Hizbullah'ın geçen hafta
pazar günü (24 Kasım), işgal altındaki topraklara yönelik saldırıları gerçekten
benzersizdi. Bu saldırılar kuzeyden Tel Aviv ve Aşdod'a kadar işgal altındaki
bölgeleri kapsıyordu ve ciddiyet açısından bakıldığında işgal altındaki
bölgeleri 300'den fazla füze ve insansız hava aracının vurduğunu söylemek
gerekir.
İbrani gazetelerinden Yediot
Aharonot, izin verildikten sonra bu saldırının zararlarının bir kısmına değindi
ve şunları yazdı: ‘Oluşan hasarın miktarının on milyonlarca şekel olduğu tahmin
ediliyor. Savaşın başlangıcından bu yana geniş alanlarda en yoğun çatışmaların
yaşandığı günlerde, onlarca maliye ekibi hasarlı bölgelere akın etti ancak
olayların kapsamının geniş olması nedeniyle tazminatın tespiti hâlâ mümkün
değil ancak hasarın on milyonlarca şekel olduğu tahmin ediliyor.
İşgal altındaki
bölgelerin kuzeyinde 8 binden fazla bina yıkıldı. Bu saldırıların ardından
Siyonistler bir anda ateşkes sağlama kararı aldı. Elbette Kiryat Şomana’daki
hasarın inanılmaz boyutlara ulaştığını ve yalnızca hasar gören eğitim
binalarının yeniden inşasının 4 ay süreceğini belirtmek gerekir. Lübnan
sınırındaki Siyonist yerleşim birimlerinde neredeyse hiç sağlam bina bulunmuyor
ve evlerin çoğunun yenilenmesi ya da yıkılması gerekiyor.’
ATEŞKES HİZBULLAH’IN
SALDIRILARININ MI YOKSA HOCHSTEİN’İN GÖRÜŞMELERİNİN Mİ SONUCU?
Bu bağlamda Arap
dünyasının önde gelen analistlerinden olan Rey el-Yevm Gazetesi Başeditörü
Abdel Bari Atvan, bu gazetedeki makalesinde şunları yazdı: ‘Ateşkes, Siyonist
rejimin Tel Aviv, Hayfa ve Safed'deki askeri ve istihbarat üslerine 340'tan
fazla roket ve patlayıcı insansız hava aracının ateşlendiği ve 4 milyondan
fazla Siyonist'in barınaklara kaçmasına neden olan Siyonistlerin Kara Pazar günü
sonrasında önerilmişti. Bu saldırılar sonucunda Ben Gurion havaalanı
kapatılarak işgal altındaki bölgelerde çok sayıda yangın çıktı ve çok sayıda
kişi yaralandı. İşgal altındaki bölgelerin kuzeyinde ve Batı Celile (Akka,
Nahariya ve Hayfa dahil) ve Doğu Celile (Safad) şehirlerindeki hayat tamamen
sekteye uğradı. Öyle ki Hizbullah'ın bir gün ve gecede gerçekleştirdiği
operasyonların sayısı 51'e ulaştı ve bu bölgelerdeki tüm okullar kapatıldı.
Sahadaki bu gelişmeler,
füzeler ve insansız hava araçları Lübnan ve Gazze'deki savaşın sonunu getirecektir
ve yakın zamanda Tel Aviv'i ziyaret eden ABD Temsilcisi Amos Hockstein’in
eylemlerinin bu konuda hiçbir etkisi yoktur. Şeyh Naim Kasım açıklamalarında
tamamen doğru söylüyordu ve şu ifadelerde bulundu: “Beyrut’un roket yağmuruna
tutulması Tel Aviv’in de roket yağmuruna tutulmasını beraberine getirecek ve Hizbullah
teslim olmayacaktır.” Hizbullah'ın geçtiğimiz Pazar günü yaptığı saldırılar
sonucunda düşmanın çığlığının göklere yükseldiğini görüyoruz.’
