Suriye’de iktidarı ele geçiren Heyet Tahrir Şam (HTŞ) ile
ülkenin kuzeydoğusunu işgal altında tutan PKK/PYD arasında, terör örgütünün
akıbeti konusundaki müzakereler devam ediyor. Reuters haber ajansına göre 8
Aralık’ta Esad Yönetimi’nin düşmesinden bu yana; ABD ile PKK/PYD, ABD ile HTŞ,
Türkiye ile HTŞ ve PKK/PYD ile HTŞ arasında paralel görüşmeler yapılıyor.
Bu görüşmelerde Ankara, örgütün kendisini feshetmesini,
silahlarını gömmesini ve yabancı teröristler ile bazı üst düzey örgüt
yöneticilerinin ülkeden çıkmasını isterken, kalanların da yeni Suriye Ordusu’na
parçalı şekilde entegre edilebileceğini belirtiyor. Terör örgütü ise yeni
kurulan Suriye Ordusu’na “tek blok” halinde katılmak konusunda ısrarcı. HTŞ’nin
de “tek blok” formülünü “tehlikeli” bulduğu bildiriliyor.
Reuters'in pazar günü bir düzine kaynağına dayandırdığı
haberine göre, yeni Suriye yönetimi ile PKK/PYD arasındaki müzakerelerde
gösterilen “esneklik”, önümüzdeki aylarda bir anlaşmaya varılmasının önünü
açıyor. Reuters, içeriden aldığı bilgilere dayanarak, müzakerecilerin yeni
Suriye yönetimi ile PKK/PYD arasında olası bir çözüme yaklaştığını öne sürüyor.
Görüşmelere doğrudan katılan beş kaynak, ABD, Türkiye, Suriye ve PKK/PYD’den
siyasi ve askeri temsilcilerin, kamuoyuna yaptıkları açıklamalardan daha fazla
“sabır” ve “esneklik” gösterdiklerini bildiriyor. Kaynaklara göre müzakereler,
önümüzdeki aylarda bazı PKK/PYD’lilerin Suriye’nin kuzeydoğusundan ayrılmasını
ve diğerlerinin de Suriye Savunma Bakanlığının yetkisi altına girmesini içeren
bir anlaşmayla sonuçlanabilir.
Ancak kaynaklar, bazı ihtilaflı konularda hala çözüm
bulunamadığının da altını çiziyor. Bunlar arasında PKK/PYD’nin Suriye'nin
güvenlik yapısına entegrasyonu ve kritik petrol sahaları ile buğday üretim
bölgelerini de içeren terör örgütü kontrolündeki toprakların yönetimi yer
alıyor.
Bu noktada Mazlum Abdi, ülkede “âdemimerkeziyetçi” bir
yönetim şekli talep ettiklerini vurguluyor. Abdi, geçen günlerde Suudi haber
kanalı Al-Sharq’a verdiği röportajda, “Âdemimerkeziyetçi yönetim bizim ana
talebimiz ancak Suriye yönetiminin farklı bir görüşü var. Onlar merkezi bir
yönetim istiyor. Âdemimerkeziyetçilik Suriye topraklarının bütünlüğüne aykırı
değil. Suriye toplumunun çeşitliliği göz önüne alındığında, bunun,
birleştirmenin en iyi yolu olduğuna inanıyoruz.” dedi.
Petrol kaynakları hakkında da konuşan Abdi, şu mesajı verdi:
“Kontrolümüz altındaki bölgelerde petrol kaynaklarımız var ve bu zenginliğin
tüm Suriye vilayetlerine adil bir şekilde dağıtılması koşuluyla bu dosyayı
merkezi yönetime devretmeye açığız. Kuzeydoğu Suriye'de arzuladığımız deneyim
ile Irak Kürdistan Bölgesi arasında hiçbir benzerlik yok. Durum farklı çünkü
Irak federal bir devlet ve Kürdistan Bölgesi de öyle, biz ise şu anda
federalizm talep etmiyoruz. Talebimiz ulusal bazda ademimerkeziyetçilik değil,
coğrafi ademimerkeziyetçilik.”
