“Suriye kurtarıldı”;
Bu, 8 Aralık 2024'te silahlı muhaliflerin Şam'a saldırısının ardından Beşşar Esad
hükümetinin devrilmesinden kısa bir süre sonra “Suriye Acil Durum Görev Gücü”
(SETF) adlı grubun kullanıcı hesabının sosyal medya platformu X’te yayınladığı
mesajdır.
Bu mesaja yanıt
olarak X'teki bir kullanıcı, Tahrir-i Şam örgütü lideri Ahmed el Şara’nın El Kaide
ve IŞİD gibi terör örgütleriyle olan bağlantılarına değinerek şunu yazdı: “Beklediğim
özgürlük işte bu.”
Suriye Acil Durum
Görev Gücü (SETF) uzun süredir Suriye'deki yıkıcı projeyi sürdürmeye
çalışıyordu. Bu grup, internet sitesinde yayınlanan bilgilere göre, 2011
yılında Suriye'deki isyanların başlamasından kısa bir süre sonra kuruldu.
Bu internet sitesinde yayınlanan bilgilere göre bu grubun merkezi Washington DC'de bulunmaktadır. Bu internet sitesinde ayrıca SETF'in tanıtımında şöyle denilmektedir: ‘Ekibimiz özgür, güvenli ve demokratik bir Suriye için birlikte çalışan dünyanın dört bir yanındaki istekli aktivistlerden oluşuyor.’
Eldeki bilgiler, bu
grubun “ABD Uluslararası Kalkınma Ajansı’nın” (USAID) mali desteği altında
olduğunu gösteriyor. Bu örgüt, Amerika’nın dış politikasının hedeflerini
ilerletmek için ABD Merkezi İstihbarat Teşkilatı'nın (CIA) vekil gruplarından
biridir.
ABD Uluslararası
Kalkınma Ajansı (USAID), 1962 yılında ABD Başkanı John F. Kennedy'nin emriyle
kuruldu. Başlangıçta bu kurumun kuruluş amacının Sovyetler Birliği komünizminin
dünyadaki etkisiyle mücadele etmek olduğu açıklandı. Ancak son yıllardaki
faaliyetleri ve bu örgütün diğer ülkelerdeki özel kuruluşlarla ikili ve çok
taraflı işbirliğinin şekli, böyle bir kurumun kurulmasındaki amacının komünizmin
dünyadaki etkisine karşı koymaktan daha fazlası olduğunu gösterdi.
1990'ların başında
Sovyetler Birliği'nin çöküşüyle birlikte bu örgütün yaklaşımı da değişti ve bu
örgüt asıl hedefinin Amerika'nın hedeflerini ilerletmek ve aynı zamanda,
yoksulluğu ortadan kaldırma iddiasıyla gelişmekte olan ülkelerde yaşam
standardını yükseltmek ve demokratik toplumları güçlendirilmek olduğunu açıklandı.
Bu kuruluş
faaliyetlerinin devamında 2009 yılında ABD Dışişleri ve Savunma Bakanlıklarının
ortağı olarak tanıtılmış ve 2017 yılında ABD hükümeti bu kurumun yapısını
değiştirmeye ve USAID'i bu ülkenin Dışişleri Bakanlığı'na dâhil etmeye
çalışmıştır. USAID'in genel merkezi Washington D.C.'dedir ve dünya çapında
100'den fazla ofisi bulunmaktadır.
Aslında USAID,
gelişmekte olan ülkelerin ekonomik kalkınmasına yardımcı olacak faaliyetler
yoluyla ekonomik etki yaratmayı ve bu ülkelerin ekonomisini Amerikan
ekonomisine bağımlı hale getirmeyi amaçlamaktadır. ABD Uluslararası Kalkınma
Ajansı bunu hedef ülkelerin özel ekonomik kuruluşlarını ve şahsiyetlerini etkileyerek
ekonomik alanda start-up'lar, STK'lar kurarak ve uzun vadeli ekonomik yardımlar
sağlayarak onları bağımlı hale getirerek yapıyor.
Bu örgütün bir diğer
amacı da ülkelerin siyasi ve sosyal yapılarını değiştirmektir. Öyle ki bu
faaliyetler bazen hükümetlerin devrilmesine ve Amerika'ya bağlı hükümetlerin
kurulmasına da yol açmıştır. USAID, “insan hakları”, “demokrasi”, “özgür
seçimler” gibi aldatıcı kavramlarla hükümetleri Amerika'ya bağımlı kılmayı
amaçlıyor.
USAID grubu, Suriye
krizinin başladığı 2011 yılından itibaren “insani yardım”, “Suriye halkına
destek” gibi kavramlarla para pompalamaya başladı ve bu sayede Suriye'deki
aşırılık yanlısı gruplara milyarlarca dolar yardım sağladı.