ATEŞKES ANLAŞMASININ
AYRINTILARI
Lübnan Meclis Başkanı
Yardımcısı İlyas Busaab, Pazartesi günü Lübnan ile Siyonist rejim arasındaki
olası ateşkes anlaşmasının ayrıntılarına değindi ve Reuters haber ajansına
verdiği röportajda şunları söyledi: ‘ABD'nin İsrail ile Lübnan Hizbullah Hareketi
arasındaki çatışmayı sona erdirmek amacıyla önerdiği 60 günlük ateşkesin
uygulanmasının önünde ciddi bir engel bulunmuyor. 60 gün içinde İsrail ordusu
güçleri Güney Lübnan'dan çekilecek ve Lübnan ordusuna bu bölgelerde konuşlanma
zamanı verilecektir.’
Öte yandan bazı haber
kaynakları, Lübnan güçlerinin yanı sıra Amerikan ve Fransız güvenlik güçlerinin
de Güney Lübnan'da konuşlanacağını, İsrail rejiminin bölgeyi terk edeceğini ve
Hizbullah'ın da Litani Nehri'nin yukarısına doğru hareket edeceğini belirtiyor.
Lübnan dışişleri bakanı
ayrıca ateşkes anlaşmasının Tel Aviv ile kara sınırlarının belirlenmesine
yönelik müzakerelere yol açacağını umut ettiğini ifade etti. Hizbullah’ın
meclisteki partisinin başkanı, Siyonistlerin ateşkes yolundaki sabotajlarının
tekrarlanması konusunda uyarıda bulunarak şunları söyledi: ‘Lübnan'ın
egemenliğine saygı duyan ve onu düşman tehditlerinden koruyan her öneriyi görüşüyoruz
ve garantimiz ordu, millet ve direnişin denklemidir. İsrail, gözlemcilerin gözü
önünde 1701 sayılı Kararı 30 bin kez ihlal etti. Zaten partimiz dolaylı
görüşmelerin sonuçlarını bekliyor.’
Öte yandan, Hizbullah'ın
bu kararına tüm direniş cephesinin saygı duyduğunu belirtmek gerekir. Bu
bağlamda Hamas hareketinin liderlerinden Usame Hamdan, el-Meyadin kanalına
verdiği röportajda şunları vurguladı: ‘İşgalciler sahada başaramadıklarını müzakerelerde
elde etmeye çalışıyorlar ama böyle bir şey olmayacak.’
Hamdan, Lübnan cephesi
hakkında da Pazar günü direnişin 51 operasyonu sırasında yaşananları “Allah'ın
şanlı günlerinden biri” olarak nitelendirdi ve şunları vurguladı: ‘Bu, İsrail
işgaline karşı Lübnan direnişinin açık bir mesajıdır. Lübnan'da herhangi bir
ateşkes ilanı bizi mutlu edecektir, çünkü Hizbullah halkımızın yanındaydı ve
büyük fedakarlıklar yaptı.’
Elbette bölge dışında da
ateşkes kararı büyük dikkat çekti.
AB Komisyonu Başkanı
Josep Borrell, G7 toplantısında yaptığı açıklamada, Siyonist Kabineden hiçbir
mazeret ve ek talep olmaksızın Lübnan Hizbullah Hareketiyle ateşkes anlaşmasını
kabul etmesini isteyerek, Uluslararası Ceza Mahkemesi'nin işgalci rejimin
Başbakanı hakkında verdiği tutuklama emri konusunda Batı'nın çifte
standartlarını eleştirdi.
