60 Günlük Ateşkes Fısıltıları; Hizbullah’ın Füzeleri Yapacağını Yaptı

GİRİŞ: 27.11.2024 13:50      GÜNCELLEME: 27.11.2024 13:50
Rasthaber -   Tam da Hizbullah'ın Lübnan'da işgal altındaki topraklara düzenlediği en ağır ve en zarar verici saldırılarından birinden sadece iki gün sonra, Lübnan Hizbullah Hareketi ile apartheid rejimi İsrail arasında 60 günlük ateşkes fısıltısı duyuluyor. Bu “fısıltı” o kadar ciddi ki, siz bu yazıyı okurken ateşkes çoktan başlamış olabilir.

Hizbullah'ın geçen hafta pazar günü (24 Kasım), işgal altındaki topraklara yönelik saldırıları gerçekten benzersizdi. Bu saldırılar kuzeyden Tel Aviv ve Aşdod'a kadar işgal altındaki bölgeleri kapsıyordu ve ciddiyet açısından bakıldığında işgal altındaki bölgeleri 300'den fazla füze ve insansız hava aracının vurduğunu söylemek gerekir.

İbrani gazetelerinden Yediot Aharonot, izin verildikten sonra bu saldırının zararlarının bir kısmına değindi ve şunları yazdı: ‘Oluşan hasarın miktarının on milyonlarca şekel olduğu tahmin ediliyor. Savaşın başlangıcından bu yana geniş alanlarda en yoğun çatışmaların yaşandığı günlerde, onlarca maliye ekibi hasarlı bölgelere akın etti ancak olayların kapsamının geniş olması nedeniyle tazminatın tespiti hâlâ mümkün değil ancak hasarın on milyonlarca şekel olduğu tahmin ediliyor.

İşgal altındaki bölgelerin kuzeyinde 8 binden fazla bina yıkıldı. Bu saldırıların ardından Siyonistler bir anda ateşkes sağlama kararı aldı. Elbette Kiryat Şomana’daki hasarın inanılmaz boyutlara ulaştığını ve yalnızca hasar gören eğitim binalarının yeniden inşasının 4 ay süreceğini belirtmek gerekir. Lübnan sınırındaki Siyonist yerleşim birimlerinde neredeyse hiç sağlam bina bulunmuyor ve evlerin çoğunun yenilenmesi ya da yıkılması gerekiyor.’

ATEŞKES HİZBULLAH’IN SALDIRILARININ MI YOKSA HOCHSTEİN’İN GÖRÜŞMELERİNİN Mİ SONUCU?

Bu bağlamda Arap dünyasının önde gelen analistlerinden olan Rey el-Yevm Gazetesi Başeditörü Abdel Bari Atvan, bu gazetedeki makalesinde şunları yazdı: ‘Ateşkes, Siyonist rejimin Tel Aviv, Hayfa ve Safed'deki askeri ve istihbarat üslerine 340'tan fazla roket ve patlayıcı insansız hava aracının ateşlendiği ve 4 milyondan fazla Siyonist'in barınaklara kaçmasına neden olan Siyonistlerin Kara Pazar günü sonrasında önerilmişti. Bu saldırılar sonucunda Ben Gurion havaalanı kapatılarak işgal altındaki bölgelerde çok sayıda yangın çıktı ve çok sayıda kişi yaralandı. İşgal altındaki bölgelerin kuzeyinde ve Batı Celile (Akka, Nahariya ve Hayfa dahil) ve Doğu Celile (Safad) şehirlerindeki hayat tamamen sekteye uğradı. Öyle ki Hizbullah'ın bir gün ve gecede gerçekleştirdiği operasyonların sayısı 51'e ulaştı ve bu bölgelerdeki tüm okullar kapatıldı.

