Arap Dünyasının
önde gelen gazeteci ve analistlerinden ve Rey el-Yevm Gazetesi Başeditörü Abdel
Bari Atvan, Rey el-Yevm Gazetesinde yer alan makalesinde, Hizbullah'ın
işgalcilere yönelik ezici saldırılarına değinerek şunları söyledi: ‘Hizbullah,
İsrail'in Hayfa ve Tel Aviv bölgelerine balistik füzeler ateşleyerek acı ve
cezalandırıcı bir aşamaya geçeceğini duyurdu. Peki gelecekteki senaryoları
neler? Netanyahu Beyrut'a ve havaalanına yönelik saldırıyı neden durdurdu?
Hizbullah Genel
Sekreteri Yardımcısı Şeyh Naim Kasım’ın Salı akşamı yaptığı otuz beş dakikalık
konuşması güzel haberlerle doluydu ancak bu konuşmada dikkatimizi çeken bir
cümle şuydu: ‘Hizbullah, düşmana acı darbeler vuracak, bu vahşi canavarın
dizginlerini eline alacak ve onu yuvasına geri döndürecek yeni bir aşamaya
girdi.’
Şeyh Naim Kasım, zaferle
dolu gelecekten değil, günümüzden bahsediyor. Bahsettiği sancılı süreç, bu
konuşmasından birkaç gün önce, işgalcilere yönelik hesaplı ve deprem etkisi yaratan
saldırılarla ve bu rejimin 4 askerinin ölmesi, 67 askerinin de yaralanmasıyla
başladı. Elbette bu İsraillilerin yanıltıcı istatistikleridir ve gerçek sayı
kesinlikle bu sayının en az beş katıdır.
Yeni acı verici
aşamadaki bariz dönüşüm iki temel konuyu içeriyor; Birincisi, İsrail'in ABD
askeri cephaneliğindeki yeni radar ve savunma sisteminin bile tespit edemediği,
son derece gelişmiş ve alçak irtifada uçan ve çok yıkıcı bir savaş başlığına
sahip “Morsad-1” insansız hava araçlarının fırlatılması, ikincisi ise ilk adım
olarak Hayfa, Yafa ve Tel Aviv'deki hedeflere saldırmak için balistik füzelerin
kullanılmasıdır.
Bu füzeler
hedeflerine ulaştı ve hatta Ben Gurion Havalimanı'nın yakınını vurdu ve onu
birkaç saatliğine kapattı ve bu, Filistin direnişinin 2021'de Tel Aviv'e ve
işgal altındaki Kudüs'e düzenlediği “Kudüs Kılıcı” operasyonundan sonra ilk kez
oluyordu.
Tel Aviv ve
Hayfa'yı hedef alan ve bu şehri, sirenlerin bir an bile durmadığı Kiryat
Şemona'ya benzeten bu füzeler ve insansız hava araçları, işte bu acı aşamadır. Bu
durum İsraillilerin yüzde 50'sinin son anketlerde kendilerini güvende
hissetmediklerini söylemelerine neden oldu. İsrailli analistler yazılarında
Siyonist rejimin çöküş aşamasına hızla girdiğini ama Netanyahu'nun hâlâ Gazze
direnişinde olduğu gibi Hizbullah'ın zayıflamasından ve yakın zamanda yıkılacağından
bahsettiğini vurguluyor.
Katyuşa ve Cornet
tanksavar füzelerinin yerine İHA saldırıları ve balistik füze saldırıları
sancılı bir sürecin başlangıcıdır. Peki Güney Lübnan'dan, Irak'tan, Suriye'den
ve Yemen'den binlerce hipersonik balistik füze fırlatılırsa durum nasıl olacak?
Hizbullah'ın yeni liderliğinin yaptığı bu stratejik değişiklikler,
Netanyahu'nun aralıksız devam eden saldırıların, Hizbullah'ın bazı askeri
komutanlarına yönelik suikastların ve şehit Seyyid Hasan Nasrallah'ın şehadetinin
Hizbullah'ı zayıflattığı iddialarına sahadaki bir yanıtıdır.
İki milyon
yerleşimcinin günün her saati barınaklarda olması, sirenlerin bir çalıp bir susması,
okulların ve üniversitelerin kapanmış olması ve çoğu havayolunun güvenli
olmadığı için Tel Aviv havaalanına uçmaması ve İsrail'in ekonomik kredi notunun
bu seviyeye gerilemesi, yüzbinlerce yerleşimcinin işgal altındaki Filistin'den
kaçmasına neden olan işte o acı verici aşamadır. Bu yerleşimciler, yalnızca
kuzeydeki ve Gazze çevresindeki yerleşimlerden değil, işgal altındaki
Filistin'in tamamından güvenlik arayışıyla Avrupa, Amerika, Kanada ve
Avustralya'ya kaçıyorlar.
İsrail rejiminin
Lübnan'a yönelik saldırılarının azaltılması ve Beyrut havaalanının faaliyetlerinin
devam etmesi, Netanyahu'nun kendi onayı olmadıkça Lübnan'ın başkentine bomba
atılmaması yönündeki talimatı, bu rejimin ikinci büyük limanı olan Aşdod'da şehadet
operasyonu, Bir Sebe ve el-Hazira şehirlerinde meydana gelen iki operasyonda
bir subay ve dört askerin ölümü, acı verici değilse söyleyin nedir? Füze ve İHA
saldırılarının mesajı çok hızlı bir şekilde Hayfa, Tel Aviv ve Tiberya'ya
ulaştı ve önümüzdeki günler tüm cepheler için her yönüyle mutluluk ve neşe verici
sürprizlerle dolu.'