Ermenistan-Azerbaycan Anlaşmasının Teknik Boyutları; Belirsizlikler Ve Sorunlar

GİRİŞ: 17.08.2025 09:26      GÜNCELLEME: 17.08.2025 09:26
Rasthaber -  Ermenistan ile Azerbaycan arasında imzalanan 17 maddelik anlaşma metninde birçok hukuki belirsizlik bulunuyor. Bunlardan biri, aynı anda hem Ermenistan’ın Zengezur üzerindeki egemenliğine hem de bu koridorun ABD’ye kiralanmasına yapılan göndermedir.

Son günlerde Azerbaycan medyası, İlham Aliyev ile Nikol Paşinyan arasında Washington’da Donald Trump’ın arabuluculuğuyla imzalanan yeni ulaşım hattı kurulmasına ilişkin anlaşmayı tarihi bir başarı gibi sunmaya çalışıyor.

Ancak uzmanlara göre, Zengezur Koridoru’nun inşasını öngören 17 maddelik metinde ciddi hukuki sorunlar ve belirsizlikler vardır ve bu belgeyi kesin, kalıcı ve garantili bir yol haritası gibi görmek mümkün değildir. Üstelik belirsizlikler yalnızca bu metinle sınırlı değil; Aliyev – Paşinyan mutabakatında barış sürecine dair işaretlerde de sorunlu noktalar mevcuttur. Bu da Nahçıvan – Azerbaycan ulaşım koridoruna ilişkin zorlukların başlangıcı sayılabilir.

Trump’ın medya ekibi her zamanki gibi bu anlaşmayı da onun uluslararası rolünü öne çıkaran bir belge gibi sunmuş, hatta yine gülünç biçimde Nobel Barış Ödülü önerisi gündeme getirilmiştir. Oysa ABD ve Avrupa’daki birçok medya ve analiz merkezi, anlaşmada ciddi sorunların olduğunu dile getirmektedir.

Örneğin Oxford Analytica’daki bazı jeopolitik gözlemciler, “Ermenistan anayasasının değiştirilmesi, tanımlanmamış gümrük mekanizmaları ve Azerbaycan’ın sınır bölgelerindeki belirsiz askeri varlığı”nın uzlaşmayı baltalayabileceğini vurguluyor. Aynı kaynak, İran’ın yaklaşımına da dikkat çekiyor. Dr. Velayeti’nin açıklamalarına atıfla, Ermenistan’ın İran’ın kara bağlantısının kesilmeyeceğini garanti ettiğini, ancak Tahran’ın bu koridoru ABD ve İsrail’in bölgedeki nüfuzunu artıracak stratejik bir tehdit olarak gördüğünü yazıyor.

Ermeni muhalif siyasetçilerden Murad Papazyan da gümrük denetimleri ve sınır kontrollerindeki belirsizliklere işaret ederek “Bu, ulusal egemenliğimize ciddi bir tecavüzdür. Süreç tamamen Azerbaycan ve Türkiye’nin lehine, Ermenistan’ın ise aleyhinedir” ifadelerini kullandı. Quincy Enstitüsü de bu projeyi “ABD’nin müdahale düzeyine dair kritik sorulara şeffaf yanıt vermeyen, belirsiz ve kırılgan bir taslak” olarak tanımladı.

Ortak bildirideki 3 temel belirsizlik

Ermenistan ve Azerbaycan liderlerinin ortak açıklamasında dikkate değer üç husus öne çıkıyor:

- İki ülkenin dışişleri bakanlarının, Avrupa Güvenlik ve İşbirliği Teşkilatı’ndan (AGİT) Minsk sürecini sona erdirmesini talep etmesi. Buradaki sorun, AGİT’in 57 üyesinin onayıdır. Orta Asya’daki üç ülke (Tacikistan, Türkmenistan, Özbekistan) Rusya ve Avrupa ile ilişkileri nedeniyle bu kapatmayı kendi çıkarlarına aykırı görebilir.

- Metinde geçen “iki ülke arasında iç ulaşım, ikili ve uluslararası taşımacılık için bağlantıların yeniden açılması, Azerbaycan ile Nahçıvan arasında Ermenistan toprakları üzerinden engelsiz bağlantı sağlanması ve karşılıklı faydalar” ifadesi. Buradaki “engelsiz” ve “karşılıklı fayda” gibi ifadeler yoruma açık ve uygulamada sorunlu olabilir.

