve toplumsal sistemimizin
nasıllığını fark edeceğimiz kısımlar bulunmakta.
Öncelikle şunu ifade etmeliyiz.
Ruhsal yapımızın temelini "tevhid/teklik"
oluşturur. Tevhid sistemimiz, tevhidi bakışımız zarar gördüğünde, sistemimiz
hastalanıyor demektir. Bu sistem zarar görmeye ve dünyaya, kendimize tevhidi
(tek) değil çoğulcu gözle bakmaya başladığımızda yavaş yavaş sistemimiz
hastalanmaya başlıyor.
Bu hastalık varsayımlarımıza, dünyayı anlamlandırma
şeklimize ve nihayetinde davranışlarımıza kadar sirayet ediyor. Örnek verecek
olursak: Havaya bakıyoruz ve "kara bulutlar gelmeye başlıyor, demek ki
yağmur yağacak" diye düşünüyoruz ve bu düşüncemizin etkisiyle kendimi
yağmurdan koruyacak bir yer arayışına giriyoruz. Ancak zihin dünyamız zarar
gördüğünde bu varsayımı yapmakta ve bu varsayımın devamında gerçekleşen
davranışı yerine getirmek de artık zorlanıyoruz.
Nasıl ki bedenimiz hasta olduğunda bir hekime ihtiyaç
duyuyorsak, böylesi zamanlarda ruhsal dünyamızın da bir cerraha ihtiyacı olur.
Hz. Fatıma (s.a) Peygamber'den (s.a.a) sonra toplumun cerrahı olma görevini
üstlendi. Hutbe ve söylemleriyle toplumun ve bireylerin hasta olan
kısımlarının farkındalığını oluşturmak için çaba sarf etti. Ama bazen ruh
dünyamızın hastalıkları öyle bir noktaya gelir ki artık kişiler hastalıklarına
alışır ve hasta olduklarını fark etmezler.
Hz. Fatıma (s.a) hasta yatağında yatarken Medine'nin
kadınları geliyor ve Peygamber'in gözünün nurunun halini soruyorlar. Fatıma
(s.a) şöyle başlıyor:
"Allah'a ant olsun ki, dünyanızı sevmediğim ve
erkeklerinize darıldığım halde sabahladım."
Hz. Fatıma (s.a) hutbesine devam ediyor. Ben bugün bu
hutbenin özellikle ruhsal/toplumsal sistemimize dair derin anlamlar içeren şu
kısmını almak istiyorum:
لَیْتَ شِعْرِى؟ اِلى اَىِّ سِناد
استَنَدُوا؟ وَ عَلَى اَىِّ عِماد اعتَمَدُوا؟ وَ بِاَیَّةِ عُرْوَة تَمَسَّکُوا؟
وَ عَلى اَیَّةِ ذُرّیَّة اَقْدِمُوا وَ احتَنَکُوا؟
"Ah bir bilsem bunların hangi dayanağa dayandıklarını
da isnat ettiklerini ve hangi vesileye sarıldıklarını! Evlatlarımın aleyhine
kimlerin teşebbüste bulunduğunu, galip geldiğini ve onları yok ettiğini bir
bilsem! Ne de kötü dost ve yaver! “Zalimler için ne de kötü bir değiştirmedir
bu.”
Bu cümlede 5 kelime öne çıkıyor:
1- استَنَدُ /
(citation-referans)
Hz. Fatıma kadınlara şunu soruyor: Hangi dayanağa dayanarak
bu işi yaptınız? Bu yaptığınız işin referansı, temeli nereden geliyor hiç
düşündünüz mü? Davranışlarınızın kaynaklığını ne oluşturuyor?
Yani kendimize şöyle sorabiliriz, davranışımızın ve
inancımızın kaynağı, nereden, kimden, hangi ideolojiden geliyor? O kaynağın ne
olduğunu düşünün. Hz. Fatıma, Medine’nin kadınlarına kurumaya yüz tutmuş,
yanlış kaynaklardan referans aldıklarını anlatmaya çalışıyor. "Resul'ün
her ortamda dile getirdiği Allah'ın seçtiği masum kaynağı bırakıp hangi
kaynakların peşine düşüyorsunuz?" diye soruyor.
Kaynağınız ilahi mi? Düşünce ve davranışlarımıza kaynaklık
oluşturan bu referansları biz insanlar bazen diğer insanlardan bazen ise kendi
kötü tecrübelerimizden alıyoruz. Kötü tecrübelerimizi sürekli referans kaynağı
olarak kullanıp davranışlarımız üzerinde etki bırakıyoruz.
