Kıbrıs'ta İsrail İşgali

GİRİŞ: 26.06.2025 07:56      GÜNCELLEME: 26.06.2025 07:56
Rasthaber -  Kıbrıs Cumhuriyeti ana muhalefet partisi AKEL (Emekçi Halkın İlerici Partisi) Genel Sekreteri Stefanos Stefanu 20 Haziran’da partisinin kongresinde yaptığı konuşmada İsraillilerin Kıbrıs’ta kontrolsüz şekilde toprak satın almasına dikkat çekerek açılan Siyonist okullarla gettolar oluşturulduğunu ve bunun ülke için "altıncı büyük bir tehlike" olduğunu söyledi.

Kuzey Kıbrıs’ta iktidar partisi Ulusal Birlik Partisi'nin milletvekili Yasemin Öztürk de Stefanu’ya destek veren bir açıklama yaptı, "Siyonist işgale karşı birlikte mücadele vermeliyiz” ifadesini kullandı.

'Kıbrıs başka bir vaat edilmiş toprak gibi'

Güneyin çok satan gazetelerden Politis’te de “Kıbrıs Başka Bir Vaat Edilmiş Toprak Gibi… Yahudiler Kıbrıs'ta Neden Toprak Alıyor?” başlıklı bir haber yayımlandı.

Haberde, ülkede son İran savaşıyla birlikte İsrail’den gelen Yahudi sayısının 15 bine ulaştığı ve siyonist bir topluluk olan Chabad grubunun bölgede aktif olarak faaliyet gösterdiği kaydedildi.

Şu anda adada ikamet eden İsraillilerin yeni bir şehir kurmanın eşiğinde olduğu belirtilen haberde, COVID-19 salgını sırasında birçok İsraillinin Kıbrıs'ı stratejik bir alternatif konum olarak gördüğü ifade edildi.

Haberde ülkede Chabad grubunun halihazırda altı ev, bir sinagog, bir anaokulu, bir mikve (ritüel Yahudi banyosu), bir koşer sertifikasyon merkezi, bir mezarlık ve yaz programları için etkinlik merkezi işlettiği belirtildi.

Chabad’ın (veya Habad), Filistinlilerin varlığını reddeden, işgal altındaki Filistin'den sınır dışı edilmelerini savunan ve Filistinlilere toprakların herhangi bir bölümünü verecek herhangi bir anlaşmaya karşı çıkan aşırılıkçı bir örgüt olduğu ifade edildi.

Haberde Chabad üyelerinin Birleşik Arap Emirlikleri, ABD, Fransa ve Kanada gibi ülkelerde Yahudi toplum merkezleri kurdukları bilgisine de yer verildi.

AKEL Genel Sekreteri: Önlem almazken bir gün ülkemizin bize ait olmadığını göreceğiz

AKEL Genel Sekreteri Stefanos Stefanu geçen Cuma günü partisinin kongresinde yaptığı konuşmada, ülkesi için tehlikeleri sıralarken “altıncı büyük tehlike” olarak üçüncü ülke vatandaşlarına gayrimenkul satışının denetimsiz şekilde artmasını gösterdi.

AKEL Kongre

Stefanu “Yeterli önlem almazsak, bir gün ülkemizin artık bize ait olmadığını fark edeceğiz. Bu bir felaket tellallığı değil. Kıbrıs’tan daha büyük yüzölçümü ve nüfusu olan diğer Avrupa ülkeleri, yabancılara mülk satışını sınırlayarak hem mülkiyet kontrolünü sağlıyor hem de fiyatları dengelemeye çalışıyor. Biz ise Kıbrıs’ta sorunu görmezden gelmekle kalmıyor, altın vize programları ve başka kolaylıklarla bu süreci daha da teşvik ediyoruz” dedi.

Kent merkezlerinin ortalama bir Kıbrıslı için erişilebilir olmaktan çıkarak varlıklı yabancılar için uygun hale geldiğini söyleyen Stefanu “Stratejik öneme sahip altyapıların mülkiyet yapısına dair güvenlik önlemleri bulunmaması nedeniyle bu durum, ulusal güvenlik açısından da ciddi soru işaretleri yaratmaktadır” dedi.

'İsrail vatandaşları gettolar oluşturuyor'

Stefanu “Son zamanlarda, İsrail vatandaşı kişilerin kapalı bölgeler (gettolar) oluşturma girişimlerine tanık oluyoruz. Bu girişimler arasında Siyonist okulların ve sinagogların kurulması, önemli ekonomik birimlerin ve geniş arazi alanlarının topluca satın alınması yer alıyor. Aynı zamanda, İsrail’in saygın gazeteleri, ülkenin Kıbrıs’a yönelik kasıtlı bir genişleme politikasından söz ediyor. Bunu ne yabancı düşmanlığı ne de antisemitizmle söylüyoruz. Zaten, İkinci Dünya Savaşı sonrasında on binlerce Yahudi Kıbrıs’a ulaşıp İngilizler tarafından kamplara kapatıldığında onlara büyük insani yardımlarda bulunan AKEL’in böyle bir suçlamanın muhatabı olamayacağını herkes bilmektedir” diye konuştu.

'Filistin işgali toprak satın almayla başlamıştı'

Filistinlilerin yerinden edilmesinin, İsraillilerin Filistin topraklarını kitlesel biçimde satın almasıyla başladığını ve ardından İsrail devletinin tüm Filistin’i işgal ettiğini hatırlatan Stefanu “İsrail’deki egemen sınıfın nasıl düşündüğünü ve hareket ettiğini de dikkate almak zorundayız. Ülkemizin topraklarının korunması hükümetin sorumluluğudur. Kıbrıs’ın sonsuza dek Kıbrıslılara ait olması ve Kıbrıslılar tarafından yönetilmesi de hükümetin güvencesi altında olmalıdır. Ne yazık ki, hükümetin bu görevi yerine getirdiğini göremiyoruz” dedi.