Sahadaki bu gelişmeler, füzeler ve insansız hava araçları Lübnan ve Gazze'deki savaşın sonunu getirecektir ve yakın zamanda Tel Aviv'i ziyaret eden ABD Temsilcisi Amos Hockstein’in eylemlerinin bu konuda hiçbir etkisi yoktur. Şeyh Naim Kasım açıklamalarında tamamen doğru söylüyordu ve şu ifadelerde bulundu: “Beyrut’un roket yağmuruna tutulması Tel Aviv’in de roket yağmuruna tutulmasını beraberine getirecek ve Hizbullah teslim olmayacaktır.” Hizbullah'ın geçtiğimiz Pazar günü yaptığı saldırılar sonucunda düşmanın çığlığının göklere yükseldiğini görüyoruz.’

ATEŞKES ANLAŞMASININ AYRINTILARI

Lübnan Meclis Başkanı Yardımcısı İlyas Busaab, Pazartesi günü Lübnan ile Siyonist rejim arasındaki olası ateşkes anlaşmasının ayrıntılarına değindi ve Reuters haber ajansına verdiği röportajda şunları söyledi: ‘ABD'nin İsrail ile Lübnan Hizbullah Hareketi arasındaki çatışmayı sona erdirmek amacıyla önerdiği 60 günlük ateşkesin uygulanmasının önünde ciddi bir engel bulunmuyor. 60 gün içinde İsrail ordusu güçleri Güney Lübnan'dan çekilecek ve Lübnan ordusuna bu bölgelerde konuşlanma zamanı verilecektir.’

Öte yandan bazı haber kaynakları, Lübnan güçlerinin yanı sıra Amerikan ve Fransız güvenlik güçlerinin de Güney Lübnan'da konuşlanacağını, İsrail rejiminin bölgeyi terk edeceğini ve Hizbullah'ın da Litani Nehri'nin yukarısına doğru hareket edeceğini belirtiyor.

Lübnan dışişleri bakanı ayrıca ateşkes anlaşmasının Tel Aviv ile kara sınırlarının belirlenmesine yönelik müzakerelere yol açacağını umut ettiğini ifade etti. Hizbullah’ın meclisteki partisinin başkanı, Siyonistlerin ateşkes yolundaki sabotajlarının tekrarlanması konusunda uyarıda bulunarak şunları söyledi: ‘Lübnan'ın egemenliğine saygı duyan ve onu düşman tehditlerinden koruyan her öneriyi görüşüyoruz ve garantimiz ordu, millet ve direnişin denklemidir. İsrail, gözlemcilerin gözü önünde 1701 sayılı Kararı 30 bin kez ihlal etti. Zaten partimiz dolaylı görüşmelerin sonuçlarını bekliyor.’

Öte yandan, Hizbullah'ın bu kararına tüm direniş cephesinin saygı duyduğunu belirtmek gerekir. Bu bağlamda Hamas hareketinin liderlerinden Usame Hamdan, el-Meyadin kanalına verdiği röportajda şunları vurguladı: ‘İşgalciler sahada başaramadıklarını müzakerelerde elde etmeye çalışıyorlar ama böyle bir şey olmayacak.’

Hamdan, Lübnan cephesi hakkında da Pazar günü direnişin 51 operasyonu sırasında yaşananları “Allah'ın şanlı günlerinden biri” olarak nitelendirdi ve şunları vurguladı: ‘Bu, İsrail işgaline karşı Lübnan direnişinin açık bir mesajıdır. Lübnan'da herhangi bir ateşkes ilanı bizi mutlu edecektir, çünkü Hizbullah halkımızın yanındaydı ve büyük fedakarlıklar yaptı.’

Elbette bölge dışında da ateşkes kararı büyük dikkat çekti.

AB Komisyonu Başkanı Josep Borrell, G7 toplantısında yaptığı açıklamada, Siyonist Kabineden hiçbir mazeret ve ek talep olmaksızın Lübnan Hizbullah Hareketiyle ateşkes anlaşmasını kabul etmesini isteyerek, Uluslararası Ceza Mahkemesi'nin işgalci rejimin Başbakanı hakkında verdiği tutuklama emri konusunda Batı'nın çifte standartlarını eleştirdi.

