Halep'in Düşmesi; Tahrir el-Şam Suriye Sahasında Neyin Peşinde?

GİRİŞ: 30.11.2024 20:03      GÜNCELLEME: 30.11.2024 20:03
Rasthaber -  Hizbullah ve Siyonist rejim arasında ateşkesten yalnızca birkaç saat sonra, Suriye’deki teröristler, eski El-Nusra Cephesi olarak bilinen Tahrir el-Şam'ın liderliğinde, "Feth el-Mubin" adlı ittifakla İdlib'den Halep iline doğru ilerlemeye başladılar. Bu grubun Halep'in kuzey ve kuzeybatısına doğru hızla ilerlemesi, Lübnan'daki mevcut savaş nedeniyle Hizbullah güçlerinin Güney İdlib'deki operasyonel odaklarının zayıflamış olmasından kaynaklanıyor. Ayrıca Rusya ordusunun, Ukrayna savaşı nedeniyle Hmeymim üssünden çok sayıda askeri malzeme tahliye etmesi ya da İdlib-Halep civarındaki bazı askeri alanlardan geri çekilmesi, batı dünyasının dikkatinden kaçmadı.

Öte yandan, Lübnan'daki mevcut gelişmeler, İsrail'in, Şam üzerinde direniş ekseninden ayrılmaya ve Hizbullah'a silah sevkiyatını kesmeye yönelik baskıyı artırma amacıyla, İdlib'e saldırmak için Türkiye ve Suriyeli muhaliflere yeşil ışık yakmasını sağladı. Bu süreçte en büyük soru ise, terörist grupların ve Suriyeli muhaliflerin, bölgedeki mevcut durumu kendi lehlerine kullanarak iç savaşın alevlerini yeniden yakmaya mı çalışacakları, yoksa yabancı güçlerin yalnızca Şam'dan taviz almak için Suriyeli muhalifleri mi kullanacağı?

Halep'te Neler Oluyor?

Halk arasında "Halep", Suriye ordusunun silahlı muhaliflere karşı zaferinin simgesi olarak kabul edilmektedir. 2 milyon nüfusa sahip bu ekonomik merkez, sanayi komplekslerine ev sahipliği yapmanın yanı sıra, Arap Doğusu’nu Akdeniz’e bağlayan stratejik bir ulaşım noktasına sahiptir. Silahlı muhaliflerin T-5 yolu üzerindeki müdahalesi, bazı bölgesel aktörlerin Halep-Şam arasındaki bağlantıyı kesme planlarını göstermektedir. Şu anda silahlı muhalifler, Halep’te 20 mahalleyi ve Nebel Zehra gibi bölgeleri ele geçirdiklerini ve vali konağı, merkezi karakol ve Abu Zuhur askeri havaalanı gibi yerleri işgal ettiklerini iddia ediyorlar. El-Mayadin kanalına göre, teröristlerin işgal ettiği alan, Halep ilinin yüzde 60’ına tekabül ediyor.

Bu arada, Suriye ordusu, hava kuvvetlerinin desteğiyle, tekfirci düşmanlarına karşı önemli karşı saldırılar düzenleyerek bazı işgal altındaki bölgeleri geri almayı başardı. Suriye ordusu tarafından yayınlanan bilgilere göre, şu ana kadar 500'ün üzerinde terörist öldürülmüş ve çok sayıda terörist esir alınmıştır.

Tahrir el-Şam’ın Halep ilinin merkezine doğru ilerlemesi devam etmekle birlikte, bu sürecin yavaşladığı ve son iki gündeki gibi daha fazla ilerleme kaydedemedikleri gözlemleniyor. Ancak, takfirlere gerekli destek ve silahların bu bölgeye girmesi durumunda, teröristlerin ilerleyişinin devam etmesi bekleniyor. Burada kilit nokta, silahlı muhaliflerin, İsrail’in askeri ve istihbarati desteği olmadan işgal ettikleri bölgeleri tutup tutamayacaklarıdır. 2018’deki mağlubiyetlerinden sonra, silahlı gruplar giderek marjinalleşti ve İdlib gibi yerlerde sürgün durumu yaşadılar. Ancak bugün, geniş bir silahlı muhalif yelpazesi, İsrail ile Siyonist rejim arasındaki çatışmayı fırsat bilerek, Suriye'deki kaybettikleri savaşı bir zafere dönüştürmeye karar vermiştir!

Bölgesel Aktörlerin Siyonist Rejimle Uyumu

Bölgesel bazı aktörler, Suriyeli muhaliflere finansal ve askeri destek sağlayarak, Halep olaylarının başlıca suçluları arasında yer almaktadır. Suriye'nin bazı komşuları, mevcut durumda bu savaşı yönetmek için hatta bir operasyon odası kurmuşlardır. Siyasi gözlemcilere göre, Türkiye, sınırlarını açarak Özbek ve Türkistanlı unsurların savaş alanına girmesine imkan sağlamış ve böylece Suriye'deki savaşın yeniden alevlenmesine yol açmıştır. Silahlı muhalifler ve onların müttefiki teröristler, bu savaşın ilk hedefini Halep, Hama, İdlib gibi bölgeleri ele geçirmek olarak belirlemişlerse de, bu silahlı saldırının asıl amacının, direniş eksenini Suriye topraklarından çıkarıp, direniş ekseniyle Hizbullah arasındaki bağlantıyı kesmek olduğu görülmektedir.

Sonuç

Siyonist rejim, sadece direniş eksenine karşı "caydırıcılığı" yeniden tesis etmeyi amaçlamıyor; aynı zamanda Arap Doğusu'ndaki güç dengesini değiştirmeyi ve Batı Asya bölgesindeki güvenlik düzenini yeniden tanımlamayı hedefliyor. Temelde Gazze, Lübnan, Suriye, Irak, Yemen, Kuzey Hint Okyanusu ve hatta Doğu Akdeniz'deki mevcut gelişmeleri, İsrail'in bölgesel düzeni değiştirme planlarından bağımsız bir şekilde analiz etmek mümkün değildir./mehr

YORUMLAR

REKLAM

İLGİLİ BAŞLIKLAR

REKLAM