Öte yandan Kıbrıs basınında çıkan bazı haberlerde AKEL Genel Sekreterinin kongredeki konuşmasında “Ülkemiz elimizden alınıyor... İsrail bizi işgal ediyor” dediği de aktarıldı.

'Larnaka ve Limasol’de belirli alanlar toplu olarak satın alınıyor'

Stefanu partisinin neden İsrail uyruklulara odaklandığını CyBC Radyosu’na verdiği demeçte şöyle açıkladı:

“Özellikle son dönemde gayrimenkul alımlarında, hedefli alımlarda artış gözlemlendi. Özellikle Limasol ve Larnaka'da belirli alanlar toplu olarak satın alınıyor ve İsrail uyruklular dışında kimsenin erişemeyeceği kapalı alanlar yaratılıyor.

Bu alanlarda siyonist okulların inşa edildiğini dile getiren Stefanu, İsrail'in Kıbrıs'ta bir "arka bahçe" hazırladığını öne süren medya haberleri de göz önüne alındığında bunun alarm zillerinin çalması anlamına geldiğini ifade etti.

Stefanu “Larnaka ve Limasol'a giderseniz, oradaki insanlar size bunun gerçekleştiği belirli alanlardan bahsederler, ancak yetkililer bunu görmezden geliyor” diye ekledi.

AKEL'in kongreyle ilgili sosyal medya paylaşımlarında da Kıbrıs Cumhuriyeti'ne ilişkin "Yeni İsrail", "İsrail'in yeni işgal ettiği ülke" ifadelerine yer verildi.

UBP milletvekilinden AKEL’e destek: 'Her iki halkı da yakından ilgilendiren öncelikli sorundur'

İsraillilerin uzun bir süredir Kuzey Kıbrıs’ta da yoğun bir biçimde toprak ve gayrimenkul satın aldıkları biliniyor.

Kuzey Chabad

Chabad’ın kuzeydeki faaliyetlerini daha önce gündeme getiren UBP milletvekili Yasemin Öztürk Facebook hesabından yaptığı bir paylaşımda, AKEL Genel Sekreteri Stefanu’ya destek verdi.

Stefanu’yu kutladığını dile getiren Öztürk, kuzey ile güneyin bu "ortak sorun"a karşı birlikte mücadele etmesi gerektiğini savundu.

Kıbrıs’ta yabancıların toprak ve vatandaşlık almaları uzun süredir kuzey ile güney arasında suçlamalara konu oluyor. Kıbrıs Cumhuriyeti yönetimi Afrika, İran ve diğer müslüman ülkelerden gelenlere toprak satıp vatandaşlık verdiği için kuzeyi, kuzey ise Ruslar ve İsraillilere toprak satıp vatandaşlık verdiği için güneyi suçluyor.

UBP milletvekili Öztürk AKEL Genel Sekreteri’nin açıklamasına destek verdiği Facebook paylaşımında siyonizme karşı kuzey ile güneyin birlikte mücadele etmesi gerektiğinden söz etti.

“AKEL Genel Sekreteri Stefanos Stefanu’yu kutluyorum” diyen Öztürk, Stefanu’nun 20 Haziran tarihinde AKEL kongresindeki konuşmasına atıfta bulunarak şu ifadeleri kullandı:

“Anavatanımız ile ilgili söylemlerinin dışında, Stefanos Stefanu’nun ‘altıncı sorun’ gördüğü sorun, aslında her iki halkı da yakından ilgilendiren öncelikli sorundur. Sorunun kaynağı 2003 yılında Güney’de, 2008 yılında ise ülkemizde gizli örgütlenen Siyonist CHABAD’dan başkası değildir. Kıbrıs adasını, ‘Tüm Yahudilerin Merkezi’ yapmak üzere tapulu işgal hareketi geliştiren, Stefanu’nun deyişi ile gettolaşan bir tehlike ile karşı karşıyayız. Bu tehlike görünmediği takdirde adada yaşayan her iki halk Gazze’deki soykırımı yaşayacaktır. Eğer ada genelinde tüm gayrimenkul alımlar örgütlü bir Siyonist işgale yönelik ise ki öyle, o zaman bu mücadeleyi birlikte vermeliyiz.”

İngiliz üsleri konusunda da ortak hareket çağrısı

Trodos'taki radar istasyonundan Mossad'ın istihbarat sağladığı biliniyor.

Kıbrıs’ın köklü partilerinden AKEL’in Güney’de Siyonist bir işgalden bahsetmesinin kendisini “ziyadesiyle” memnun ettiğini kaydeden Öztürk “Bir süredir bu işgalin Güney’de de görünmesini bekliyor ve uyarıda bulunuyordum. Nihayet bu uyanış oldu. Diğer bir hadise de Ada’da bulunan İngiliz üsleri ve Troodos’ta çok yönlü dinleme ve izleme yapan, özel hayata kadar uzanan istihbarat faaliyetlerdir. Bu faaliyetleri, CHABAD’ın gettolaşma hareketinden ayrı tutmamalıyız. Hatta bu konuda ortak hareket etmeliyiz” ifadelerini kullandı/sol

YORUMLAR

REKLAM

İLGİLİ BAŞLIKLAR

REKLAM