Bu sebepten dolayı Hz. Fatıma sürekli asıl kaynağı gösteren
sorular soruyordu, o asıl kaynaktan referanslar getiriyordu. Şöyle diyordu:
" Resullah henüz yeni aranızdan ayrıldı, ne buyurduğunu unuttunuz mu?
Aklımıza gelmiyor mu Resul'ün sünneti? Referansınız ne? İlahi olan mı yoksa
kendi nefsiniz mi?"
2- اعتَمَدُ / (trust-güven)
Sonra ikinci kısma geliyor. Aldığınız bu kaynaklıktan,
referanstan sonra sırtınızı kime dayadınız? Kime dayanıyor, kime güveniyor,
sırtınızı neye yaslıyorsunuz? Bu yaslandığınız bina ne kadar sağlam, bir küçük
deprem ile yıkılan bir bina mı, bir rüzgarla darmaduman olan bir yapı mı Güven
duyduğunuz şey/kişi nedir/kimdir?
Yani kendimize şöyle sorabiliriz, kaynağım ilahi olandan
uzaklaştıkça güvenip dayandığım şeyler ne oluyor? Para, kendimiz. Bunlara
güvendikçe de dayandığımız sütunlar birer birer yıkılıyor.
3-تَمَسَّکُ / (stick-
Birleşme)
Ve 3. Aşama. Referans aldığınız, sırtınızı dayadığınız
şey/kişi her kim ise bu belirlediğiniz referans ve sırtınızı dayadığınız
binaların size verdiği bilgiler, ilimler nedir? Bunu unutmayın referansınız ne
ise ve güven duyup yaslandığınız bina her ne ise elde ettiğiniz bilgiler, zihin
dünyanızın inandıkları o kaynaktan gelecektir. Varsayımlarımı ve temel olarak
dünyaya baktığım penceremi oluşturduğum bilgiler 1. Ve 2. Aşamadan geliyor. Ve
ben bu bilgilerle birleşiyorum, içime alıyorum, öyle düşünüyorum.
4- تقدم / (priority -
öncelik)
Zihin dünyanızın kaynaklığını aldığınız, güvenip bilgileri
elde ettiğiniz her ne ise artık hayatınızın öncelik sıralaması da ona göre
belirlenecek. Her neyi kaynak almışsanız sizin hayatınızın seyrini, gündelik
hayatınızdaki önceliklerini de bu kaynak belirleyecek.
İlahi kaynaklık ve ilahi güven kaynaklarından uzaklaştıkça
artık önceliklerim birbirine giriyor. Artık bütün günümü televizyon karşısında,
internette geçirebiliyor asıl önemli işlerimi arka plana atabiliyorum.
Güvendiğim, dayandığım kaynak benim davranışlarımı, gün içerisindeki sürekli
uğraştığım şeyleri belirliyor.
5- تسلیم / Teslim (give up-
teslimiyet)
Artık aldığınız referans ve dayandığınız güven her ne ise
öncelikleriniz ona göre oluşuyor ve davranışlarınız bu seyirde ilerliyor. Artık
bir alışkanlık şeklinde her gün tekrar ediyorum. İlahi olmayan kaynaklara
yaslanarak artık onlara teslim oluyorum, bakışımı, varsayımlarımı ve
nihayetinde davranışlarımı etkisi altına alıyor. Saatlerim o kaynağın belirlediği
önceliklerle geçiyor ve ben artık irademi, özgürlüğümü kaybediyorum.
Sonrasında günümüzde yaşadığımız vesveseler.. Bunu
bilmeliyiz ki ruhsal ve toplumsal sağlığımızın temelini bu bahsini ettiğimiz
kısımlar oluşturuyor:
1- استَنَدُ / istened
(citation-referans) :
Neyi kaynak aldığımız?
2- اعتَمَدُ /itimad
(trust-güven):
Neye ve kime dayandığımız?
3-تَمَسَّکُ / Temessuk
(stick- Yapışma):
Dayanılan kaynaktan gelen ve zihin dünyanı oluşturan
bilgilerimiz
4- تقدم /Tegeddum (priority -
öncelik):
Bu kaynaklık ve bilgilerin sonucunda hayatındaki öncelik
seçimlerimiz ve davranışlarımız
5- تسلیم / Teslim (give up-
teslimiyet):
Ve son aşama, dayandığın kaynaktan elde ettiğin bilgilerle
hayatımızı şekillendirdiğimiz, davranışlarımı yönlendirdiğimiz ve teslim
olduğumuz aşama.
*Hz. Fatıma (s.a)'nın hutbesinin tamamına ulaşmak için:
https://tr.abna24.com/story/928270