- Metinde geçen “Ermenistan, ABD ve üçüncü taraflarla işbirliği yaparak Trump’ın Barış ve Refah İçin Uluslararası Projesi (TRIPP) kapsamında çerçeve belirleyecektir” ifadesinde ise, Ermenistan’ın ABD ile işbirliğinin kapsamı ve sınırları belirsizdir.

17 maddelik anlaşmadaki temel sorunlar

Anlaşmadaki en büyük zorluk egemenlik meselesidir. Financial Times’ın değerlendirmesine göre, metinde Ermenistan koridor üzerinde yasal egemenliğe sahip görünse de, 99 yıllık kiralama, geliştirme ve işletme hakkının ABD’ye verilmesi, demiryolu, karayolu ve enerji altyapısının inşası gibi maddeler, ciddi çelişkiler ve riskler barındırmaktadır.

Bu nedenle, örneğin güvenlik görevlerinin hangi düzenlemelerle yerine getirileceği ve koruma misyonunun Ermeni muhafızlar ve özel şirketler tarafından mı yoksa yabancı tarafça mı yürütüleceği belirsizdir.

Bunun ötesinde, gümrük, pasaport kontrolü ve denetimler gibi önemli teknik meselelerin nasıl gerçekleştirileceği, Ermeni güçlerinin koridor boyunca fiilen bulunup bulunmayacağı veya yalnızca sembolik bir rol oynayıp oynamayacağı da belli değildir. Bu noktalar, “bilinmeyen, gri ve şüpheli hususlar” olarak adlandırılmakta ve böylesi maddelere dayanarak Ermenistan’ın koridorun fiili kontrolünü ABD’ye devretmesi ihtimali gündeme gelmektedir.

Anayasa değişikliği engelleri

Bir diğer belirsizlik, Ermenistan Anayasası taslağı ile ilgilidir. Mevcut anayasa açıkça bu anlaşma ile çelişmektedir. Erivan’ın, Bakü’nün talebi doğrultusunda “Dağlık Karabağ’a yapılan atıfları” kaldıracak şekilde anayasasını değiştirmesi beklenmektedir. Ancak bu anlaşmanın zamanlaması, 2026’daki seçimler öncesinde Paşinyan için anayasa değişikliğini zorlaştırmaktadır. Washington Post’un da belirttiği gibi, muhalefet partilerinin eleştirileri bu projenin uygulanmasını güçleştirecektir.

Bu belirsizlik, anlaşmanın 2. maddesini de hatırlatmaktadır: “Taraflar birbirlerine karşı hiçbir toprak iddiasında bulunmadıklarını ve gelecekte de bulunmayacaklarını teyit eder.” Ancak, 6. maddede şöyle denmektedir: “Taraflar, taahhütlerini tamamen yerine getirerek, devlet sınırının belirlenmesi ve işaretlenmesine ilişkin anlaşmayı imzalamak için üzerinde mutabık kalınan komisyonların hükümlerine göre müzakerelerde bulunacaklardır.” Asıl çelişki, 13. madde okunduğunda ortaya çıkmaktadır: “Taraflardan hiçbiri, işbu anlaşmayı uygulamamak için kendi iç hukukundaki hükümlere dayandıramaz.” Buna karşılık, 16. maddede şu ifade yer almaktadır: “Bu anlaşma, tarafların ulusal yasalarıyla uyumlu hale geldikten sonra yürürlüğe girecektir.”

Sonuç

Özetle, bu belgede operasyonel belirsizlikler ve stratejik kırılganlıklar yoğun biçimde hissedilmektedir. Koridor için tarifeler, gelir paylaşımı veya denetim yapıları konusunda hiçbir net protokol yoktur. Görünen o ki, bu koridor bölgesel istikrardan daya ziyade ABD’nin ve özellikle Donald Trump’ın jeopolitik hırslarına hizmet etmektedir/mehr

YORUMLAR

REKLAM

İLGİLİ BAŞLIKLAR

REKLAM