SİYONİSTLERİN ÖFKESİ
VE ÇIĞLIĞI
Öte yandan üst düzey bir
Siyonist yetkili şunları söyledi: ‘Tel Aviv muhtemelen ABD'nin Lübnan
Hizbullah'ıyla ateşkes planını onaylayacak. Netanyahu ve kabinesinin savaşı
uzatmasına öfkeli olan işgal altındaki kuzey Filistin'deki yetkililer ve
yerleşimciler şunları söyledi: Kuzeydeki İsraillilerin kanı Netanyahu'nun
boynunda ve o bu bölgenin güvenliğini sağlayamamışken artık Hizbullah'a teslim
olmuş durumda. Örneğin, Kiryat Şomana’nın belediye başkanı Avichai Stern
şunları söyledi: Tam zaferden tam teslimiyete nasıl geçtiğimizi anlamıyorum ve
neden bitiremeyeceğimiz bir şeye başladık? Biz Hizbullah'ı yenmek ve yok etmek
yerine ona oksijen enjekte ettik.’
Elbette bazılarının da
farklı görüşleri vardı; Örneğin Siyonist rejim muhalefet lideri Yair Lapid
şunları söyledi: ‘Doğru olan, 10 ay önce Lübnan'la bir anlaşmaya varmaktı.’ Tabii
bu sözler, yerleşimcilerin şu ifadelerinin ardından gündeme geldi: ‘Her gün
sağa sola roketler çarpıyor, dayanma gücümüz kalmadı, belimiz kırıldı, gücümüz
tükendi.
Siyonist rejimin eski
başbakanı Naftali Bennett, Netanyahu'nun güvenlik kabinesi tarafından
onaylanması beklenen Hizbullah ile yapılan ateşkes anlaşmasını sert bir şekilde
eleştirdi ve şunları söyledi: ‘Bu anlaşma Hizbullah'ın İsrail'e saldırmasını
engelleyemez ve bu anlaşma “tam bir diplomatik güvenlik başarısızlığıdır.” Bennett,
açıklamasında Lübnan'da tampon bölge oluşturulmamasını eleştirerek, şunları
söyledi: ‘Hizbullah sınır noktalarında örgütler oluşturup bunları Kuzey İsrail’e
(İşgal Altındaki Filistin) saldırmak için kullanabilecektir.’
SİYONİST REJİMİN
MİLYARLARCA DOLARLIK PROJESİNİN ÇÖKÜŞÜ
İbrani medyası, Hizbullah'ın
insansız hava aracı saldırısının Tel Şamim bölgesindeki milyarlarca dolarlık
bir projeyi hedef aldığını bildirdi. El-Meyadin konuyla ilgili haberinde şu
ifadelerde bulundu: ‘Lübnan yakınındaki sınır bölgeleri yer altı tuzaklarından
korkulduğu için boşaltıldı.’
SAVAŞIN TARIM
SEKTÖRÜNE VERDİĞİ ZARARLAR
İbrani gazetesi Haaretz
bir raporda şunları yazdı: ‘İsrail ordusunun 2023 sonlarında gıda rezervlerinde
önemli bir artışa ihtiyacı vardı ancak iş gücü bulmada sorunlar yaşandı, bu
faktörler meyve sebze sektöründe krize ve fiyatların artmasına neden oldu.’ İbrani
medyası, savaşın devam etmesi sonucu işgal altındaki topraklarda tarım
sektöründe kriz yaşandığını, meyve ve sebze fiyatlarının arttığını, çiftçilerin
topraklarında çalışacak işçi bulmakta zorlandığını yazdı.
Bir diğer haber ise
Siyonist rejim TV kanallarından Kanal 12, Yemen silahlı kuvvetlerinin
saldırılarının ardından işgal altındaki topraklarda bulunan el-Hadire'deki “İttifak
kauçuk fabrikasının” bu hafta kapatıldığını ve 450 çalışanı işten çıkardığını
aktardı.
Japonya'nın “Yokohama
Rubber” şirketi 2016 yılından beri bu fabrikanın sahibidir. The Globes daha
önce fabrika sahibinin daha ucuz üretim alternatifleri ve daha düşük nakliye
maliyetleri aradığını, çünkü üretimin büyük kısmının ihraç edildiğini,
maliyetlerin ise savaşın başlangıcından bu yana Yemen silahlı kuvvetlerinin
saldırıları nedeniyle arttığını belirtmişti.