Lübnan Hizbullah Hareketinin Gücünün İki Temel Direği

GİRİŞ: 26.10.2024 16:40      GÜNCELLEME: 26.10.2024 16:40
Rasthaber -  İmad Muğniye’nin 12 Şubat 2008’de şehit edilmesinden önce onu, kişiliğini, zekasını ve operasyonel yeteneklerini çok az kişi biliyordu. Hizbullah'ın harekât dehası Mustafa Bedreddin'in 13 Mayıs 2016’da şehit edilişine kadar onu ve özel yeteneklerini çok az kişi biliyordu. Hizbullah'ın özel birimler komutanı Fuad Şükür’ün 30 Temmuz 2024’de şehit olmasına kadar çok az kişi Hizbullah'ın böyle bir komutanı olduğunu biliyordu. İbrahim Akil’in 20 Eylül 2024’de ve Ali Karki’nin 27 Eylül 2024’de şehit edilmesinden önce, Hizbullah'ta bu tür yıldızların var olduğunu yalnızca birkaç kişi biliyordu. Hüccetü’l İslam Şeyh Nebil Kavuk’un 29 Eylül 2024’de şehit edilmesinden ve Ayetullah Seyyid Haşim Safiyuddin’in şehadetinden önce, bu kişilerin kişisel özelliklerinin ve kapasitelerinin çok az kişi farkındaydı.

Şehit Süleymani'nin “Planlama Dehası” olarak nitelendirdiği İmad Muğniye'nin Şam'da şehit edilmesi sırasında birçok dostumuzun üzüntüyle, birçok düşmanımızın ise sevinçle “Hizbullah'ın ve Seyyid Hasan Nasrallah'ın beli kırıldı” dediğini hatırlıyoruz.

Tabii ki İmad Muğniye’nin şehadeti basit bir olay değildi. O dönemde içeriden bazı kişiler Hizbullah'a, Kudüs Gücü'ne ve Hacı Kasım'a, 1982’den beri Amerika’da, İngiltere’de, Fransa’da, İsrail rejiminde ve bölgedeki bazı Arap ve Arap olmayan hükümetlerde terörist olarak görülen ve 23 yıldır kimliği belirlenemeyen bu kadar önemli bir kişiyi neden koruyamadıklarına dair ağızlarını açtılar ya da Hizbullah'ın böyle bir dehayı uzun süre nasıl koruyabildiğini sordular ve bu sorular,  Hizbullah'ın operasyon şefi dediği Mustafa Bedreddin’in şehadetinden Fuad Şükür’ün şehadetine kadar tekrarlandı ve yine bazı kişiler, son dönemde Suriye ve Lübnan'da yaşanan Hacı Ali Zahidi’nin şehadeti gibi ciddi olaylara dikkat çekerek, Lübnan direnişi böyle bir darbeyle karşı karşıya kalırken Hizbullah, İran vb. ne yapıyor? diye sordular.

Daha sonra Direnişin efsanesi Seyyid Hasan Nasrallah’ın şehadet haberi geldi. Şimdi Ayetullah Seyyid Haşim Safiuddin'in şehadeti ve yarın yine başka kişilerin şehadetiyle bu sorular tekrarlanacak.

Hizbullah, Hamas, İslami Cihad, Ensarullah, Haşdi Şabi vb. söz konusu olduğunda, “Abbas bin Ali’lerin” şehadeti şaşırılacak şey değildir.

Tarihi ve dönemi şaşırtan şey, Abbas bin Ali’lerin ruhlarının yüceliği ve mucizevâri şahsiyetleridir. Bu mucizevari ruhlar olduğu sürece her zaman Abbas bin Ali olma çabaları da sürecektir. İmad Muğniye tüm büyüklüğüyle şehit oldu, ancak Suriye savaşı ve İmad'ın yokluğu ve aynı zamanda Hizbullah'ın zaferi, Hizbullah'ın İmad Muğniye'den çok daha büyük ve güçlü olduğunu kanıtladı. Yine aynı şekilde,  Hizbullah'ın çok sevilen Genel Sekreteri Seyyid Abbas Musevi şehit edilince ve onun yokluğunda Güney Lübnan, terör ordusu İsrail’in kontrolünden kurtarıldı ve Hizbullah'ın Seyyid Abbas'tan çok daha büyük ve güçlü olduğu ortaya çıktı.

Fuad Şükür, İbrahim Akil ve Ali Karki ve diğer birçok komutan ile birlikte liderlik kadrosundan üç kişinin ve Hizbullah Genel Sekreteri’nin ağır bir savaş sırasında iki ay içinde şehit edilmesine rağmen, hâlâ Hizbullah'ın komuta ve ateş gücünün üstünlüğünden bahsediliyor ve bu da Hizbullah’ın liderlerinden ve komutanlarından çok daha büyük olduğu anlamına gelmektedir! Mucizelerin esas noktası budur, liderlerin, komutanların şehadetleri değil.

Peki neden böyle? Bunun nedeni...

yazının devamı için linki tıklayınız

https://rasthaber.com/tr/haber/yazar-haberleri/lubnan-hizbullah-hareketinin-gucunun-iki-temel-diregi-139445

YORUMLAR

REKLAM

İLGİLİ BAŞLIKLAR

REKLAM