Ayrıca Abdi, Suriye'nin fiili lideri Ahmed Eş-Şera ile de
görüştüğünü, PKK/PYD’nin Savunma Bakanlığı ile nasıl entegre olacağına ve diğer
konular hakkında karar vermek üzere ortak bir siyasi-askeri komite kurulması
konusunda anlaştıklarını bildirdi. Abdi, Şera ile yaptıkları görüşmeyi olumlu
olarak niteledi.
Ayrıca Abdi, örgütü dağıtmaya niyetleri olmadığını, yeni
Suriye Savunma Bakanlığına ise “askeri bir blok” olarak bağlanabileceklerini
söyledi. Abdi, “Suriye Savunma Bakanlığı tarafından belirlenen kanun ve
yönetmeliklere göre faaliyet gösteren askeri bir blok olarak Savunma
Bakanlığına bağlanmaya açığız. Detaylar konusunda ise anlaşamadık.” dedi.
Çünkü hem Ankara hem de yeni Suriye yönetimi, “tek blok”
fikrini “tehlikeli” buluyor. Pazar günü Reuters'e konuşan Suriye'nin yeni
Savunma Bakanı Murhaf Ebu Kasra, PKK/PYD’nin kendi özel askeri birliklerine
sahip olmasına izin vermeyeceklerini ve bu güçlerin Savunma Bakanlığı çatısı
altında ülkenin ordusuna entegre edilmesi gerektiğini belirtti. PKK/PYD
elebaşını bu konuda “oyalanmakla” suçlayan Ebu Kasra, “Tüm bölgelerin yeni
yönetim altında birleştirilmesi Suriye devletinin hakkıdır.” dedi. Reuters'e konuşan
Suriyeli bir bakanlık yetkilisi de, PKK/PYD’nin “tek blok” olarak faaliyet
göstermesinin ileride “darbe dâhil istikrarsızlık riski yaratacağına
inandıklarını” kaydetti.
Geçen günlerde TBMM Dışişleri Komisyonu’nda bir sunum yapan
Dışişleri Bakan Yardımcısı Nuh Yılmaz da benzer değerlendirmeler yapmıştı.
PKK/PYD’nin ayrı bir blok olarak Suriye Ordusu içerisinde bulunma talebi
olduğunu belirten Yılmaz, “Tek bir blok hâlinde burada bulunmalarının
getireceği farklı, önümüzdeki döneme yönelik önemli riskler var. Bu konudaki
itirazlarımızı da, en azından buna olumlu bakmayacağımızı büyük oranda gündeme
getiriyoruz.” demişti.
Reuters’in tüm taraflardan konuştuğu yetkililere göre,
PKK/PYD’nin ne kadar özerkliğe sahip olacağı, ABD'nin yeni başkanı Donald
Trump'ın PKK/PYD’ye verilen desteği sürdürüp sürdürmeyeceğine bağlı. Trump, son
dönemde bu konuda kamuoyu önünde konuşmadı. Reuters’in ulaştığı Trump’ın bir
temsilcisi de yorum yapmaktan kaçındı. Ancak Trump’ın bakan adayları, Kongre’de
yaptıkları açıklamalarda PKK/PYD’ye desteğin süreceği konusunda oldukça net
vurgular yaptı.
Üst düzey bir ABD'li diplomat, 8 Aralık'tan bu yana ABD ve
Türk yetkililerin “çok yoğun” görüşmeler yürüttüğünü söyledi. İki ülkenin, tüm
yabancı savaşçıların Suriye topraklarını terk etmesi de dâhil olmak üzere,
“işlerin nereye varması gerektiği konusunda ortak bir görüşü” paylaştığını
belirten ABD’li diplomat, Türk müzakerecilerin işleri yoluna koymak için “çok
yüksek bir aciliyet duygusuna sahip olduğunu” kaydetti. Ancak diplomat,
görüşmelerin “son derece karmaşık” olduğunu ve zaman alacağını söyledi. Reuters
ise, “Suriye'de PYD’nin kaderinin çözülememesi, PKK'nın Türkiye'deki isyanını
sona erdirmeye yönelik başlayan çabaları baltalayabilir.” yorumunu ekledi.