Sezar yaptırımlarının
Suriye halkını ağır baskı altına aldığı bir dönemde USAID, Suriye halkı
arasında huzursuzluk yaratma hedefine ulaşmak için Beşşar Esad hükümeti
muhaliflerinin hâkim olduğu bölgelere mali yardım dağıttı.
Suriye Acil Durum
Görev Gücü (SETF) de Suriye'de benzer faaliyetler izledi. Bu grubun yöneticisi Muaz
Mustafa, Beyaz Saray'ı Amerika'nın görevinin tamamlandığı konusunda
bilgilendirmek için Suriye hükümetinin devrilmesinden sadece bir gün sonra
Beyaz Saray'ın ulusal güvenlik danışmanı Jake Sullivan ile görüştü.
"Barbarlığı
Yönetmek" (The Management of Savagery) kitabının yazarı Max Blumenthal,
X'teki kullanıcı hesabında, "IŞİD, El Kaide ve Trump'ın yükselişinde ABD
ulusal güvenliği nasıl bir rol oynadı?” başlığıyla bir yazı yayınlayarak şu
ifşalarda bulundu: ‘SEFT, ABD ve müttefiklerinin Suriye'deki hedeflerini
ilerletmek için yıllar içinde milyonlarca dolar aldı. Bu bağışlar USAID
kanalından SEFT'e ulaştı.
CIA'in yan kuruluşu olan USAID'den gelen 153 bin 315 dolarlık bağışı bir düşünün.’ Blumenthal, bu belgenin bir kısmını renklendirerek, bu paranın amaçlarından birinin muhbirlerle önemli görüşmeler yapmak olduğunu yazdı.
SEFT'in meşhur
eylemleri arasında 2013 yılında eski ABD Senatörü John McCain'in Suriye'ye
götürülmesi de vardı. Bu belgenin ardından McCain ABD hükümetinden Şam'ı
bombalamasını istedi. Bu senatör Sezar yaptırımlarının onaylanmasında da büyük
rol oynadı.
Blumenthal,
Barbarlığı Yönetmek kitabında SETF grubunun veya Suriye Acil Durum Görev
Gücü'nün Suriye'deki isyan ve savaşa destek grubu olarak kurulduğunu açıkladı.
Blumenthal'in bu kitapta belirttiğine göre bu grup, ABD Dışişleri Bakanlığı ve
çeşitli bağışçılar tarafından destekleniyor.
Max Blumenthal, “Barbarlığı
Yönetmek (The Management of Savagery) kitabında şu açıklamalarda bulundu: ‘Suriye
Acil Durum Görev Gücü, (SETF) Suriye'deki isyancı ve savaş yanlısı grubun
destekçisi olarak kuruldu. Bu grup, ABD Dışişleri Bakanlığı ve çeşitli
bağışçılar tarafından finanse ediliyor.
SEFT, birkaç yıl
boyunca ABD Kongresi'ni Özgür Suriye Ordusu olarak bilinen milislere doğrudan
bağlayan bağlantıydı. Bu grubun genel müdürü Muaz Mustafa, Washington'da
yaşayan ancak Suriye kökenli bir kişidir.
Mordechai Moti Kahana adlı İsrailli bir milyoner, Suriye'deki aşırılık yanlısı milislerle İsrail ordusu arasında koordine edilen “Amalia” adlı bir STK'nın aracılığıyla, John McCain'i Suriye'ye götüren grubu desteklemekten açıkça gurur duyuyor.’
Suriye'de SETF grubu
veya Suriye Acil Durum Görev Gücü dışında başka birçok grup da Suriye
hükümetini devirmek için çalışıyordu. İngilizlerin desteklediği “Beyaz
Baretliler” grubu; HIHFAD (Suriye için El Ele) ve Birleşmiş Milletler İnsan
Hakları İzleme Örgütü bu kuruluşlardan bazılarıdır.
Batılı gazeteciler ve
politikacılar bu grupların propagandasına güvenilir bilgi olarak güvendiler.
Bu, onların Suriye’deki aşırılık yanlısı gruplarla doğrudan temas halinde
oldukları ve Siyonist rejim ve Batılı ülkelerin istihbarat örgütleri tarafından
desteklendikleri dönemdeydi.
Örneğin, Beyaz
Baretliler Grubu, İngiliz ordusunun eski bir subayı olan James Lee Misurier
tarafından kuruldu ve İngiliz ve Amerikan hükümetleri tarafından mali olarak
desteklendi. Bu grup, Suriye hükümeti karşıtı güçlerin kontrolü altındaki
bölgelerde faaliyet gösteriyordu.