Tahran Üniversitesi öğretim üyesi ve İran‘ın eski nükleer
müzakere heyeti danışmanlarından Profesör Seyyid Muhammed Marandi, Prof. Glenn
Diesen’in podcast yayınında Azerbaycan’ın İsrail ile İran’a karşı işbirliği
içinde olduğunu savundu.
Marandi, Bakü yönetiminin bu politikalarını sürdürmesi
hâlinde Tahran’ın tutumunda bir değişiklik olabileceği ve bunun Aliyev için
“tehlikeli” sonuçlar doğurabileceği uyarısında bulundu.
Sıradan İranlılar, özellikle de sınıra yakın yaşayanlar
arasında, Azerbaycan Cumhuriyeti’nden kalkan insansız hava araçlarının (İHA)
İran’a girerek hedefleri vurduğuna dair yaygın bir kanı olduğunu dile getiren
Marandi, bu hedeflerin İran’ın Doğu Azerbaycan ve Erdebil eyaletleri ile diğer
kuzey vilayetleri ve hatta Tahran’a yakın noktaları içerdiğini söyledi.
İran’ın barışçıl bir Kafkasya istediğini söyleyen Marandi,
“Ancak İranlılar, Bakü’nün İsrail ile bu tür bir işbirliğini İran halkının
zararına olacak şekilde sürdürmekte ısrar ettiğini hissederse, Tahran’ın
Aliyev’e yönelik tutumunda bir değişiklik göreceğiz. Bu da onun için tehlikeli
olabilir,” dedi.
Marandi, İran’ın kuzey eyaletlerindeki halkın Aliyev’e karşı
son derece öfkeli olduğunu ve Aliyev’in bu durumu hafife aldığını düşündüğünü
ekledi.
Marandiye göre Aliyev, dünyadaki mevcut durumu yanlış
okuyor. 1990’larda ABD ve Avrupalıların baskısıyla İran’dan uzaklaştığı dönemde
ABD’nin küresel bir “hiper güç” olduğunu ancak dünyanın artık değiştiğini
belirten Marandi, “ABD’nin Aliyev veya Avrupalılar için koruyucu şemsiyesi
artık pek etkileyici değil,” ifadelerini kullandı.
Marandi, Aliyev’in ülkesindeki dini liderleri bastırmasının
ve Gazze’de, Lübnan’da ve Batı Şeria’da devam eden katliamlar sırasında İsrail
rejimiyle ittifak kurmasının halk arasında öfke yarattığını savundu.
Suriye’deki duruma da değinen Marandi, ABD’nin Suriye’ye
yönelik yaptırımları kaldırmasının, Ebu Muhammed el-Colani (Ahmed eş-Şaraa)
yönetimindeki Suriye’yi ABD yörüngesine çekme ve politika çıkarlarını hizalama
hazırlığı olduğunu söyledi.
Colani’nin Suriye için olumlu bir şey yapma niyetinde
olmadığını ve İsrail’e baskı yapmak yerine kendi halkını öldürmekle daha fazla
ilgilendiğini ifade eden Marandi, “Colani İsrail’e ne kadar yaklaşırsa, direniş
o kadar güçlenir,” diye konuştu.
Marandi, ABD, İsrail ve onların bölgesel müttefiklerinin
geçmişte mezhepçiliği kullanarak bölgeyi böldüğünü ancak artık bu stratejinin
işe yaramayacağını ve Colani’nin İsrail ile normalleşme adımlarının daha fazla
insanı direnişe katılmaya teşvik edeceğini belirtti.
İran-Rusya ilişkilerinin Suriye’deki işbirliğiyle
geliştiğini ancak bazı konularda görüş ayrılıkları yaşandığını ifade eden
Marandi, Rusya’nın İdlib’de Cumhurbaşkanı Erdoğan ile bir anlaşma yapmak
istemesine İran’ın karşı çıktığını ve bu durumun Suriye’deki bugünkü tabloyu
yaratan belirleyici bir faktör olduğunu iddia etti.
Marandi, “Bugün İran ile Rusya arasında her alanda
ilişkilerin genişlemesinin önündeki en büyük engel, Rusya’nın Filistin’de
bulunan 2 milyon Rusça konuşan nüfusla ilgili endişeleridir,” değerlendirmesini
yaptı.
Bu durumun bazı alanlarda daha fazla işbirliğini
engelleyebileceğini belirten Marandi, yine de iki ülke arasındaki mevcut
ilişkinin üç buçuk yıl öncesine göre kıyaslanamayacak kadar iyi olduğunun
altını çizdi.
İran’ın 12 günlük savaşın ardından daha güçlü çıktığını ve
“kâğıttan kaplan” olduğu mitinin yıkıldığını savunan Marandi, İsrail’in çok
sayıda üst düzey komutanı öldürmesine rağmen ülkede bir çöküş yaşanmadığını,
aksine halkın devletin ve Devrim Muhafızları’nın arkasında kenetlendiğini
söyledi.
Marandi, “İran’da beklenti, bir krize ihtiyacı olan
Netanyahu’nun yeniden saldıracağı yönünde. Ancak bu kez İranlılar çok daha
hazırlıklı ve planlı ve İsrail rejimine çok daha sert bir darbe indirecek,”
diye ekledi/harici