Haberin “potansiyel ödünleşmeler” arabaşlığını taşıyan
bölümünde ise, Washington’un hala daha PKK/PYD’yi “DEAŞ ile mücadelede kilit
bir ortak” olarak gördüğü vurgulandı.
Cumhurbaşkanı Erdoğan ise geçen çarşamba yaptığı açıklamada,
“Şayet Suriye’de ve bölgede DEAŞ tehdidinden gerçekten korkuluyorsa, bu
meseleyi çözme kudretine sahip en büyük güç Türkiye’dir. Herkes bölgeden elini
çeksin, biz Suriyeli kardeşlerimizle beraber DEAŞ’ın da YPG’nin de diğer terör
örgütlerinin de kafasını kısa sürede ezeriz.” demişti.
Ankara, DEAŞ’lıların tutulduğu kampların yönetiminin Şam’a devredilmesini istiyor ve bu konuda yardım etmeyi teklif ediyor. Reuters’e göre Mazlum Abdi de Ankara’nın bazı talepleri konusunda esneklik göstererek, Türkiye'nin “ateşkesi” kabul etmesi halinde PKK üyeleri de dahil olmak üzere yabancı savaşçıların Suriye'yi terk edeceğini doğruladı. PKK da geçen perşembe yaptığı açıklamada, SDG’nin kuzeydoğuyu kontrol etmesi ya da ortak liderlikte önemli bir rol oynaması halinde ülkeden ayrılmayı kabul edeceğini duyurmuştu.
PKK/PYD’nin kontrolündeki kamplarda 10 bin DEAŞ’lı ile
bunların ailelerinin yaşadığı belirtiliyor.
Al Arabiya, pazar günü PKK/PYD elebaşı Mazlum Abdi ile
yaptığı röportajı yayımladı.
Abdi, ABD güçlerinin şu anda Suriye'nin kuzeyinde Türkiye
ile “kalıcı bir ateşkes” sağlanması için arabuluculuk yaptığını söyledi.
Türkiye'yi, Suriye'nin kuzeydoğusunda toprak genişletme peşinde olmakla
suçlayan Abdi, “Türkiye bölgedeki kontrolünü pekiştirmek için Kobani (Ayn el
Arab)'yi işgal etmeye niyetli görünüyor.” dedi.
İran'la ilişkileri olduğu iddialarını reddeden Abdi,
“İran'la hiçbir ilişkimiz yok ve bazı iddiaların aksine İran silahlarına sahip
değiliz. İran, Suriye'deki krizin bir parçası olmuştur.” ifadelerini kullandı.
Mesud Barzani ile yaptığı son görüşmeyle ilgili de konuşan
terör elebaşı, Türkiye ile gerilimi düşürmek için Barzani'den arabuluculuk
talep ettiğini doğruladı.
Yeni Suriye yönetimine silah teslim etme olasılığı konusunda
ise Abdi, PKK/PYD’nin henüz bu konuda karar vermediğini, yeni Suriye
Anayasası’nın “Kürtlerin haklarını garanti altına alması” gerektiğini söyledi.
ABD güçlerinin Suriye'deki varlığının devam etmesini
desteklediğini de ifade eden PKK/PYD lideri, Türkiye'ye yönelik yaptırımların
yeniden devreye sokulmasını istedi.
Şam liderliği hakkında da yorumda bulunan Abdi, Ahmed
Eş-Şera tarafından yapılan açıklamaları övdü, ancak bu sözlerin somut eylemlere
dönüştürülmesi gerektiğini söyledi/aydınlık