Devrim Muhafızlarının Hürremşehr’in kurtuluşunun yıl dönümü olan
“Direniş, Fedakârlık ve Zafer Günü” münasebetiyle yayımladığı bildiride şu
ifadeler yer aldı:
Bu tarihi destan; ilahi iradenin, İran halkının gücünün ve
İslam Cumhuriyeti silahlı kuvvetlerinin birlikteliğinin tecellisi olup,
devrimimizin ilk on yılında emperyalizm cephesi ve Baas rejimi gibi hayalperest
düşmanlara karşı elde edilmiş büyük bir başarıdır. Aynı zamanda yeni
düşmanlara, özellikle Siyonist rejim gibilerinin hayali beklentilerine ibretlik
bir derstir.
Hürremşehr’in fethi yalnızca askeri bir zafer değildi; aynı
zamanda yeni bir kimliğin ve gücün ortaya çıkışının muhteşem bir yansımasıydı.
Bu zafer, iman sahibi ve devrimci İran halkının iradesinin, Baas rejiminin
savaş makinesi ile onun bölgesel ve uluslararası destekçilerine karşı galip
gelmesiydi.
Bu zafer, Allah’a olan imana, merhum İmam Humeyni’nin cesur
ve hikmetli liderliğine, halkın sahadaki varlığına, genç ve inançlı
komutanların cesaretli strateji ve planlamalarına, Devrim Muhafızları ve
Ordu’nun iş birliğine ve İmarlık Cihadı dayanağına dayanıyordu. Bu durum
düşmanın tüm askeri ve siyasi hesaplarını altüst etti.
Hürremşehr’i kurtarma operasyonunun ‘Beytülmukaddes’ (Kudüs)
olarak adlandırılmasının nedeni; bu büyük fethin tasarımcı şehitlerinin, bu
zaferi Kudüs’ün fethine giden bir kapı olarak görmeleri ve Filistin’in
özgürlüğü uğruna savaşma idealini taşımalarıydı.
Çok geçmeden, büyük direniş cephesindeki gençler, bu
şehitlerin özlemlerini gerçekleştirecekler ve bu kutsal hedef, yani Kudüs’ün
kurtuluşu gerçekleşmeden, Filistinli Müslüman gençler ve direniş cephesi,
terörist Siyonist rejimle olan mücadelelerinden vazgeçmeyeceklerdir. Musa’nın
sihirli asası gibi tekrar Nil’i yaracak, Siyonist ordularını Müslüman halkların
dalgaları arasında boğacaklardır.
"3 Hordad 1361 (24 Mayıs 1982) günü ve Hürremşehr’in
fethi, geleceğe ışık tutan bir meşale ve hak yolunda mücadele edenlerin ilahi
yardıma olan inancının simgesidir. Bu büyük günün yaşatılması, bugünkü ve
gelecekteki nesiller arasında direniş cephesinin söylemini ve duruşunu, kötülük
cephesine karşı güçlendirecek ve yayacaktır.
İran’ının gençleri, bu tarihi direniş destanını ve mücadele
modelini örnek alarak, yeni Hürremşehr'lerin zaferini düşleyebilirler. Bugünün
çok boyutlu ve hibrit savaşında da, tıpkı Hürremşehr’in genç komutanları gibi
düşmanı mağlup edebilir, ülkenin içsel ve yerli gücünü esas alarak düşmanın
tahmin ve hesaplarını değiştirebilirler.
Hiç kuşkusuz, İslam savaşçıları ve İran halkının evlatları,
Beytülmukaddes operasyonunda imkânsızları mümkün kıldıkları ve Saddam’ın Baas
rejimi ile bölgesel ve küresel destekçilerini bozguna uğrattıkları gibi,
bugünün tarihi kritik koşullarında da İran milleti, cihadi ve devrimci ruhla;
ekonomi, kültür ve güvenlik alanlarında imkânsız gibi görünenleri mümkün
kılabilir ve ülkeyi modern çağın yüce izzet ve onur zirvelerine taşıyabilir.
8 yıllık kutsal savunmanın şehitleri, özellikle
Beytülmukaddes operasyonu ve Hürremşehr’in kurtuluşuna katılan şehitlerin anısı
saygıyla anılmakta; Devrim Muhafızları, İmam Humeyni’nin (r.a) ideallerine ve
aziz şehitlerin mirasına bağlı kalmakta, Rehber-i Muazzam Ayetullah Hamanei’nin bilgece direktifleri doğrultusunda, sarsılmaz
halk desteğiyle her geçen gün hazırlıklarını artırmakta ve diğer silahlı
kuvvetlerle birlikte düşmana karşı her türlü saldırıya hazır bir şekilde
tetikte beklemektedir.
Bu yanıt, sadece hayalperest saldırganları pişman etmekle
kalmayacak, aynı zamanda stratejik güç dengelerini hak cephesi lehine ve büyük
şeytan ile onun vekili Siyonist rejimi aleyhine değiştirecektir.’/tesnim