Hizbullah, kökeni itibarıyla Arapça bir kelimedir ve "Allah'ın partisi" veya "Allah'ın tarafı" anlamına gelir. Kelime, İslam dininde sadakati, bağlılığı ve Allah yolunda mücadele etmeyi ifade eden bir kavramdır. İslam kültüründe ve literatüründe derin bir anlam taşıyan bu kelime, tarihsel, siyasi ve dini bağlamlarda kullanılmıştır.
Hizbullah Kelimesinin Kökeni ve Anlamı
وَمَنْ يَتَوَلَّ اللَّهَ وَرَسُولَهُ وَالَّذِينَ آمَنُوا فَإِنَّ حِزْبَ اللَّهِ هُمُ الْغَالِبُونَ
"Kim Allah’ı, Resulünü ve iman edenlerin vilayetini kabul ederse bilsin ki, üstün gelecek olanlar Hizbullah’tır.”
Bu ayetten hareketle, Hizbullah kavramı İslam toplumlarında Allah’a sadık olanları, O’nun yolunda çalışanları ve Allah’ın ordusunu temsil etmektedir.
Kur’an-ı Kerim’de Maide Suresinin yanı sıra Mücadele Suresinin 22. Ayetinde de 2 kez “Hizbullah” kelimesi geçmiştir:
لَا تَجِدُ قَوْمًا يُؤْمِنُونَ بِاللَّهِ وَالْيَوْمِ الْآخِرِ يُوَادُّونَ مَنْ حَادَّ اللَّهَ وَرَسُولَهُ وَلَوْ كَانُوا آبَاءَهُمْ أَوْ أَبْنَاءَهُمْ أَوْ إِخْوَانَهُمْ أَوْ عَشِيرَتَهُمْ ۚ أُولَٰئِكَ كَتَبَ فِي قُلُوبِهِمُ الْإِيمَانَ وَأَيَّدَهُمْ بِرُوحٍ مِنْهُ ۖ وَيُدْخِلُهُمْ جَنَّاتٍ تَجْرِي مِنْ تَحْتِهَا الْأَنْهَارُ خَالِدِينَ فِيهَا ۚ رَضِيَ اللَّهُ عَنْهُمْ وَرَضُوا عَنْهُ ۚ أُولَٰئِكَ حِزْبُ اللَّهِ ۚ أَلَا إِنَّ حِزْبَ اللَّهِ هُمُ الْمُفْلِحُونَ
“Allah’a ve âhiret gününe iman eden hiçbir toplumun, Allah’a ve Rasûlü’ne karşı çıkanları sevip dost edindiklerini göremezsin; isterse onlar babaları, oğulları, kardeşleri yahut akrabaları olsun! Allah, o topluluk fertlerinin kalplerine imanı nakşetmiştir ve kendi katından bir ruh ile onları desteklemektedir. Onları altlarından ırmaklar akan, içinde ebedî kalacakları cennetlere yerleştirecektir. Allah onlardan râzı olmuş, onlar da Allah’tan râzı olmuşlardır. İşte bunlar Hizbullah’tır. İyi bilin ki, Hizbullah kurtuluşa erenlerin tâ kendileridir!”
" Şeytan onları avucunun içine almış ve onlara Allah'ı anmayı unutturmuştur. Onlar şeytanın taraftarlarıdır. Şunu bilin ki, şeytanın taraftarları (Hizbüşşeytan), en büyük zarara uğrayanların tâ kendileridir!."
Allah Tebâreke ve Teâlâ bu ayetten önce, 14. Ayetten 18. Ayete kadar bu grubun niteliklerini saymıştır. Şeytan’ın yolunu takip eden Hizbü’ş-Şeytan’ın en önemli özellikleri arasında münafık olmaları, Allah’ın gazap etmiş olduğu bir millet (İsrail) ile dostluk edip onları velileri olarak kabul etmeleri yer alır.
Peygamber Efendimiz, Hazreti Ali’nin birçok faziletine dikkat çekmiş ve şöyle buyurmuştur: "Ali, öyle üstün niteliklere sahiptir ki, bu niteliklerden biri bile bir insanın üstünlüğü için yeterlidir. Bu niteliklerden biri de şudur: Ali’nin taraftarları Allah’ın taraftarlarıdır; onun düşmanlarının taraftarları ise şeytanın taraftarlarıdır." Peygamberimiz ayrıca Hazreti Ali’yi, kendisinden sonra Hizbullah’ın ölçütü olarak belirtmiştir.
Hazreti Ali de, münafıkların özelliklerini detaylı bir şekilde tanımladıktan sonra, Kur’an-ı Kerim’e dayanarak onların Hizbü’ş-Şeytan (şeytanın taraftarları) olduklarını vurgulamıştır. Buna karşılık, Hizbullah’ın belirgin özelliklerini şu şekilde sıralamıştır:
İmam Hasan (a.s.), halkın kendisine biat etmesinin ardından kendisini Hizbullah’ın bir örneği olarak tanıtmıştır. Benzer şekilde, İmam Hüseyin (a.s.), Muaviye’ye hitaben yaptığı bir konuşmada kendisini Hizbullah olarak ifade etmiştir. Hazreti Zeyneb (s.a.), Kerbela olayından sonra, şehitleri "Hizbullah" olarak tanımlamış ve Kerbela şehitlerinin, Hizbüşşeytan (Şeytan’ın taraftarları) tarafından katledildiğini vurgulamıştır.
Bu yazımızda “Hizbullah ne demek” sorusunu Kur’an-i Kerim ve Rivayetleri esas alarak yanıt vermeye çalıştık. Bunun yanı sıra Hizbullah kavramının daha iyi anlaşılması adına bu kavramın zıttı olan “Hizbü’ş-Şeytan” kavramını da ele alarak her iki grubun özelliklerini ele aldık. Daha detaylı bir araştırma için Tefsirü’l Mizan başta olmak üzere muteber tefsir kitaplarından bu yazımızda değindiğimiz ayetleri inceleyebilirsiniz.