SİYONİSTLERİN ÖFKESİ VE ÇIĞLIĞI

Öte yandan üst düzey bir Siyonist yetkili şunları söyledi: ‘Tel Aviv muhtemelen ABD'nin Lübnan Hizbullah'ıyla ateşkes planını onaylayacak. Netanyahu ve kabinesinin savaşı uzatmasına öfkeli olan işgal altındaki kuzey Filistin'deki yetkililer ve yerleşimciler şunları söyledi: Kuzeydeki İsraillilerin kanı Netanyahu'nun boynunda ve o bu bölgenin güvenliğini sağlayamamışken artık Hizbullah'a teslim olmuş durumda. Örneğin, Kiryat Şomana’nın belediye başkanı Avichai Stern şunları söyledi: Tam zaferden tam teslimiyete nasıl geçtiğimizi anlamıyorum ve neden bitiremeyeceğimiz bir şeye başladık? Biz Hizbullah'ı yenmek ve yok etmek yerine ona oksijen enjekte ettik.’

Elbette bazılarının da farklı görüşleri vardı; Örneğin Siyonist rejim muhalefet lideri Yair Lapid şunları söyledi: ‘Doğru olan, 10 ay önce Lübnan'la bir anlaşmaya varmaktı.’ Tabii bu sözler, yerleşimcilerin şu ifadelerinin ardından gündeme geldi: ‘Her gün sağa sola roketler çarpıyor, dayanma gücümüz kalmadı, belimiz kırıldı, gücümüz tükendi.

Siyonist rejimin eski başbakanı Naftali Bennett, Netanyahu'nun güvenlik kabinesi tarafından onaylanması beklenen Hizbullah ile yapılan ateşkes anlaşmasını sert bir şekilde eleştirdi ve şunları söyledi: ‘Bu anlaşma Hizbullah'ın İsrail'e saldırmasını engelleyemez ve bu anlaşma “tam bir diplomatik güvenlik başarısızlığıdır.” Bennett, açıklamasında Lübnan'da tampon bölge oluşturulmamasını eleştirerek, şunları söyledi: ‘Hizbullah sınır noktalarında örgütler oluşturup bunları Kuzey İsrail’e (İşgal Altındaki Filistin) saldırmak için kullanabilecektir.’

SİYONİST REJİMİN MİLYARLARCA DOLARLIK PROJESİNİN ÇÖKÜŞÜ

İbrani medyası, Hizbullah'ın insansız hava aracı saldırısının Tel Şamim bölgesindeki milyarlarca dolarlık bir projeyi hedef aldığını bildirdi. El-Meyadin konuyla ilgili haberinde şu ifadelerde bulundu: ‘Lübnan yakınındaki sınır bölgeleri yer altı tuzaklarından korkulduğu için boşaltıldı.’

SAVAŞIN TARIM SEKTÖRÜNE VERDİĞİ ZARARLAR

İbrani gazetesi Haaretz bir raporda şunları yazdı: ‘İsrail ordusunun 2023 sonlarında gıda rezervlerinde önemli bir artışa ihtiyacı vardı ancak iş gücü bulmada sorunlar yaşandı, bu faktörler meyve sebze sektöründe krize ve fiyatların artmasına neden oldu.’ İbrani medyası, savaşın devam etmesi sonucu işgal altındaki topraklarda tarım sektöründe kriz yaşandığını, meyve ve sebze fiyatlarının arttığını, çiftçilerin topraklarında çalışacak işçi bulmakta zorlandığını yazdı.

Bir diğer haber ise Siyonist rejim TV kanallarından Kanal 12, Yemen silahlı kuvvetlerinin saldırılarının ardından işgal altındaki topraklarda bulunan el-Hadire'deki “İttifak kauçuk fabrikasının” bu hafta kapatıldığını ve 450 çalışanı işten çıkardığını aktardı.

Japonya'nın “Yokohama Rubber” şirketi 2016 yılından beri bu fabrikanın sahibidir. The Globes daha önce fabrika sahibinin daha ucuz üretim alternatifleri ve daha düşük nakliye maliyetleri aradığını, çünkü üretimin büyük kısmının ihraç edildiğini, maliyetlerin ise savaşın başlangıcından bu yana Yemen silahlı kuvvetlerinin saldırıları nedeniyle arttığını belirtmişti.

YORUMLAR

REKLAM

İLGİLİ BAŞLIKLAR

REKLAM